46

63 5 0
                                    

Aslı'dan

Elimdeki telefonu ve çantayı bir kenara koydum. Şimdi girmiştim sınıftan içeriye. Çocuklar da oturmuşlardı, sıralarında beni bekliyorlardı. Onlara gülümsedim.

"Günaydın çocuklar." Hep bir ağızdan onlar da bana günaydın dediler. Yüzüme daha geniş bir gülümseme kondu.

"Bugün, ilk dersimiz matematik olsun mu?" Sınıfın kapısı çaldı o sırada. Kaşlarımı çatıp, kapıya baktım. Yüzümdeki tatlı bir kızgınlıktı.

"Birileri geç kalmış sanırım." Kapıyı açıp içeriye başını uzattı, "Gelebilir miyim öğretmenim?" Küçük kız çocuğum benim.

Diz çöküp kollarımı iki yana açtım.

"Bana bir kez sarılırsan gelebilirsin." Gülümsedi. Ardından kapıyı kapatıp, koşa koşa yanıma geldi. Kollarını boynuma doladı ve bana sımsıkı sarıldı.

Benden ayrıldığında sırtını sıvazladım. "Geç bakalım yerine." Sabah sabah bu enerjilerini çok seviyordum.

"Dersimiz matematik küçük hanım." Birinci sınıfta onlarla birlikte değildim. Bu yüzden yeni yeni isimlerini öğreniyordum ve bazılarının isimlerini karıştırıyordum. Zamana ihtiyacım vardı ve benim zamanım çoktu.

Kapı bir kez daha tıklatıldığında, tam derse başlayacaktım.

"Gelebilirsin." Sınıfta şöyle bir göz gezdirdim. Tüm öğrencilerim buradaydı. Yeni bir öğrenci gelse haberim olurdu. Büyük ihtimalle velilerden biri benimle konuşmaya gelmişti. Bu saatte de hangi veli gelip benimle konuşmak isterdi ki?

"Aslı Hanım?" Okulun güvenlik görevlisi -Ayşe'ydi- başını kapıdan içeriye uzattı.

"Bir sorun mu var Ayşe?" Bana gülümsedi.

"Dışarıda bir adam var, seninle konuşmak istiyormuş." Kaşlarımı çatıp arkamdaki cama ilerledim. Perdenin ucunu kaldırıp dışarıya baktım.

Dağdan inmiş gibi duran biri vardı bahçede. Veli olamayacak kadar da pis bir durumdaydı. Bir eli ceketinin iç cebinde duruyordu. Ya elindeki silah ise diye düşünmekten geri kalamadım.

"Kim?"

"İsmi Mahir'miş sanırım."

"Tanımıyorum kendisini, konuşmak istemediğimi söyle lütfen ona." Ayşe bana başını sallayıp tam gidiyordu ki tekrar seslendim ona. "Bekle bir." Ona adımladım hızlı adımlarla. Bunu söylemezsem, içimde kalırsa Ayşe'ye bir şey olduğunda kendimi affetmezdim.

"Ayşe, pek tekin bir tipe benzemiyor. Karargaha ya da polis karakoluna bildir lütfen."

"Sen merak etme hallederim ben."

"Dikkat et o halde." Bana gülümseyip gitti.

Dağ başına yakın okul mu yapılırdı bu şehre? Neyse ki yakınlarda köyler vardı. Köylerdeki ailelerin çocukları da buraya gelebiliyordu en azından. Gelemeyen öğrenciler olsa da şu an işlerim yoğun olduğu için onlarla ilgilenemiyordum.

Sınıfın kapısını kapatıp, derse dönmeye hazırlandım. Dudaklarıma bir gülümseme kondurdum. Derse dönemeyeceğimi anlamam ise uzun sürmedi.

"Matematik yerine bir oyun oynamaya ne dersiniz?" Dedim aniden. Çocukların bakışları birbirlerine döndü. Hepsi tek tek sıra arkadaşlarına bakıp, onların ne diyeceğini çözmeye çalışıyorlardı. Arka sıradan bir öğrencim parmağını kaldırdı. Söz istiyordu, ben de verdim.

"Öğretmenim hangi oyunu oynayacağız?" İşaret parmağımı dudaklarımın sus çizgisine götürüp, sessiz olmalarını bekledim.

"Haydi herkes tahtanın önüne."çocuklar sıralarından kalkıp, tahtanın önüne geçtiler. "Şimdi herkes olduğu yere oturup, 100'e kadar saysın. Ama bağıra bağıra sayacağız tamam mı?" Dışarıdan bir silah sesi duyma olasılığına göre hareket ediyordum. Çocukları da buna uydurmak zorundaydım. Canlarına bir şey olursa kendimi kayıp ederdim.

O sırada dışarıdan bir el silah sesi duydum. Çocuklar da benim cama dönmemle oraya bakmışlardı. "Çocuklar," hepsinin dikkatini kendime çekmek adına ellerimi birbirine çarpıp bekledim. Hepsi dikkatini bana verdiğinde ilk önce kulaklarımı kapattım. Sonra 100'e kadar saymaya başladım. Onlarla birlikte ben de yere oturmuştum.

"1, 2, 3, 4, 5, ..." Hepsi benimle aynı anda saymaya başladılar. Elleri kulaklarını kapatıyorlardı. Bir el silah sesi daha duydum dışarıdan. Çocuklar ellerini kulaklarına daha sıkı bastırıp saymaya devam ettiler.

"Öğretmen! Çık dışarı artık, sobe!" Adamın sesini duydum. Bir el silah sesi daha geldi. Çocuklar kulaklarına bastırdıkları elleri ve yüksek sesle söyledikleri sayılar nedeniyle, emindim ki adamın yaptıklarını, sesini duymuyorlardı.

layemut || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin