İyi okumalar💜YAZAR'DAN...
Mehmet sabahın erken saatlerinde uyanmış Önce Fatihi ziyaret etmişti. Şimdi ise şirketin cafesinde oturmuş kahve içiyordu.
Fatih olmadığı için Levent bey tüm işleri Mehmete aktarmıştı. Mehmet ise bu durumdan hiç memnun değildi. Kardeşini dostunu özlemişti onsuz bu sirketin yarım kaldığını düşünüyordu.
Dalgın dalgın düşünürken Elçin yanına gelmişti.
"Ne düşünüyorsun dalgın dalgın dünyayı mı kurtaracaksın?" Elçinin şakayla karışık sesi ile kendine geldi.Mehmet cevap vermemişti. Öylece boş bakışlarla Elçine bakmış sonra tekrar önüne dönmüştü.
Elçin kaslarını çatarak baktı. Mehmeti tanıyordu küçüklüğünden beri abisiyle beraberdi. Önceden yakındılar fakat sonra yolları ayrılmıştı ve iki yabancı gibi olmuşlardı.
Mehmet hep enerji dolu bir adamdı şimdi bu hâli Elçini düşündürdü.
"Birşey mi oldu?" Diye sordu Elçin ciddi bir sesle.
"Olmadı ufaklık hadi git sen odana." Mehmet kahvesinden bir yudum alarak söylendi.
"Bak bana ufaklık diyip durma. Hem sen ne düşünüyosun diye merak ettim." Elçin yine sinirlenmeye başlıyordu. Ufaklık demesi hoşuna gitmiyordu.
"Fatihi düşünüyordum." Dedi Mehmet sakin sesle.
"Neden? Abimin durumu iyi değil mi zaten."
"Evet çok şükür iyi. Ama ihtimalleri düşünmeden edemiyorum." Mehmet tamamen kaybettiği kardeşini düşünüyordu. Ya Fatihi de kaybetseydi bir acıya daha dayanabilecek miydi? Elçin daha çok meraklanmıştı.
"Ne ihtimali?" Diye sordu. Mehmet bu konuda kimse ile konuşmayı sevmezdi. Fatih hariç tabi ki Fatih onun tek dostu tek sırdaşıydı.
Elçin Mehmetin onu dinlemediğini düşünüp daha çok meraklanıp sinirlendi. "Sen hep böyle gıcık mıydın?" Diye sordu.
"Evet." Mehmetin dudakları hafif yana kıvrılmıştı. Elçin daha çok sormak istemiyordu. Merak ediyordu ama Mehmet hiçbirşey anlatmayacaktı.
Geldiği gibi tekrar Mehmete baktı ve arkasını dönerek gitti. Mehmet bir süre onu izledi. Sonra kahvesinden bir yudum daha alarak eskileri düşünmeye devam etti.
Mehmet kardeşini bir trafik kazasında kaybetmişti. Annesi de ordan çok ağır yaralı kurtulmuştu. Bel kemikleri kırıldığı için yeterince ayakta duramıyor oturmakta zorluk çekiyordu.
Sürekli yatmak zorunda kalan annesine bakıyordu fakat annesi Mehmeti zorlamak için elinden geleni yapıyordu. Kardeşi öldükten sonra annesi çok değişmişti. Mehmet annesinin yanında yemek bile yemiyordu. Yoksa annesi ona 'Kardeşin yemek yiyebiliyor mu ki sen yemek yiyorsun?' Derdi.
Mehmet kardeşinin acısını çektiği yetmezmiş gibi birde annesiz kalmıştı. Annesi ona herşeyi zehir ediyordu. Mehmet te o zamanlar küçüktü birşeylerin farkına varması zaman alıyordu ama annesi onun küçük olduğunu unutup tüm yükü Mehmetin sırtlamasını isterdi.
Kardeşi yeni doğduğunda babaları onları terk etti. Mehmet o zaman 3 yaşındaydı. Annesi sürekli ağlıyordu. Kardeşine çok bağlıydı. Babasından kalan hatıra derdi ona. Mehmet ise büyüyüp çalışması gereken bir köleydi gözünde.
Fatihle lisede tanıştılar. Fatih çok eğlenceli biriydi Mehmet ise içine kapanmıştı. Fatih onu tekrar hayata döndürdü. Mehmet okul sonraları çalışır annesine götürürdü tüm parayı. Annesi her ne kadar ona iyi davransa da günün sonunda para getirmezse ona surat asar ve hiç konuşmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜVEN BANA
Novela Juvenilhayatı elleri arasında kayarken sadece izleyebilen bir genç kız ve onun kayan hayatını elleriyle tutup ona tekrar sunan genç bir adamın hikayesi