🫀 22

2.3K 354 114
                                    

Keyiflice okuyun la

Yorumlarınızı bekliyorum

📍

"Ösmen ben hemen gelcek tamam?" Küçük çantasıyla gidecekti Amerika'ya, ailesiyle konuşup Türkiye'ye tamamen yerleşmeyi düşünüyordu. Zaten sevgilisi olmadan asla yaşayamazdı artık.

"Tamam güzelim, geleceksin." Pek emin değildi Özmen, fakat beklemesi gerekiyorsa şüphesiz bir ömür beklerdi. Havaalanında birbirlerine dostça sarılmalar verseler de sabaha kadar hem sevişmişler hem de bol bol öpüşüp sarılmışlardı.

Rodas iç çekti. "İsin vermeseler ben kacar sana." Özmen gülümsedi, çok tatlı konuşarak onu mahvetmek istiyorsa buna gerek yoktu, Özmen onun için zaten mahvoluyordu. "Onu da yaparsın sen kesin, seni ağlatırlarsa hemen beni ara gelirim peşinden."

Yunan yaa öyle mi diyerek sokuldu iyice sevgilisine. "Ösmen sen bana ölür?" Biraz ilgi ayrılığı hafifletebilirdi. "Ölürüm tabii ki... Rodas aileni kıracak şeyler söyleme olur mu izin vermezlerse bile. Aile önemli bir şey neticede." Onun bir ailesi yoktu ve bunun ne kadar acı verici olduğunu kendisi biliyordu.

"Onlar kismassa ben de kismas." Çocuk gibi mızmızlanıp duruyordu. Hiç ayrılmak istemiyordu Özmen'den, ya ailesi bir şekilde gelmesine engel olursa? Yıkardı ortalığı Rodas. "Sen yine de çok tepki verme, sana aldığım telefondan bana mesaj at veya ara olur mu? Ben ne olursa olsun gelirim."

Yunan usluca başını sallayıp sevgilisine son kez sarıldı. İkili kısa bir süre ayrı kalacaktı mecburen, o nedenle ikisi de üzgündü bir miktar. "Kendine iyi bak, Allah'a emanet ol."

"Allah sana baksin iyi." Özmen buruk bir şekilde gülümseyip ortamdaki kimseyi önemsemeden oğlanı sıkıca kucakladı ve alnını öptü. İkilinin bedenen ayrılması bir kaç dakika daha sürerken Rodas ufaktan ağlamaya başlamıştı.

"Şş ağlamak yok, üzülmek yok. Oradan bir sürü hediye istiyorum. Yunanistan'a gittiğinde bana oradan Türk yemeği veya eşyası getirme Türker seni vurur." Oğlan hıçkırdıktan sonra güldü. "Ben vurur onu, fişneli dolma." Geçen gün yemiş ve hiç sevememişti vişneli sarmayı, Türker ise aynı o sarmaya benziyordu işte.

"Seni çok seviyorum, benim tek varlığımsın." Evi şimdi bomboştu, sevgilisinin cıvıl cıvıl sesi olmadan eve nasıl girecekti ki?! "Yaa Ösmen! Ben cok seviyo seni!"

Sonunda ikili tamamen ayrıldı, Rodas dış hatlar tarafına geçerken ardından sadece onu izlemekle yetiniyordu. Bir kaç dakika sonunda Rodas gözden kaybolurken Özmen iç çekerek ayrıldı havaalanından. İşte şimdi azabı başlıyordu, paranoyak gibi her ihtimal dönüyordu zihninde.

Oflaya puflaya gitti evine, saat 9'a gelirken Rodas aramış, uçağa binene dek konuşmuşlardı. Ardından ise Özmen tek başına kahvaltı yapmak için mutfağa geçmişti. Saat 10'u biraz geçerken kapı çaldı, Türker ve sevgilisi gelmiş olmalıydı.

Kapıya yönelip ikiliyi karşıladı. "Abicim ne kadar ayıpsın lan sana demedik mi biz de geliriz havaalanına diye. Ne köpek adamsın lan sen.." Türker söylene söylene geçti içeriye, simit poşetini adamın eline tutuşturdu. "Kes amına koyayım sevgilimle baş başa vedalaştım ben."

"Özmen abi keşke yine de bize de haber verseydin, vedalaşamadık üzüldüm." Şahin saygılı konuşmuştu üzüntüsüne ek olarak. Oğlanın geri gelip gelmeyeceği belli değildi. "Ben numarasını veririm aslanım konuşursunuz, baş başa olmak istedim işte."

"İyi düşünmüşsün abi."

"Hadi geçin mutfağa, çay suyunu koydum. Bu piç de bir sucuklu yumurta yapar bize, yeriz." Türker of of diyerek girdi mutfağa, bayılırdı sucuğa. "Abicim Rodas'ı göndermezlerse basarız Yunanistan'ı hiç merak etme sen."

Özmen alayla güldü. "Seni İpsala sınır kapısından bile almazlar, basacakmış Yunanistan'ı." Şahin gülerken Türker homurdandı. " Ayıpsın vallahi, yavrum şunu uzatsana bana." Yağı istiyordu sevgilisinden.

"Al, çok dökme yağdan yiyemiyorum sonra midem kötü oluyor." Özmen simitleri keserken Türker de sucukları doğramaya başladı. "Tamamdır yavrum, ulan hala nasıl asker oldun şaşırıyorum. Tuzlu yemezsin, yağlı salçalı yemezsin. Nenem daha güzel besleniyor senden, her şey dokunuyor midene." Bir ara babasından rica ederek iyi bir doktora götürecekti Şahin'i, bu böyle olmazdı.

"Napayım oğlum dokunuyor, ben mi dokunsun diyorum." Türker söylenen sevgilisinin boynundan öptü, kokladı. Şahin yapma pislik dese de dinlemedi onu, Özmen ise masaya oturmuş ikiliyi seyrediyordu.

"Bu seni evden çıkarmazdı Şahin, o kadar azgın ki. Nasıl başa çıkıyorsun bununla?" Gece gündüz yerli yersiz demeden mutlaka dokunacak bir yerini buluyordu adamın. Geçen gece memesini tutarak uyumuştu.

Gerçek bir temas bağımlısıydı.

"Çok zor, gerçekten Özmen abi bazen insan en fazla ne kadar azgın olur ki diyorum ve sadece Türker'e bakıyorum. Yetiyor tabi." Özmen kahkaha attı, Türker'in aksine. "Ayıp ediyorsunuz lan, ben o kadar değilim. Hem sanki zorla mı dokunuyorum sana? Zorlaysa bileyim madem." Tavırlı bir şekilde önüne döndü, sucukları tavaya attı.

Şahin gülümseyerek sevgilisine yandan sarıldı ve onun yanağını öptü. "Ben senin vıcık vıcık tavırlarını, sürekli dibimde bitip beni öpmeni ve salak saçma tabirlerle bana seslenmeni seviyorum. Bunlar olmadan bir gün bile geçirmek istemem."

Türker büyülenmiş halde sevgilisine baktı.

"Şahin..."

"Efendim sevgilim?"

"Kalktı..."

"Amına koyayım ben senin."

📍

Bölüm nasıldı???

Sizi seviyorum ♥️ 🌼

sen benziyorsun hayvan!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin