12. BÖLÜM⛸

4.4K 229 20
                                    

Yeni bölümle herkese merhabaaa!!!!

Bölümleri hangi gün atsam diye düşünüyorum çünkü hergün bir bölüm atmak zor oluyor.

Lütfen kitaptan sıkılmayın, çünkü hikâye daha yeni başlıyor.

Tanışma, tanıma, barışma faslı bitti.

Artık EKŞIN başlıyor!!!

................?...............?...............?...

........?...............?........

12

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

12. Bölüm~

Odamda eşyalarımı karıştıran açıkçası görmeyi bekleyeceğim en son kişiydi.

"Eylül?"

Panikle elindeki kutuları yere düşürdü.

"Lavin?"

"Ne arıyorsun sen burada?"

"Şey...kolyemi düşürdüm de onu bulmaya çalışıyordum."

Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. En sevmediğim şeyi yapıyordu. Yalan söylüyordu. Şahsen ben söyleyince sıkıntı yoktu ama biri bana söyleyince sıkıntıydı. Çünkü ben küçük beyaz yalanlar söylerdim.

"Sen daha önce benim odama girmedin bile Eylül. Bana yalan söylemeyi kes ve neden burada olduğunu söyle." dişlerimin arasından konuşmamla telaşla yanımdan kaçıp gitmeye çalıştı.

Çalıştı diyorum çünkü kapıda durmuştu.

Kapıya yaslanan Mercan ablam ona yandan bir bakış atıp gülümsedi. "Kardeşim bir soru sordu, değil mi Eylül?" dedi alayla. Hemen sonra bana baktı ve göz kırptı. Ona aynı hareketle karşılık verip keyifle gülümsedim. İşte benim ablam!

"Bakın gerçekten kolyemi düşürdüm!"

"Eylül! Hadi kızım gidiyoruz!!" aşağıdan gelen Zehra teyzenin sesi ile Eylül kapıdan geçmek için bir adım attı. Ama ablam bunu engellemişti. "Kız kardeşim bir soru sordu Eylül. Ve ben soruların yanıtsız bırakılmasını sevmem." Kerem enişte gibi..

Eylül çıkamayacağını anlamış olmalı ki beni yere doğru itti. Ablam sinirle yerinde doğrulurken onunda dizine tekme attı ve kapıdan kaçarcasına çıktı.

Biz hemen ayağa kalkıp merdivenden aşağı koştuk. Fakat geç kalmıştık kapı kapanmıştı. Zehra teyze ve anneme bir şey çaktırmak istemediğimiz için olayı fazla uzatmadık.

Oğuz ve Barlas abim de gelmişti. Biz nefes nefese soluklanırken onlar kaşları çatık bir şekilde bize bakıyordu.

Ablam ile birlikte omuz silkip koltuğa kurulduk. Yanına oturduğum Baturay, Zehra teyzenin getirdiği tatlıyı yiyordu. Ben yanına oturunca üzerinde tatlı olan çatalı bana uzattı. Beklemeden ağzımı açıp çataldaki tatlıyı yedim. O bana gülerken huylanmadan aynı çataldan yemeye devam etti.

BUZDAN HAYÂLLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin