28. Bölüm [M]

517 28 122
                                    

Selam bebekler ben geldiiim 🥳🥳 tam tamına bir hafta bir gün sonunda atıyorum zevkten 928638 köşe olduğum o bölümü. Sizin de zevk almanızı dileyerek iyi okumalar diyor ve ufak bir hatırlatmadan sonra sahneden çekiliyorum. 🫡🫡

(İFTARDAN SONRA OKUYUN, ABDEST KAÇARSA DA HİÇ VAKİT KAYBETMEDEN DUŞA GİRİN!!!)





"Mmnh! B-bacık-hh~"

Çarşafları sıkarken inledi küçük beden.

"Ah- hah!"

İnce yorganın altında kıvranıyordu dakikalardır.

"D-daha h-hızlı lü-lütfehn!"

Kapalı gözlerinden şakalarına doğru aktı yaşlar. Dudakları titredi. Nefesi kesiliyor, kalçasını havaya kaldırıyordu.

"H-haah!"

Dokunuşlar öyle sıcak hissettiriyordu ki terleri çarşafı sırılsıklam yapmıştı.

"N-haaah!"

Seslice inledi ve aniden araladı gözlerini. Tüm bedeni kasıldığı için titriyordu. Bulanık bakışlarıyla baktı yanında uzanıp uyku sersemi haliyle onu izleyene. Ne olduğunu anlamaya çalıştı kısa süreliğine. Sızlayan erkekliği getirdi aklını başına.

"Sanırım ıslak bir rüya görüyordun bebeğim."

Yeni uyandığı için ağırlaşan ses tonuyla doldurdu terden ıslanmış bebeğinin kulaklarını. Wooyoung duyduğu ile kıpkırmızı oldu. Aralık dudaklarından hızlı hızlı soluklar alırken rüyanın etkisindeydi hâlâ. Öyle güzeldi ki, aynısını yaşamak istiyordu. Kendine gelmeyi beklemeden harekete geçti. Sertçe öpmeye başladı babacığının kuru dudaklarını. Yanaklarını tuttu sıkıca, bastırdıkça bastırdı kendine. Dilini ağzına gönderdiği gibi turladı içinde. San da geri kalmadı tabii ki, aynı sertlikle karşılık verdi erekte olmuş sevgilisine. Bel çukuruna yerleştirdiği eli ile iyice yaklaştırdı kendine, tek bir bedenmiş gibi görünüyorlardı.

"Nng!"

İnledi büyüğünün salyalı dudağına. Alt dudağını emdi önce, çekiştirdi ve dişledi. Ensesindeki saç diplerini okşarken daha da bastırdı kendine mümkünmüş gibi. Sargılı bacağını sardı babacığının beline. Hâlâ ağrısı olduğu için yavaşça hareket etmişti tabii. Doymuyordu. Sızlayan penisi kontrolü uzun zaman önce eline almış olduğu için tüm dengesi alt üst olmuştu. Her yerini öpsün, kahvaltısını babacığının menileriyle yapsın istiyordu.

Nefesleri kesilmeye yüz tutmuştu. Öyle ki şiddetli öpücüğü başlatan Wooyoung ciğerleri sıkıştığı için seslice ayırmıştı dudaklarını.
Parlayan gözleriyle babacığının kıpkırmızı dudaklarına bakarken burnuyla burnuna sürtünüyordu. Birbirlerinin nefeslerini soluyorlardı aralık dudaklarından. San dudaklarını yaladı yavaşça, boğuk konuşmamak için boğazını temizledi. Yeniden araladı dudaklarını fakat küçüğünün işaret parmağını derisine bastırması ile konuşamadan kaldı öylece.

"Shh."

Wooyoung da boğazını temizledi rahatça konuşabilmek için.

"Babacığım, hani dün bir şey yapacaktık ya."

Büyük olan dudağına bastırılmış parmağa öpücükler kondururken salladı başını yavaşça.

"Onu yapabilir miyiz?"

Hareketlerinin yanında sesinden de anlaşılıyordu becerilmeyi ne kadar istediği. Ses tonu öyle arzu doluydu ki, San bütün taşkınlıkları asla itiraz etmeden yapabilirdi. Büyüleyiciydi. Yalnızca ses tonu değil, her şeyiyle büyüleyici bir şeydi Wooyoung. Tehlikeliydi. San'a tüm kötülükleri yaptırabilecek güçte olan tehlikeli bir varlıktı. Ve bu tabii ki de büyük olan için sorun değildi. Tanrısı ne derse yapardı. Çünkü ancak öyleyken iyi bir kul ve tanrısının gözdesi olabilirdi.

Woosan [Texting-Düz yazı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin