50

87 6 1
                                    

Mustafa'dan.

Sabah ezanıyla uyanmıştım. İçimde gün boyu peşimi bırakmayan bir huzursuzlukla dolaşmış, namazımı duamı okusam da o huzursuzluğu bir türlü yerinden edememiştim.

Ve şimdi o huzursuzluk yakınımdaydı. Hatta karşımda... Kendi arabasına doğru giden Mahir itinin, Aslı'nın boynuna sarmış olduğu kolu yüzünden Aslı onunla yürüyordu. Şakağında silah, gözlerinde korku ama dimdik duruyordu.

Bir Türk evladı vatanı ikiye bölüp yıkmaya çalışan birileri için diz çökmez, korksa bile içinde yaşar dışarıya yansıtmazdı.

O Türk kadınıydı. Asil bir Türk kadını. Türk'ün öğretmeni. Çocukların Atalarından anne babalarından sonra gelen öncüsü. Benim kadınım.

O varlığıyla bu dünyaya ışık tutan. İlimi aşılayandı.

"Bırak artık lan!" Aslı'yı bıraktığı an üzerine abanacağımızı adı gibi iyi biliyordu. Bu bizden korkup kaçtığı ilk an da değildi.

Buraya gelen üç öğretmeni delicesine öldürtmüş biriydi ama bundan sonra kimseyi öldürtemeyecekti. Aslı yaşayacak, şehit olan öğretmenleri anıp bu okulu ileri taşıyacaktı.

Mahir'in söylediği anlaşma geçersiz sayılacak, onu deliğinde bulduğum ilk an elimden kimse alamayacaktı.

Mahir arabanın içine yerleşti. Bir eli hala Aslı'nın sırtına silahı yaslamakla meşguldü.

"Anlaşmayı unutma komutan! Bu sefer adamlarımla inerim şehre, basarım okulu, yakarım burayı!" Aslı'yı silah tutan eliyle ileriye doğru sertçe ittirdi. Aslı ise dengesini sağlayamayıp yere düştü. Ona doğru koştum. Timim de benimle birlikte koştu ama bazılarımız Aslı'ya bazılarımız arabaya doğru koştu. O sırada arabayı çalıştırıp, geri geri giden Mahir ise Aslı'nın olduğu yere rastgele ateş açtı.

Aslı çığlık atıyordu. Kurşunlar her ne kadar ona denk gelmese de yakınından sıyırıp geçiyordu. Kıpırdayamıyordu. Eli başına kapanmış cenin pozisyonunda yerdeydi.

Onun yanına ulaştığımda üstüne kapandım. Kurşunlar hala çevreme isabet ediyor, ben ise Aslı'yı sakinleştirmek adına sürekli konuşuyordum.

"Şşttt, yanındayım. Sardım seni. Benimlesin Aslı. Korkma bebeğim. Sana zarar veremez. Yanındayım. Buradayım."

Bir süre sonra üzerimize yağan kurşunlar dindi. Aslı hıçkıra hıçkıra ağladığından dolayı, hemen kalkmadım onun üzerinden. Tehlike geçti sesini duyduğumda yavaşça doğruldum. Omzumun üzerinden arkama baktığımda, yanımda üç kişinin kaldığını diğerlerinin Mahir'in peşinden gittiğini anladım.

Yavaşça Aslı'nın kollarından tutup kaldırdım. O kadar çok ağlıyordu ki önüne geçip bana bakmasını sağladım. Gözlerindeki gözyaşlarını yanaklarına düştükçe sildim. Ben sildikçe yenisi aktı.

"Aslı," diye fısıldadım. Onu kendime çekip sarıldıktan sonra ise kulağına doğru fısıldamaya devam ettim. "Geçmedi biliyorum ama artık yanındayım. Ben yanındayım. Güvendesin."

"Mustafa." Adımı söyledi. Kollarımın arasında minicik bir kuşa dönüştü.

"Öğretmenim." Hala ağlıyordu. Dışarıdan başka sesleri duyduğuna emindim ama tepki veremiyordu. Yanımıza gelen çocuğa baktım. Ellerini önünde birleştirmiş öylece durdu. Arkasından diğer çocuklar da koşarak buraya geliyorlardı. Dudaklarıma bir gülümseme yayıldı.

Bir kolumu Aslı'dan çekip açtım, ondan sonra ona 'gel' dedim. Çocuk gelip Aslı'ya sarıldı. Arkasından gelen çocuklarda, küçük çocuğun sarılmasıyla üzerimize abandılar.

Gülümsedim.

Bazı hikayeler ne mutlu ne mutsuz biter. Bazı hikayeler sadece mutlu olma isteğiyle biter. Ve benim hikayem işte buraya kadar. Çünkü ben mutlu olma inancımla, içimde yeşermiş gün boyu gitmeyen huzursuzluğu yok etmiştim.

❤️‍🩹
Biliyorum, bu bölümün final olduğunu algılayamayacaksınız ama onların artık mutlu bir hayat yaşadığını, birbirlerinden bir şeyler saklamadıklarını çok iyi bilin.

Bu yolda sürekli katlanarak artıp yanımda olan size ise çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.♡

09.09.2024

layemut || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin