25•"Felix gitti"

67 4 3
                                    

1 Yıl sonra~

Tam 1 yıl. 1 yıl sonra soğuk geçen bir kıştan sonra yine yaz gelmişti. O süre zarfında boyunca herkes işinin müdavimi olmuştu. Seungmin ve Chan harika bir düğünle evlenmişti. Minik Hana da artık 1 yaşına girmişti. Geçmişte yaşanan tüm zorluklara bir ferahlık olarak gelmişti. Herkese de neşe saçıyordu.

Hyunjin ve Felix'in de mükemmel sayılabilecek bir ilişkisi vardı. Arada şiddetli bir şekilde kavga etseler de en sonunda barışmayı iyi biliyorlardı.

İşlerinde de hiçbir sorun yoktu. Gerçekten hayatları harika ilerliyordu. Herzaman böyle olacaklarını sanıyorlardı. Taa ki o kapı zili çalana kadar.

"Hyunjinn kapıya bakar mısın? Bulaşık yıkıyorum da!"

"Tamam bakıyorumm!"

Uzun oğlan elindeki telefonu bırakıp kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açtığında kimseyi göremedi. Başını dışarı çıkarıp koridora şöyle bir bakındı. Ama gözle görünür kimse yoktu.

"Burada kimse y-"

Tam kapıyı kapatacakken yerdeki beyaz zarfı gördü. Kim onlara mektup gönderirdi ki? Hem postacı falan da görmemişti hiçbiryerde.

Yerdeki zarfı alıp içeriye girdi. Felix de tam o sırada mutfaktan çıktı.

"Kimmiş?"

"Kimse. Sadece yerde bu zarfı buldum."

Felix yüzündeki şaşkın ifadeyle birlikte onun yanına yaklaştı. Ve birbirlerini gözleriyle onaylamalarıyla birlikte zarfı açtılar.

İçinden bir kağıt parçası çıktı. Ve üstünde yazan şey durumu daha da garipleştirdi.

Hava günlük güneşlik derken bir anda yaz yağmuru başlar. Ve etraf bir anda soğur. Üstündeki ince kıyafetlerle ıslanıp hasta olursun. Hasta olmak istemiyorsan herzaman korunaklı ol.

Ve zarfın içinden de bir fotoğraf düştü yere. İkisinin de gözleri yeri bulduğunda Hyunjin yüksek sesle küfrederek kaldırdı gözlerini. Felix'in ise tam tersi bir şekilde gözleri dolmuştu. Üstüne ağırlık düşmüştü. Ve yere eğilerek aldı fotoğrafı yerden.

Damla damla göz yaşları düştü.

Abisi Jeogyun'un fotoğrafının üstüne...

"A-abim ölmüştü hani. B-bu ne şimdi?"

Hyunjin boncuk boncuk göz yaşı döken sevgilisine baktı. Onun kolundan çekerek kendine yaklaştırdı. Ona kocaman sarıldı. Ve başını oksamaya başladı.

"Evet öldü. Biri bizimle dalga geçiyor olmalı."

"KİM!? KİM OLABİLİR BU!?"

"Bilmiyorum."

Felix ağlamaya devam ederken bir anda sesi kesildi ve korkuyla Hyunjin'in kollarından başını kaldırdı.

"H-hyunjin ya s-iz abimi ö-öldürdün-üz diye size zarar verirlerse! B-ben naparım o zaman?"

Hıçkırıklara zar zor konuşan Felix şimdi gerçekten doğru bir noktaya değinmişti.

Hyunjin eğilerek onun başının üstünden öptü. Ve elleriyle gözlerindeki yaşları silmeye başladı. O sildikçe yerine yenileri geliyordu.

"Shh, sen merak etme. Bize hiçbirşey olmayacak."

"Hyunjin şimdi şirketten de istifa ettiniz. Arkanızda hiçkimse yok. Ne yapacaksınız?"

"Merak etme. Bu iğrenç şakayı yapanı bulacağım. Ve dersini vereceğim. Sonra geri dönüp seninle olan mükemmel hayatıma devam edeceğim."

"Hyunjin gitme. Lütfen içimde kötü bir his var. Lütfen gitme. Sana birşey olmasından korkuyorum."

İMPOSSİBLE LOVE | HYUNLİXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin