26.BÖLUM

36 8 74
                                    


İyi okumalar💜

FATİH'TEN...

Başımdaki keskin ağrı ile gözlerimi yavaşça açtım. Ellerimi anlıma çıkararak bir süre ovaladım. Daha sonra yatakta doğrulup oturdum.

Elva karşıdaki koltukta öylece yatıyordu.
Dünki tartışmamız aklıma geldiğinde sıkın bir nefes verdim.
Haklıydı ben ona hiçbirşey anlatmadım. Bilmemesi normal. O kadın Elva'nın numarasını nerden buldu nasıl arayıp böyle konuşmaya cesaret etti aklım almıyordu.

Hâlâ sinirliydim ama bu sinirim Elva'ya değil kendimeydi. Yıllarca o kadının yaşattıklarını unutmak için tedavi gördüm. Böyle hatırlayınca bana hiçbirşey ifade etmemesi için çok ilaç kullandım. Dünse hala o sinir vardı üzerimde.

Elva değilde bir başkası gelip bu şekilde sorsaydı belki alayla anlatırdım. Ama Elva benim karımdı kağıt üstünde veya gerçek. Evliydik evli olduğum kadına ihanet etmeyeceğimi bilmeliydi. Beraber geçirdiğimiz günlerde bile ona güven verdigimi düşünmüştüm. Öyle olmamış demek ki.

Ayağa kalkıp banyoya gittim. Üstümü değiştirip tekrar odaya döndüm saat daha altıydı herkes uyuyordu. Kimseyi beklemeden telefonumu alıp çıktım odadan. Çalışan kadınlar bile yeni yeni uyanmışken ben beklemeden evden çıktım.

Her zaman yaptığım gibi işle kafamdaki düşünceleri dağıtacaktım.

Şirkete doğru hızla sürüyordum arabayı. O sırada Mehmet'i aradım ve erken gelmesini söyledim. Yıllarca terapistlerden daha çok yardımı dokunmuştu bana her konuda.

Şirkete vardığımda saatin çok erken olduğunu bir kaç güvenlik dışında kimsenin olmadığını gördüm.

"Hoş geldiniz Fatih bey." Dedi bir güvenlik sadece başımla teşekkür ederek içeriye girdim.
Koridorda Merveyi görmeyi beklemiyordum.

"Günaydın." Dedi şaşırmış bir sesle.
Kaşlarımı çattım.
"Erkencisin?" Diye sordum.

"Şey evet uyku tutmadı dedim erken gideyim şirkete." Kelimeleri ağzında geveliyordu.

"Anladım." Dedim ve arkamı döndüm. Yukarı çıkmak için asansörün önünde durunca hızla yanıma geldi.

"Senin odada bir kahve içelim mi?" Diye sordu.

"İşlerim var kahve içecek zamanım yok.  Belki Başka zaman."

"Hım peki o zaman ben odamdayım istediğin zaman gel." Dedi omuzlarına düşen saçları ile oynarken.

Başımı salladım ve ondan tarafa hiç bakmadım.

Yarım saat sonra elimdeki kahve fincanı ile Mehmetle oturuyorduk. Yine ilk Mehmete anlatım. Kardeşim gibi güvendiğim adama.

"Yani kardeşim sen şimdi diyorsun ki benim sinirim bana doğru mu anladım?" Diye sordu bininci kez.

Gözlerimi devirdim ve bıkkın bir nefes verdim.
"Evet kardeşim. Sorun Elva'nın tepkisi değildi. Haklı ben ona sinirli değilim. Neden bu kadar sinirlendim diye kendime kızıyorum." Dedim tekrar. Bu cümleyi kaç kere kurdum hatırlamıyordum.

"Vay be." Dedi dudağını büzüp başını sallarken.

"Ne anladın da vay be diyorsun?" Dedim hafif sinirle.

"Yok birşey anlamadım. Öylesine dedim. Sen birşey anlamam için mi anlatın?" Dediğinde masamdaki kalemi ona fırlattım.

O kahkaha atarak gülmeye başladığı sırada kapı çaldı. Anında boğazını temizledi ve yüzü sert bir ifade aldı.

GÜVEN BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin