19. Bölüm - Koruma Büyüsü

4 1 0
                                    

Sabah olduğunda Ekin, Demokan ve Asya'nın uyuduğu odanın kapısını tıklattı. O daha erken kalktığı için kahvaltıyı hazırlamıştı. Kapıyı tıklattığında içeriden ses gelmeyince yavaşça kapıyı açıp aralıktan başını uzattı, "Asya, Demokan, hadi kalkın. Kahvaltı hazır." dedi yavaşça.

Asya gözlerini araladı. Uyanınca bilinci geldi ve aklına ilk gelen şey Cemre oldu. Hemen yataktan fırlar gibi doğruldu.

Başucuna koyduğu telefonuna sarıldı ve tuş kilidine bakıp saliselik bir zamanda ekranın aydınlanmasını bekledi. Ekranda gördüğü mesaj karşısında rahatlayıp derin bir oh çekti.

Cemre:

"Ben iyiyim Asya abla da, ne oluyor anlamadım. Neler dönüyor yine, sen neredesin?"

Asya Ekin'e, "Tamam, geliyorum canım." dedikten sonra Cemre'ye, bir gece önce, onun evinden ayrıldıktan sonraki olayları, Demokanla buluşup Ekin'in evine geldiğini, Demokan'ın lanet ile ilgili anlattığı şeyleri anlatan upuzun bir mesaj yazdı. Sonuna da ekledi,

"Cemre biz Demokanla eve gelip durumu bir kontrol edeceğiz. Biz gelene kadar sakın ha benim eve çıkayım deme. Annenler memlekete gideceklermiş. Sen de benle kalacakmışsın. Annen de bize gitmeye falan kalkarsa 'Asya Abla evde değil, çarşıda işi varmış.' falan de, bahane uydur. Sakın biz gelene kadar o eve gitmeyin. Tamam mı?"

'Gönder.'

Kalkıp diğerlerinin toplandığı kahvaltı masasına gitti. Herkes onun gelmesini bekliyordu. Ekip tamamlandığında sessiz sedasız kahvaltılarını yaptılar. Huzursuz bir sessizlikti onlarınki. Yemek bitince

Demokan tabağından başını kaldırıp Asya'ya bakarak, "Asya gel senle şu evin son durumuna bakalım." dedi. Ardından elindeki çatalı tabağına büyük bir gürültüyle adeta fırlattı. Asya sessizce yerinden kalktı ve masadan çoktan kalkıp Miraç'ın odasına geçen Demokan'ı takip etti.

Masada kalan Ekin ve Miraç gözleriyle Demokan ve Asya'yı takip etti, ikisi de görüş alanlarından çıkınca birbirine bakakaldı. İkisi de Demokan'ın, özellikle Asya'ya karşı olan, davranışlarından rahatsızlık duyuyordu.

Ekin tam anlamıyla nefret etmişti bu adamdan. Miraç ise normal şartlar altında tanışsa sevebilirdi belki bu adamı. Ama Asya'ya olan kabaca yaklaşımından ve bir o kadar da yakın olmalarından ötürü pek haz etmiyordu. İkisi de birbirlerine hiçbir şey demeden, gözlerini birbirlerinden ayırıp önlerindeki tabaklara çevirdiler.

Demokan, Asya peşi sıra odaya girdiğinde kapıyı sıkıca kapattı. Yatağın üstüne oturup tam önüne eliyle hafifçe vurarak Asya'ya oturmasını işaret etti. Asya sessizce talimatı yerine getirdi. Demokan ellerini, avuçları yukarı gelecek şekilde öne uzattı. Asya ellerini tutunca, "Gözlerini kapat." dedi.

Asya bu talimata da uydu. Göz kapakları kapanıp etraf karanlığa büründükten saniyeler sonra, bir ekrandan olan biteni izlemeye başladı sanki.

Demokan da Asya da artık Asya'nın evindeydiler.

Asya'nın gördükleri karşısında tüyleri ürpermiş, nutku tutulmuştu. Duvarlarında kanla çizilmiş garip şekiller, evin her bir noktasından gelen keskin bir koku, içine yayılan huzursuzluğu pekiştirdikçe pekiştiriyordu. Aslında, oraya gideli saniyeler olmuştu, her ne kadar saatler gibi hissettirse de... Ancak Demokan'ın sesiyle irkildi birden.

"Artık sen gözlerini açmalısın. Manevi olarak da olsa, burada bulunman çok riskli. Sana sadece giriş yapma kısmında ihtiyacım vardı. Bundan sonrasına ben devam edeceğim. Herhangi bir tehlikenin olup olmadığını kontrol ettikten sonra duruma bakacağız. Hadi aç gözlerini sen." dedikten sonra Demokan, Asya'nın ellerini bıraktı.

Günah TohumlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin