O günün gecesinin diğer yarısında eve geldiler.
Felix o kadar utanıyordu ki zaten bir saatleri yolda geçmişti. Hyunjin ise onu rahatlattı. Asla ona kızmayacaklarını söyledi.
Ve eve geldiklerinde zile bastılar. Kapıyı şaşırtıcı bir şekilde Minho açmıştı. İlk başta yüzü gülüyordu. Ama Felix'i görünüce gülümsemesi söndü.
"Hyung gelsenize! Niye kapının önünde dikildin öyle!?"
Ve merak edip hemen kapının önüne diğerleri de geldi.
Bu sefer hepsinin yüzü şaşkınlıkla gerildi.
"Felix-"
Jisung tam kapının diğer tarafına geçecekken Minho kolunu koyarak onu durdurdu.
Hyunjin de artık telaş yapmıştı. Minho'nun böyle bir tepki vermesini asla beklemiyordu.
Hayır konuşmuyordu ki de.
"Hyung ben özür diler-"
Felix'in sesini kesen Minho oldu.
İlk önce kapıdan tam o özür dilerken elini kaldırarak indi. Bunu yapması ile de Felix'in arkaya kaçması bir oldu. Hyunjin de hemen Minhoyu tutup onu durdurmaya çalıştı.
"Hyunjin çek o elini!"
"Hyung..hayır yapma. O gerçekten bilm-"
"HYUNJİN ÇEK ELİNİ DEDİM SANA!"
Gözlerini ona daha önce hiç bakmadığı bir şekilde çevirdi. Hyunjin hiç onu bu kadar sinirli görmemişti.
Minhoyu yıllardır tanıyordu. Ve abisi olarak görüyordu. Şimdi de onun bu uyarısı üzerine elini geri çekmek zorunda kaldı. Ama nolur nolmaz diye her an tetikte bekliyordu.
Minho geri Felix'e döndü ve yaklaşmaya başladı. Felix de kıpırdamıyordu. Bunu hakkettiğini düşünüyordu.
Ve Minho tekrardan elini sert bir şekilde kaldırdı. Ve ortalığı inletecek bir şekilde bağırdı. Ve elini Felix'in yüzüne doğru hızlıca götürdü. Diğerleri ise arkadan yapmaması için bağırıyordu.
Felix gözlerini kapatmış yüzüne gelecek sert tokatı bekliyordu. Ama şöyleki beklenen olmadı. Minho tam eli Felix'in yanağına gelecekken durdu. Ve boynunun arkasına yönlendirip oraya koydu.
Sonrada Felix'i kendine asılarak ona kocam asıldı. Başının arkasını okşamaya başladı. Felix ise şaşkınlıkla Minho'nun kalp ritmini dinliyordu.
"Birdaha asla böyle birşey yapma ufaklık. Senin için daha fazla telaşlanmak istemiyorum."
"Hyung-"
"Konuşmana gerek yok. Ben seni zaten biliyorum."
Sadece ikisinin değil. Herkesin gözleri dolmuştu. O gece ayrı kaldıkları o 1 ayı her haliyle tamamladılar.
3 yıl sonra~
O günün ardından Junseo yüzünden artık ne Korede ne de Kore yakınında bir ülkede kalabildiler. Bu yüzden herşeylerini toplayıp İtalyaya yerleşmişlerdi.
Hana artık 4 yaşında olmuştu. Chan Ve Seungmin'in ise 2 yaşında bir oğlu olmuştu. Adını da Jimin koymuşlardı.
Onların ardından ise de Felix hamile kalmıştı.
"Amına koyum ya daha gençliğimizi yaşayamadan çoluk çocuk derdine düşüyoruz."
"Yapmasaydın Minho hyung. Kim dedi sana çocuk yap diye."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMPOSSİBLE LOVE | HYUNLİX
Fanfiction"Daha hızlı Yongbok" "Bende nefes almak için sana yalvarıyordum Hyunjin" Bu sadece paramparça olanların hikayesi. Uyarı: Hiçbir uyarı yok. Bu kitapta herşey olabilir hazırlıklı olun.