33.BÖLÜM

47 6 34
                                    


İyi okumalar💜

Bir insan kalabalıkta kaybolabilir miydi? Oksijen tüpüyleyken nefesiz kalabilir mi? Tanıdığı herkes ona yabancı gelebilir miydi?

Bu sorulara cevabım yoktu. Ama hissettiklerim bunlardı. Yarım kalmışlık eksiklik.

Hersey ağır geliyordu nefes almak bile kalbim bana ihanet edercesine hızlı hızlı atıyordu.

Biraz hava alabilmek için akşam saatlerinde bahçeye çıktım. Aldığım her nefes göğüs kafesime bir hançer gibiydi.

Fatih orda yaşam mücadelesi verirken benim bu kadar rahat nefes alabilmem zoruma gidiyordu. Fatih çok iyi bir insan merhametli düşünceli...

Kısa zaman olmuştu ama o kadar çok alışmıştım ki ona şu an yarım kalmıştım sanki.

Soğuk hava tüm bedenimi ele geçirmişken içeri girmek için hastane girişinden geçtim.

Kantinden bir kaç şişe su alıp öyle yukarı çıkacaktım. Kantinden suları alarak merdivenlerden yoğun bakım katına çıktım.

Merdivenleri koşturarak çıkan doktorlara kaşlarımı çatarak baktım. Bende hızlanarak Fatihin kaldığı yere koştum.

Doktorlar hızla odaya girerken gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

Gülcan anne ağlayarak ağzını tutuyordu. Hızla yanlarına giderek " Ne oldu?" Dedim.

Kimse cevap vermeyince tekrar bağırarak sordum. " Ne oldu diyorum?!"

Mehmet ellerini saçlarına daldırarak çekiştirdi. Herkes ağlarken içimde bir yerde fırtınalar kopmaya başladı. Fatih...

"Cevap verin lütfen lütfen ne oldu?!" Sona doğru sesim yüksek çıkmıştı.

"F Fatih iç kanaması başladı.."Mehmet zorlukla konuşunca elimdeki su şişeleri tek tek yere düştüler ve patlamaya başladılar.

Atlatamadık yirmi dört saati atlatamadık. Fatih içerde ve bizim elimizden hiçbirşey gelmiyordu.

Dizlerimin üstünde yere düştüm. Sesim içime kaçmıştı. Sadece göz yaşlarım akıyor boğazımda düğümler oluşuyordu.

Hastanenin boş koridoruna daldı gözlerim. Nefesim ağır gelmeye başladı. Daha bu sabah gülerek yanımdan giden adam şu an içerde yaşam mücadelesi veriyordu.

Kalbimde ona karşı filizlenen duygularımı açıklayamadan ellerinden tutup tüm hayatımı gerçekleri ile sevdiğim adama sunamazken yarim kalmıştık.

Bir anda yoğun bakım kapısı açılınca hızla yerimden kalktım. Doktor yüzündeki maske ile yanımıza geldi.

"Fatih nasıl doktor bey?" Diye sordu Mehmet.

Doktor yavaşça maskesini çıkardı ve gözlerime bakarak 'Başınız sağolsun.' Dedi.

Başınız sağolsun. Duyduğum cümle kulaklarımda çınlarken tüm hastane duvarlarından sekerek tekrar yankılanıyor gibiydi.

Etrafımdaki herkes göz yaşlarına teslim olmuşken üstümdeki şoku atlatmak uzun sürmedi.

Boğazımın kurumasını görmezden gelerek çığlık atarcasına ağlamaya başladım. Boğazımdan çıkan ses tüm hastenede yankılandı.

Nefes alamıyordum elbisenin yakasını tutup çekiştirmeye başladım.

Aniden çıkardığım sesle gözlerimi şokla açtım.

Yattığım yataktan korku ile fırladım. Mehmet biraz dinlenmemiz için bize refakatçi odaları ayırmıştı. Biraz uzanayım derken uyuya kalmıştım ve gördüğüm kabus beni diken üstüne getirdi adeta.

GÜVEN BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin