Merhaba! 🌸♥️
Aslında bölüm isterdiniz biliyorum ama bir süre yoğun olacağım bende bundan dolayı en azından bir alıntı bırakmak istedim sizlere.
Görüşmek üzere! ♥️
Yeni bölüm gelene kadar 100K okunmaya ulaşır mıyız dersiniz? ♥️🙏🏻
Gözyaşları içerisinde oğullarına sarılırken diğer yandan da dik bir şekilde ayakta durmaya çalışıyordu Fatma. Çok ama çok zor bir dönemin kendilerini beklediğinin bilincindeydi. Ancak bu korkutmuyordu onu; aksine onu korkutan şey Nihat'ın yokluğuydu! Bundan sonra asla ama asla olmayacaktı Nihat. Gülfem, "ağlama ingem" gibi teselli sözleri söylemeye çalışırken Fatma Murat'a daha da sokuldu. Artık delikanlı olan oğlu kolları arasına aldığında hıçkırığına mani olamadı işte. İçinden bir ses, "sen dik dur Fatma, dik dur ki kızanların da senden güç alsın" dese de ağlamasına engel olamıyordu. Canından çok sevdiği adam, kocası toprak olup gitmişti. Hayat ona uzunca bir zaman tatlı hatta en tatlı yüzünü göstermişti ancak şimdi yine acı yüzünü gösteriyordu işte. Mesude, "isyana girer artık beya" deyince yanağına akan yaşları elinin tersiyle sildi. Nihat, Memduh ile beraber yaptıkları o büyük trafik kazasından kurtulamamıştı. Memduh kadar şanslı olamamıştı."Gitti kocam...",
"Günaha gireysin Fatma."
Bazen çok seversen kader aleyri elinden.
Çemberini düzelttikten sonra gözlerini kırptı. Kemal ve Murat acı içerisinde annelerine baktıktan sonra kadına sarılıp annelerini diğer kadınların yanında bıraktı. "Gel len tekne kazıntısı" diyerek on dört yaşına basan kardeşlerini de alıp evin avlusuna çıktılar.
Fatma yine kocasını kaybetmenin acısıyla baş başa kalmıştı; üstelik bu kez dört çocuğu vardı! Dört! Kızı İmren ağlaya ağlaya odadaki sedirde uyuya kalmıştı. Henüz dokuz yaşında bir kız çocuğuydu o da. "Kaderde dul bir ana olmak varmış. Ocağım söndü.",
"Şşş! Deme öyle! Bir evde ana varsa o evde ocağın ateşi sönmeyri. Ben bunu bilir bunu derim kız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fatma | Eski Çorap (Tamamlandı)
Fiction HistoriqueSıkıntıyla iç çekti genç kadın. "Şu köye eski çorapçı bile gelse evlencem!" Sözcükler sihirlidir derler ve bazen söylediğin o söz senin kaderin olur. Fatma yaşadığı peş peşe acıların ardından ettiği o cümlenin gerçek olacağını nereden bilebilirdi ki?