Annemin ölmediğini, üstüne üstlük abilerimin ve ablamın olduğunu 20 yaşında öğreniyordum!! Şaka gibi!
*. : 。✿ * ゚ * .: 。 ✿ * ゚ * . : 。 ✿ *
(Düzenli olarak bölüm paylaşılır.)
(Ekleme: düzenli olarak değil canım yazmak istediğinde bölüm paylaşılır.)...
Uzun bölümlerimiz tabiki olacak ama olayların gidişatı belliyken bölümü uzatmak saçma geliyor.
Zaten uzun bölümleri sevmem, kaldığım yeri unutuyorum, sıkılıyorum.
O yüzden kısa yazmak benim tercihim ama isterseniz sizin için uzun yazarım.
İyi okumalar:))))
............?............?.............?........
.........?.........?.........
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
16. Bölüm~
Gençler şampiyonası çalışmaları başlamıştı. Erez ve Burçin Türkiye'yi temsil edecekti. Fakat ben yoktum, Ilgaz'ın katilinin cezasını çektiğini görene kadar buz patenini istemiyordum. Arkadaşlarımı ise uzaktan da olsa destekleyecektim. İkisine de güvenim sonsuzdu, ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarını biliyordum.
Flaş hâlâ bulunamamıştı. Şuan ise evin ön bahçesinde oturmuş çiçekleri izliyordum. Düşüncelerimi bölen şey bahçeyi dolduran motor sesiydi.
Kafamı kaldırdığımda Savaş olduğunu gördüm, motorunu uygun bir şekilde park edip motordan indi. Kaskını çıkardıktan sonra elleriyle saçlarını dağıtarak hacimlendirdi. Ve açık konuşmam gerekirse çok havalı görünüyordu. Çocuk bildiğiniz ateş ediyordu be!
Ona olan bakışlarımı fark etmiş olmalı ki muzip bir şekilde sırıtmaya başladı. "Bana öyle bakma, anlayacaklar." Hemen kendime gelip silkelendim. Gözlerimi devirip dikkatimi tekrar çiçeklere verdim.
Oturduğum ikili koltuğun boş olan yanının hafif çökmesiyle yanıma oturduğunu anlamıştım. Savaş'a ve çocuklara olanları anlatmıştım. Biliyorlardı, moralimin yüksek kalmasını sağlayan bir diğer unsurda onlardı zaten.
"Hâlâ bir şey bulamadınız mı?"
Slay Yazarınızın Ağzından
"Hâlâ bir şey bulamadınız mı?"
Diye sordu Savaş. Lavin başını umutsuzca iki yana salladı. Aklına flaşı saklanılabileceği hiçbir yer gelmiyordu. Ki bunu dile getirmekten de geri kalmadı.
"Aklıma hiçbir yer gelmiyor Pamuk Prenses.."
"Nerelere baktın?"
"Evine, odasına, çantalarına, kıyafetlerinin arasına, onunla olan gizli yerimize bile baktım."
"Gizli yer?" Savaş'ın anlamsız çıkan sesiyle kıkırdadı genç kız. Çocuğun ise gözleri anında kızın gülüşüne kaydı. Lavin kendini kaptırmak istemediği için hemen gülüşünü sildi.