3•Hata

230 24 49
                                    

Hem hızlı yürüyordum hemde kucağımda koca bir bebek vardı.Aslında artık taşımak istemiyordum. Bi anda durdum. Ben durunca Chan ve Minho hyung da durdu.

-Niye durdun gerizekalı hadi yürüsene.

-Minho hyung.

-Ne var!?

-Yoruldum taşımak istemiyorum. Sen taşısana.

-Hyunjin sen salak mısın yoksa rol mü yapıyorsun!?

-Hyung cidden yere atıcam artık.

-Banane amına koyayım taşıyacaksın.

-Hayırr taşımak istemiyorum.

Biz Minho hyung ile didişirken Chan hyung kucağımdan Felix'i aldı.

-Verin şunu. Küçücük çocuğu taşıyamadın mı Hyunjin?

-Hyung neresi küçük şuna baksana eşşek kadar adam olmuş.

-Bu konuda Hyunjin'e katılıyorum.

Minho hyung'un beni desteklemesi ile vücudumu iyice dikleştirdim. Ayda yılda bir olan birşey çünkü. En sonunda acil çıkışa doğru ilerledik.

Saklana saklana anca acil çıkışa vardık. Sonrada hızla bizi bekleyen arabaya bindik.

Han hemen panikle konuşmaya başladı.

-Nerede kaldınız!? Başınıza birşey geldi diye çok korktuk.

-Hyunjin efendi yüzünden neymiş yorulmuş Felix'i taşıyamıyormuş.

-Napıyım yoruldum.(Aslında sadece canım istemedi)

-Ah yavrum yoruldun mu çenn¿

Changbin hyung önden dalga geçmeye başlamıştı. Gülüşüp duruyorduk.

–Tamam bu kadar gevezelik yeter. Artık ciddi olun.

Chan hyung'un uyarması ile hepimiz sesimizi kestik. Ama alttan alttan gülüyorduk.

Felix:

Gözlerimi yavaşça açtım. Bedenim o kadar yorgundu ki kıpırdayamıyordum bile. Depo gibi bir yerde ortadaki tek sandalyede ellerim ve ayaklarım zincirli şekilde oturuyordum. Hyunjin o beni kandırmıştı. Kandırmakla kalmayıp bide kaçırmıştı. Ama neden? Yani beni kaçırıp ne yapabilir ki?
Ailemden fidye ister herhalde.

Ben böyle düşünüp dururken depo kapısından kilit açılma sesi geldi. Sonrada yavaşça açıldı. İlk başta içeriye biraz kısa ama oldukça yapılı bir adam girdi. Ardından diğerinden uzun ama zayıf biri girdi.En sonunda ise beklediğim kişi girdi ve kapıyı kapattı.

Hyunjin girer girmez ağzımın bağlı olmasını umursamadan bağırarak konuşmaya başladım. Tabi hiçbirşey anlaşılmıyordu.

-Hey hey sakin ol küçük prens.

Hyunjin'in böyle rahat konuşması beni deli ediyor. Gerizekalı adam biz öpüştük be. Hatta daha ileriye gidicekik. Tabi sadece ben öyle düşünüyordum.

-Sanırım arkadaşa biraz durumu açıklamak gerekecek.

Gözlerim masaya yaslanmış mavi saçlı adamı buldu. Önüme kadar yürüdü ve ağzımdaki bez parçasını çözdü.

-Burdan çıktığımda yapacağım ilk iş sizi polise şikayet etmek olacak. Hepiniz hapislerde çürüyeceksiniz. Siz kimsiniz ki beni kaçırıyorsunuz adi pislikler. İşinizi bitir-

-Tamam tamam hepsini yaparsın ama şimdi konumuz bu değil.

Sağ başımda ayakta dikilen adama döndüm. Sonra gözlerim geri Hyunjin'i buldu.

İMPOSSİBLE LOVE | HYUNLİXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin