~İyi okumalar~
Ama Hyunjin onu dinlemedi. Yerdeki Felix'in boğazından sıkıca tuttu.
-Yeter! Artık yalan söyleyip durma. Farkında değil misin ne kadar insanın canı yanıyor. Abini korumayı bırak ve düzgünce söyle. Lee Jeogyun nerede!?
Felix zaten yerde ağlamaya başlamıştı bile. Uzun düşünmeler sonucu onlara yardım etmek istemişti ama herşey daha da kötüye gidiyordu.
-Hyunjin yemin ederim ki buradaydı. Ama gerçekten artık nerede olduğunu bilmiyorum.
-Ah seni kahrolası!
Hyunjin Felix'in yanağına sertçe bir tokat attı. Felix tokatın etkisiyle yerde acı bir şekilde kıvrandı.
-HYUNJİN!
Bunu gören Changbin hızla yanlarına geldi ve yerde duran Felix'in kolundan tutup ona destek oldu. Sonra ise ayakta dikilen Hyunjin'e döndü.
-Hyunjin ben Felix'e güveniyorum. Bence o gerçekten buradan kaçtı. Onun geri gelmediğini gören Jeogyun bir şeyleri anlayıp evi boşaltmış olmalı. Ve Felix artık bize yardım edecek. O da bizimle kalmalı.
-Ne! Hayır. Hiç tecrübesi olmayan biri White'a mı katılacak? Buna asla izin vermem.
-Hayır White'a katılmayacak. Sadece bu olayda bize yardım edecek. Çünkü burada onu en iyi tanıyan Felix.
-Ama Hyung...
-Üstüne karşı çıkma Hyunjin. Hatta üstkerine. Çünkü bu konuyu Chan ve Minho hyung ile de konuştum ve onlar da onay verdi.
Hyunjin şaşkınlıkla arkasında duran hyunglarına baktı. Birşey yapamazdı. Eğer üstleri öyle diyorsa bir bildikleri vardır. Ama sorun şu ki Hyunjin korkuyor. Felix'ten ne kadar uzaklaşmaya çalışsa da sürekli ona doğru çekiliyor.
Hyunjin hızla arkasını döndü ve evden dışarı çıktı. Changbin ise yerdeki Felix'in ayağa kalkmasına yardım etti.
-TOPARLANIN!
Chan tüm ekiplere seslendi. Ve geldikleri gibi dışarı çıktılar. Bazılarını ise burada durmaları konusunda görevlendirdi.
Felix Changbin ile birlikte çıktı. Arabaların önüne geldiklerinde Changbin seslendi.
-Geldiğin arabaya bin. Zaten Hyunjin de orada. Sana birşey söylerse aldırma sakın. Yanında biz varız..
-Teşekkür ederim Hyung.
Changbin ona gülümsedi. Sonra arabalara doğru yol aldılar. Felix arabanın kapısını açmadan önce derin bir nefes aldı. Sonra kapısını açtı.
Hyunjin bacaklarını iki yana açmış bir şekilde telefona bakıyordu. Felix kapıyı açınca gözlerini birkaç saniyeliğine onu buldu. Sonra geri telefona döndü. Felix mahcup bir şekilde arabaya binip oturdu. Sonra kapıyı kapattı.
Bir süre sonra herkes hazırlanınca yola çıktılar. Sessiz sedasız gidiyorlardı. Felix Hyunjin'e göz ucuyla bakıyordu ama onun umrunda bile değildi. Sadece telefonuyla ilgileniyordu. Felix dikkatini çekmek için hafifçe boğazını temizliyormuş gibi yaptı. Hyunjin bir süre baktı ama birşey söylemedi. Bu yüzden Felix de pes ettim ona biraz zaman vermesi gerektiğini düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMPOSSİBLE LOVE | HYUNLİX
Fanfiction"Daha hızlı Yongbok" "Bende nefes almak için sana yalvarıyordum Hyunjin" Bu sadece paramparça olanların hikayesi. Uyarı: Hiçbir uyarı yok. Bu kitapta herşey olabilir hazırlıklı olun.