Hyunjin sabah gözlerini açtığında herşey normal sanıyordu. Ta ki yanına dönene kadar. Çığlık atmamak için kendini zor tuttu. Felix'i yanında görünce çok şaşırdı. Bu bir yandan 4 ay önceki yaşadıkları geceyi hatırlattı ona.
Hyunjin ise bu sırada Felix'in güzelliğine dalıp gitmişti. Orantılı minik yüzü, yüzünün üstündeki yıldız gibi çilleri ve öpülesi dudakları onu kendine çekiyordu. Eğilip onu öpmek isterdi. Ama bunu yapamayacağını biliyordu. İşaret parmağı ile naif bir şekilde alt dudağına dokundu. Bu hareketten dolayı Felix'in alt dudağı açıldı. Hyunjin kendini kontrol etmek amacı ile geri çekilmeye karar verdi.
Yataktan kalkıp elini yüzünü yıkamak için banyoya girdi. Ama gördüğü görüntü ile çığlık attı. Ve böğürerek banyodan çıktı. Sesler yüzünden Felix de yerinden sıçradı. Yatağın üstünde dizlerinin üstüne çıkararak yere çökmüş Hyunjin'e seslendi.
-Noluyo Hyunjin? Ne diye bağırıp duruyorsun!?
-Bu...bu banyoya kim kustu!?
Felix dün gece kustuğunu hatırlıyordu. Ama o lavaboya kusmuştu. Hyunjin ise gelip direk yere kustu. Ee.. bunu gören Felix de istemsizce yere boşaltmıştı midesindekileri.
-İkimiz beraber yere kustuk. Ama hep senin yüzünden. Sen yere kusmasaydın bende kusmayacaktım.
-HAH! SUÇLU BENİM YANİ!
-EVET!
Hyunjin gözlerini devirdi. Banyoya göz ucuyla baktığında durumun ne kadar vahim olduğunu görüyordu. Onun kustuğu yerler belliydi. Dünkü brownie den sonra başka bir renk olması beklenemezdi zaten.(Ay midem bulandı.)
-Bu banyoyu hemen temizlememiz lazım.
-Hmhm.
-Burada bekle temizlik malzemelerini almaya gideceğim.
Hyunjin kapıyı açıp dışarı çıktı. Felix de yataktan doğruldu. Ve banyoya baktı. Cidden heryer batmıştı. Sonunda elinde kova, eldiven ve çeşitli malzemelerle Hyunjin içeri girdi.
Ve etrafı temizlemeye başladılar. Akşamdan kalma oldukları için hâla mideleri bulanıyordu. Ve bu görüntü onlara hiç yardımcı olmuyordu. Ama sonunda hallettiler ve derin bir nefes aldılar.
O sırada Hyunjin sordu.
-Neden benim yatağımdaydın?
-Beni yatağına attın hatırlamıyor musun?
Felix biraz dalga geçmenin sorun olmayacağını düşündü. Şansına Hyunjin dün gece ile ilgili hiçbirşey hatırlamıyordu. Ve buna inanmış gibiydi.
-S-sen ne dediğinin farkında mısın?
-Evet.
-Yine beni kullandın değil mi?
-Ayıp oluyor. Hiç seni kullanmış gibi bir halim mi var? Neyse sonuç olarak dün kusmaktan birşey yapamadık maalesef.
Hyunjin yatakta oturan Felix'e yaklaştı ve yüzüne eğildi.
-Maalesef mi? Yani yapmak ister miydin!?
Felix tam önünde olan Hyunjin'in boynuna ellerini doladı ve kendiyle birlikte onu yatağa yatırdı. Hyunjin kollarını Felix'in iki yanına koydu ve oradan destek aldı. Felix'in elleri ise hâlâ boynuna dolanmıştı.
-Belki..
Hyunjin hemen üstünden kalktı ve ona sinirle baktı.
-Aklına başka şeyler getirme. Zaten sadece Jeogyun'u bulana kadar bizimlesin. Ondan sonra gideceksin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMPOSSİBLE LOVE | HYUNLİX
Fanfiction"Daha hızlı Yongbok" "Bende nefes almak için sana yalvarıyordum Hyunjin" Bu sadece paramparça olanların hikayesi. Uyarı: Hiçbir uyarı yok. Bu kitapta herşey olabilir hazırlıklı olun.