Keyiflice okuyun laYorumlarınızı bekliyorum
📍
Rodas gün içinde gelen beşinci kargo için sevgilisini aramıştı, hepsi için kod vermek zorunda olduğundan her defasında Özmen'i rahatsız ediyordu. "Askim!"
"Efendim güzelim, efendim meleğim, efendim yavrum? Ağzını açma ben direkt kodu söyleyeyim sana. 542617." Yunan şirince gülümseyip kağıda yazmıştı numaraları.
"Sen ne yapiyor yakisikli?" Arada hal hatırda sorsa iyi olurdu, diğer türlü adamın o kadar parasını yiyor, hal hatır sormadan kod alıyordu bir de. "Güzel sesini dinliyorum ve bu kadar ne alabileceğini düşünüyorum. Sabahtan beri yaptığın alışveriş an itibarıyla 10 bini geçti."
Özmen'in kartını kullanıyordu ve daha alacağı çok şey vardı.
"Ösmen ama evde hic bişi yok! Al al bitmiyo bu seyler, ev olmus ahir!" Çamaşır makinesi vardı ama çamaşır sepeti bile yoktu adamın. Üç tane meyve bıçağı vardı, başka bıçak yoktu.
Hem misafirler için yemek takımı gerekiyordu.
"Güzelim sana hesap sormuyorum, alman gerekiyorsa al ama en yakın zamanda kart çıkaralım sana, her saniye açamıyorum telefonu. Her zaman müsait olamıyordu. Rodas'ın yerine gelen keyifle oturdu koltuğa.
"Ösmen... Ben sey alayim mi? Kıyafet." Kendisine de kıyafet almak istiyordu fakat adama sormadan sipariş vermek istemiyordu. "Eline verdiğim kart limitsiz yavrum, istediğini al bana sorma. Benim param senin çöpün."
Rodas'ın yüzü düzleşti. "Degil cöp! Var parada Atatürk! Çöp degil para ayip Ösmen." Özmen gözlerine varana dek gülümsedi. "Bak yapıyorsun böyle şeyler, sevdiriyorsun kendini."
Yunan akilli ol diyip gülmüştü.
"Sen sevecek zaten beni, mecbur!" Daha bir dili mi açılmıştı sanki, akşam gelir gelmez ifadesini alırdı Özmen. "Bak böyle cesurca konuşup durma, akşam eve gelince kedi gibi oluyorsun, hırpalayamıyorum seni." Sevimli yüzü adamın hemen aklına düşmüştü, sonunda günlerden cumaydı ve hafta sonu evlerine gidebileceklerdi.
"Sanki beni dövcek sen! Ben biliyor öpcek hep! Sonra sevcek! Ösmen sen gelcek ya aksam, kirmizi su getirsene." Onun ne olduğunu hiç anlamamıştı. "Kırmızı su ne güzelim?"
"Hani var ya, ciğ et köftesi... Onun yaninda kirmizi su var." Instagramda reels izlerken görmüştü ve insanların iştahla nasıl içtiğini görünce canı çekmişti. "Ha sen şalgam suyunu diyorsun, alırım yavrum. Acılı mı olsun acısız mı?" Acısız derse iki tane alırdı, acılı seviyordu kendisi.
"Heh iste o! Ondan istiyor ben... Acili olsun Ösmen..." diliyle dudaklarını yaladı, çok canı çekmişti. "Tamamdır alırım yavrum, şimdi kapatmam gerekiyor. Seviyorum seni."
Rodas heyecanla ayağa kalktı, ona ilk kez seni seviyorum diyordu.
"Özmen! Ben de cok seviyor seni! Cok hem de cok!" Yanakları kıpkırmızı olmuştu hemen, yüreği kaburgalarını parçalayacaktı sanki. Özmen gülümsedi ve kendine iyi bak diyerek telefonu kapattı.
Elindeki telefonu koltuğa fırlatan Rodas ise aşk sarhoşu olmuş vaziyette dans etmeye başladı, çok fazla mutlu çok fazla aşıktı.
--------
"Ballı ekmeğim? Suratın niye asık senin?" Türker bodoslama dalmıştı Şahin'in odasına, adamın surat ifadesini görünce duraksamıştı bir. "Bir şeyim yok, al şunu "
Sabah kızın biri karargah kapısına gelip sefer taslarıyla Türker için yemek bırakmıştı. Söylenene göre de yarbayın kızı oluyordu. "Ne bu? Sen mi yaptın yoksa? Kaşla göz arasında ne zaman hazırladın?"
Türker sevinçle önüne çekti tası. "Yok, yarbayın kızı senin için göndermiş. Hadi iyisin yine, kız da çok güzelmiş." Morali çok bozuktu, Türker gibi yakışıklı bir adam hep fark edilecekti. Ne yaparsa yapsın buna engel olamazdı.
Genç adam önündeki tası itti. "Çöpe at bunu, bana ne amına koyayım elin kızının gönderdiği şeyden. Yemiyorum oğlum bilmiyor musun?" Şahin yutkundu ve konuştu. "Biliyorum ama eninde sonunda hayatında biri olacak, o kız da senin için çok ideal."
Tırnaklarıyla oynuyordu şimdi de... Biraz da üzgün hissediyordu.
"Bütün keyfimi siktin Şahin, istemiyorum ulan. Ben seninle zaten dünyanın en mutlu en huzurlu adamıyım. Benden mi rahatsız oluyorsun? İstemiyor musun yanında beni? Hayatında biri mi var?" Türker var demesini hiç istemiyordu, adamın yüzüne baktı.
"Yok... Rahatsız da olmuyorum. Sadece hayatına birini uzun zamandır almadın ya... Ondan şey ettim." Ne diyeceğini bilememişti, az önce adam onunla dünyanın en mutlu insanı olduğunu söylemişti. Nasıl sakin kalabilirdi ki?!
"Senden hiçbir şey istemedim ben şahin... Ne benimle beraber ol dedim ne de beni sev bana aşık ol dedim. Ben sadece yanında kalmaya razı oldum, sen de başkalarını sorup da canımı sıkma benim." İyice tepesi atmıştı artık.
"Türker ne diyorsun sen?" Şahin titrekçe nefes verdi. Duydukları hem kalbine ağır geliyordu. "Ne duyduysan o. Senden hiçbir şey istemedim ben, seninle uyumak seninle uyanmak yetti bana. Ama böyle zırt pırt birilerini bana yapmaya çalışırsan acımam sikerim belanı. Yeter artık, şimdi ben gidiyorum, dediklerimi unut ve eski halimize dönelim. Ne sen benim sana ilgimi düşün ne ben senin bana kız ayarlamanı. Tamam mı?"
Türker tüm morali yerle bir olmuş şekilde ayağa kalktı. Üzerini düzeltti ve acelesi varmış gibi hareketlendi.
"Türker dur! Dur bi gerizekalı! Tam bir malsın kitabıma, tam bir mal. Niye demedin lan bana ilgim var sana diye?" Adamın saniyeler içinde yakasına yapıştı.
"Özür dilerim, ben kendime hakim olamadım." Adamın güzel yüzü her gün önündeyken nasıl kendisine hakim olabilirdi ki?! "Senin yüzünden ne kadar üzüldüm haberin var mı?"
"Ne?"
Şahin yakasını tuttuğu adamı kendisine çekti, öptü.
📍
İnşallah saçma olmamıştır.
Bölüm nasıldı???
Sizi seviyorum ♥️ 🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sen benziyorsun hayvan!
General Fictioninterseksüel birey içerir. . . . "Sen benziyorsun hayvan!" "Kes lan sesini kâfir." . . . mpreg.