6 BÖLÜM: 7 MAYIS, 7 YAŞIM
Gecenin anlatımıyla
Evet sabah defile günüydü, ve ben paramparça olmuş elbisenin karşısındaydım. Bu gün şirkette, Arel salağı en iyi elbiseni seçicekti, ve onu başçı seçecekti. Allah bin kere kahretsin ki, benim elbisem paramparça olmuştu. Sabaha kadar uyumamıştım. Gözlerimin altı mosmordu.
"Hay benim şansımın içine tüküreyim."dedim sinirle. Dün aklıma gelince ister-istemez gözlerim doldu.Artık gerçekler vardı, yalan yoktu.
Her şey meydandaydı.
Belki yalan vardı da, benim haberim yoktu...Üzerimi giyinip, kan kırmızı, sivri uçlu topuklu ayakkabıyı giyinidim. Saçımı en tepeden at kuyruğu yaptım, kahküllerim yüzüme döküldü. Kalem ince bir siyah elbise giyinerek özgüvenli bir duruş sergiledim. Başımı dikleştirip, yüzüme sahte bir gülümseme yer aldı. Odamdan çıktım. Merdivenlere inmeye başladım. Topuklu ayakkabımın sesi etrafa yayılıyordu. Bu gün ilk Arelin asistanı olmayacaktım. İlk önce kendi işimde olacaktım. Aşağı indiğimde hiç kimse yoktu. Zaten daha saat sabahın körüydü. Addımlarımla beraber kahküllerim arkaya doğru savruluyordu. Aklıma Cansu eziğinin dudaklarını kabartarak beni ezecekti bu gün. Şimdiden aklıma bin tane sözü geldi.
'Noldu yapamadın mı ezik?'
'Ay canım ya, noldu dün dik-dik benimle konuşmasını bilirdin.'
'Zavallı ya, noldu Arelin gözüne giremedinmi?'
'Ben sana demiştim dimi o aklına sok diye.'diye bir çok sözleri aklımda yer aldı. Moralim bozuldu. Bu gün biraz yürüyecektim. Yine cinayeti işlediğim yere gelmiştim, oturup, denizin sesli ama bir o kadar keyif verici sesini duyuyordum. Ama bu huzuru bir ağlama sesi bozdu.
Bir kız çocuğu ağlıyordu hüngür-hüngür.
Kızın yanına gittim. Diz çökerek onunla aynı hizaya geldim. "Hey, merhaba."dedim sesimi sıcak tutmaya çalışarak. Kız ağlamaya devam ediyorum. "Git başımdan. Sende kötü birisin. Her kes kötü biri."diye bağırdı bana.
Oysa öyle haklıydı ki...
Belki ben bile insanlara zarar verecek kadar"Hayır küçük kız. Ben kötü biri değilim, bana güvene bilirsin."dedim sesimi ful sıcak tutarak. Kız başını kaldırdı. Bana baktı. Deniz mavisi gözleri vardı. İnsan istemesede o denizin içinde kayboluyordu...
"Gerçekten sana güvene bilirmiyim?"dedi küçük kız, sulu kirpiklerinin arasından. Yüzüme kocaman gülümseme yer aldı. "Elbette. Bana güvene bilirsin. Şimdi söyle bakalım küçük kız, neden ağlıyorsun? Kim seni böyle ağlattı?"dedim ona güven vermeye çalışarak.
"Her kes ağlattı."dedi kız masum sesiyle.
"Noldu?"dedim ardından, "Anlat."dedim . Kız dudaklarını büzdü.
"Beni hiç kimse sevmiyor. Ben annemi istiyorum, babamı istiyorum, ama bana dediler ki onlar gittiler. Çok uzaklara dediler. Ama ben inanmadım ki, onlar beni bırakıp gitmezler."dedi gözleri dolarak ardından, " Beni sevmedikleri için mi gittiler?"dedi benden cevap bekleyerek. Anladığım kadarıyla annesi ve babası vefat etmişti. Yüreğime sanki dağ çektiler. Sertçe yutkundum.
"Bak küçük kız, bazen öyle bir şey olurki bir daha onları göremezsin. Ama biliyormusun, annem ve baban seni hep izliyor."dedim. Kız işaret parmağıyla, kafasını kaşıdı."Nasıl yani onlar beni izliyorlarmı?"dedi. "Evet, onlar seni hep izliyorlar. Daima her saniyeni izliyorlar."dedim gözümden yaş süzülerek.
"Ben onları göre bilecekmiyim peki abla?"dedi masumca. Başka yöne çevirdim kafamı. Sonra küçük kızın deniz mavisi gözlerine baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Safir
Paranormalİntikam, acı, aşk, korku, çocukluk, nefret, kin... Geçmişin acıları başkalarının canını yakarmıydı? Yakardı... Bu oyunda kurban kim olacaktı? Safir... Bu oyunun kurucusu kim olacaktı? Oniks... Geçmişte acıları olan, sevilmeyen, yaralarını kendi başı...