21(nişan 3)

380 20 2
                                    

Gözlerimi kapatıp, açtım.

Birkaç kişi birbirlerine sarılmış halde dans ediyorlardı.

Gözlerimi tekrar kapattım ve açtım.

Şimdi de nişanımız olacaktı.

Zamanın bu gece hızlı olmasına yetişemiyordum. Gözlerimi açıp kapayıncaya kadar o kadar saat bir anda geçiveriyordu.

"Nişan tepsisi nerede?"

"Kaçmış Özkan amca." Meviş'in arkadan bağıran sesi herkesin gülmesine sebep oldu. Bir süre sonra bahçeye yüzük tepsisiyle gelen kuzenime baktım. Tek kız olmasaydım, belki de bir arkadaşım olsaydı o tutardı ama yüzük tepsisini kuzenim tutuyordu. Anne tarafından, evli olan kuzenim.

Huzur Kayra. Daha doğrusu, Huzur Atakan.

"Kusura bakmayın, yüzükleri saklasam mı diye düşündüm de bir an."

"Saklasaydın arardı tüm tim, merak etme Huzur." Mavi. Bazı anlar Meviş espri yapıyordu. Mavi de onun ardından kendini belli ediyordu ama hepsi çok sert ve hiç espri yapamayacak kadar ağırbaşlı insanlardandı.

Askerlerin doğası bu.

Gerçi Meviş, isteme gününde çok geveze ve espri anlayışı yüksek biri halindeydi.

Dudaklarımı birbirine bastırıp, Mustafa'ya baktım. Bakışları karşımızda, nişanın kesilmesini bekleyen insan topluluğundaydı.

"Kurdeleyi siz kesseniz daha iyi olur komutanım." Komutan? Başımı karşımdaki insan topluluğuna çevirdim. Karşımda, vücudu yapılı ama yaşlı bir adam vardı.

"Ben şu an komutan değilim, Kadir. Dostun olarak bu davete katılıyorum." Babam ve Kadir amcayla aynı yaşta. O kadar yaşlı olmasa da yaşlıydı yine de.

"Doğan Bey, sizin kesmeniz daha uygun olur. Hem çocuklara da bir anı bırakmış olursunuz bu sayede." Babamın karşısındaki adam gülümsedi. Lafa Kadir amca da daldığında, babamın Doğan Bey dediği adam daha fazla itiraz edemedi. Nişan kurdelesini o kesecekti.

layemut || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin