Dükkandan çıktıktan sonra hızlı adımlarla arabayı park ettikleri yere gittiler. Arabaya binip hızlı bir şekilde evin yolunu tuttular. On beş yirmi dakika sonra eve geldiklerinde az önceki acelenin yerinde yeller esiyordu, özellikle de Asya için. Demokan arabadan malzemeleri aldığında apartmana doğru yürüdü. Birinci kattaki bir pencerede küçük bir hareketlenme oldu. Dört kişilik bu grup apartmana yaklaşınca, penceredeki hareketlenme arttı, perde yukarı doğru savruldu
Hızlıca pencereyi açan Cemre, "Hele şükür. Nerde kaldınız ya? Annemi zapt etmek ne kadar zor bilmiyor musun, Asya Abla? Bence diğerleri hızla içeri geçsin ya da burada beklesin. Annem dibini köşesini didikler, beni de nah bırakır burada. 'Ne işler çeviriyorsunuz siz?' deyip duruyor zaten sabahtan beri." dedi sesini olabildiğince alçak tutmaya çalışarak.
Annesinin sesi içeriden gelince ani bir hareketle içeri bakıp, elini havada savurarak, "Çabuk hadi..." dedi. Sonra pencereden içeri girerken, "...Geldim anne!" deyip pencereyi kapattı.
Asya hemen çantasından anahtarını çıkararak giriş kapısına koştu. Kalanlar da hızlıca Asya'yı takip etti. Her ne kadar hızlı davranmış olsalar bile, girişte Esma Abla'ya yakalanmaktan kurtulamadılar.
Problem Asya'nın iki erkek bir de kız arkadaşıyla eve gelmesi değil, sonuçta Asya'nın bir aile apartmanına uymayan 'çılgın partiler' yapan bir kız olmadığını biliyordu Esma Abla. Asıl sorun tam da Esma Ablaların hasat zamanı nedeniyle üç ay boyunca memleketlerine gidecekleri gün bu üç kişinin gelmesiydi. Sonuçta 'Benim evimde canıma kasteden bir yaratık var ve bu üç arkadaşımı büyüyle o yaratığı kovabilelim diye getirdim.' diyemezdi Asya. Bu sabahlara kadar kızlı-erkekli parti vermeleri ihtimalinden daha vahim bir durumdu.
Esma Abla kapıyı açmış, tek kaşı havada, "Asya'cığım, dün akşam bir şey mi oldu? Neriman teyze geldi sabah, ağlama sesleri duymuş senin evden." dedi.
"Yok ablacığım, günün yorgunluğunu atayım diye film izlemiştim. Sesinin o kadar açık olabileceğini düşünmedim. Neriman Teyze'den özür diler, gönlünü alırım bir ara." dedi Asya, yalan söylediğinin anlaşılmamasını umarak.
Esma Abla imalı imalı "Peki öyle olsun bakalım. Bu arkadaşların kim? Siz de hoş geldiniz gençler." dedi. Her birini tek tek süzmeyi de ihmal etmedi.
"Hani geçen bahsetmiştim ya Miraçla kavga ettik Demokan aramızı düzeltmeye çalışıyor diye. Miraç ve Ekin yakın zamanda evlenecek. Biraz gergin zamanlar yaşadıkları için kavga ettik ama şimdi iyiyiz." dedi Miraç ve Ekin'i göstererek, bir yandan da sıçtığını ve 'Tüyünü nereye diksem?' diye düşünerek.
Beceriksizce sözlerine devam etti, "İşte bende bir alacakları vardı, onlara ev hediyesi olarak vereceğim bir eşya, onu almaya geldiler. Bir de Ekin'in düğünü için bir şeyler yapacaktık. Onun için geldiler." dedi. İçinden de kendine sövdü.
Demokan, 'Ne saçmalıyor şimdi bu?' der gibi bakarken Asya'ya, diğerleri patlamaya ramak kalmış kahkahalarını dudaklarının ardında kilitli tutmaya çalışıyorlardı.
Miraç kahkahasını samimiyetsiz bir gülümsemeyle bastırarak Ekin'in elini yolarcasına kavradı ve "Evet evleneceğiz biz. Hatta sizi de bekleriz düğünümüze, iki hafta sonra olacak." dedi. Ekin de 32 dişini birden göstererek başıyla onayladı.
Demokan ifadesiz suratıyla kim konuşuyorsa ona, 'Gerizekalı bunlar.' dercesine bakıyordu.
Esma Abla ise bu ucuz yalana, "Yutmadım, ama hadi senin güzel hatrın için inanmış gibi yapıyorum. Ama doğru durmadığınızı anladığım an kalkar gelirim kemiklerinizi kırarım haberin olsun. Biz de birazdan çıkacağız, bilgin olsun Asya. Cemre'yi yollarım çıkarken sana." deyince Asya telaşlandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günah Tohumları
TerrorRüyalar, sadece 7 saniyelik bir sürecin ötesinde, kapıları bilinmeyen diyarlara açan gizemli bir fenomendir. Kimi bu gizemli âlemi, bilinçaltımızın derinliklerinde kaynayan gerçeğin yansıması olarak görürken, kimileri ise büyük ya da küçük olasılıkl...