🫀 13

4.4K 506 125
                                    

Keyiflice okuyun la

Yorumlarınızı bekliyorum

📍

Diğer askerler geri döneli 3 gün olmuştu çoktan, Rodas hiç bilmediği yerlerde ifade veriyor, o şehirden bu şehire sürükleniyordu. Peşinden ise Özmen komutanın geldiğinden bir haberdi.

Son sorgusu biterken yorgunluğun verdiği hisle esnedi, epey bir uykusu gelmişti daha akşam olmadan. Yumuşak yatakta uyumak istiyor, hanımeli kokan evine dönmeyi arzuluyordu.

"Çıkabilirsin, dilersen Amerika'ya git ya da burada kal. Zaten karşı taraftan çoktan atıldın." Teğmenin laflarına karşılık Rodas yorgunca gülümsedi. "Hiçbir sey yok bende, para pul... Neyle gitcek ki zaten." Teğmen kapıda bekleyen komutanlarından haberdar olduğu için gülümsedi sadece.

"Bilemezsin Yunan, bilemezsin."

Anlamasa da umursamadı Rodas, deliği tamamen iyileşmiş hatta regl olmasına bir hafta kalmıştı. Bol bol yeşil çay içmeli ve vücuduna o çok sevdiği bakımları yapmalıydı. Dış kapıya giden koridorda yürümeye başladı Rodas, komutanı merak ediyordu.

Belki de ona ondan hoşlandığını söylemeliydi kim bilir.

Şimdi ondan uzakta, belki de onu hiç göremeyecek kadar aralarında, ruhlarında mesafe olması Yunan için üzücüydü. Adam eşcinsel olsa bile onu sevmemişti, anlayabiliyordu onu genç oğlan. Heteroseksüel olsaydı daha kolay olurdu her şey, kadınları seviyor diyip kalbinin kırgınlığını bir kenara atabilirdi.

Ayaklarına baka baka yürüyen Yunan beklenmedik bir anda cüsseli birine kafasını vurdu. "Ah! Sen ne dikiliyor be kazik!" Alnını ova ova başını kaldırmasıyla çatık kaşlı bir halde ona bakan Özmen komutanı gördü.

"Ösmen komtan!" Yüzü aydınlandı birden, kalbi kuş olup uçacaktı şimdi. "Özmen komutanı da kazığı da göstereceğim sana. Takıl arkama, gidiyoruz." O da iki hafta boyunca Şahin, Berkant ve Türker gibi dinleyecekti fakat kalbindeki o tuhaf his buna izin vermeyip oğlanın peşine takıldı.

"Nere? Sen beni evine mi götürüyo? Senle mi kalcam? Hı?" Neşeli bir halde önünde yürüyen adamın gömleğini tutuyordu Rodas, onu aynı zamanda ilk kez böylesine sivil görüyordu. "He benle kalacaksın, sen bu akılla Türkiye'de çok yaşayamazsın."

Dudaklarını büzdü Yunan.

"Sen demiyor seni seviyorum diye, yaşayamasın diyor." Şuanki mutluluğunu hiçbir şey bozamazdı. "Çok aşığım sana, oldu mu? Şimdi bin arabaya." Rodas ağzı kulaklarına varana dek gülümsedi. "Biliyor ben... Sen de bensiz yapamas."

Kapısını açan adamla iç çekip arabaya bindi Yunan, Özmen ise hasbinallah çekerek şoför koltuğuna ilerledi. Ne kadar inkar etse veya dalga geçse de bıcır bıcır konuşmasını özlemişti.

Bir kaç dakika içinde arabayı çalıştırıp hareket ederlerken ikisi de sessizdi. Yunan içinde genç kız çığlıkları atmakla meşgulken Özmen ise yakınlarda otel düşünüyordu.

"Evim Ankara'da değil, o yüzden bu akşam otelde kalacağız tamam mı? Hem dinlenirsin hem de ben kafamı toparlarım." Ona yeni bir hayat mı kurmalıydı yoksa aynı hayatı mı yaşamayı teklif etmeliydi düşünüyordu Özmen.

İkisi de olanaksız gibi görünüyordu.

Ne o Rodas'tan uzak kalabilirdi ne de Rodas ondan kopabilirdi. Kabul etmediği gerçeklik hayatını tümüyle kaplarken o sadece izlemeyi seçti. Yaşayarak görmek istiyordu olacakları, hayat akışına ilk kez müdahale etmek istemedi Özmen.

"Olur... Bana alır mı sen kıyafet? Bak ben cürüdü." Başını salladı adam, torpidoyu açtı ve içinden vişneli kek çıkardı, yunanın eline tutuşturdu. "Aç mısın?"

Rodas şirince gülümsedi, uzanıp adamın yanağını öptü. "Fisneli! Benim için!" Özmen fisne demesine kendisini tutamayıp kahkaha atarken Rodas onun gülümsemesini izledi içi coşarak. "Sana oturaklı bir Türkçe öğretene kadar canımız çıkacak belli oldu."

"Ben güsel konusuyor, sus sen." Hıhlayıp kekini açtı, ikiye böldü. Daha kendisi tadına bakmadan arabayı süren adama uzattı. "Ye."

"İstemem oğlum, ye hepsini sen. Aç değilim hem." Rodas cıklayıp adamın dudaklarına değdirdi keki. "Ama ye hadi Ösmen komtan." Şimdi utanıyordu sadece adıyla seslenmeye. Belki bir kaç gün sonra diyebilirdi fakat şimdi düşüncesiyle bile yanakları kızarıyordu.

Adam ağzını açıp sevmediği vişneli keki tek lokmada yuttu, oğlanın kıkırdaması ve üzerine kendi kekini yemesini yandan bir şekilde izlemek dahi iyi gelmişti. Yunanın bu kadar pozitif, güler yüzlü oluşu nimet miydi yoksa sınav mı zamanla anlayacaktı Özmen.

"Önce kıyafet almak için alışveriş merkezine gidelim, Kızılay AVM'ye, sonra da yemek yer otele gideriz." Her bir kelimeyle başını sallıyordu ve radyoda çalan sesi kısık müziğin tınısını duyumsamaya çalışıyordu. "Beraber mi kalcak biz? Aynı odada?"

Bir anda ayılmıştı sanki, Özmen'in erkeksi kokusuyla uyursa ne yapardı bilmiyordu hiç. Bir kere kontrolü kaybedip kedi gibi sırnaşırdı ve ters bir tepki görürse de depresyona girerdi.

"Hayırdır? Korktun mu?" Aslında ayrı odalarda uyuyacaklardı fakat uğraşmaktan zarar gelmezdi. "Ne korkcam! Korkmamak ben! Asla!" Sesini yükseltmesi karşısında Özmen güldü alaylı bir şekilde. "Bakacağız bu akşam korkuyor musun korkmuyor musun.."

"Asil sen kork! Ben yatiyor deli gibi, sana da sarilirim." Bunun tehdit mi oluşturması gerekiyordu Özmen için, zira umrunda bile değildi. "Belki ben de deli yatıyorumdur? Mışıl mışıl uyurken ensende nefesimi hissedebilirsin."

Rodas'ın içinde neler yaşadığını bilseydi kesinlikle böyle konuşmazdı Özmen. "Sen yapıyor arsız! Asil benim nefes hissedicek sen tam burda!" Adamın dudaklarına dokundu birden.

Sanki ateş hattına düşmüştü ikisi de.

Özmen bir kaç saniyeliğine direksiyon hakimiyetini kaybederken Rodas eli ateşe düşmüş gibi geriye çekti elini. "Ösür diler ben." Başını önüne eğmişti, haddini aştığı için aralarında oluşacak tüm ihtimalleri mahvetmişti oğlan.

Özmen artık bunu yapmalı ve sorumluluğunu da almalıyım diyerek derin bir nefes aldı ve oğlanın elini tutup yavaşça öptü. "Bana dokunduğu için özür dileyecek son insansın Rodas, sakın başını öyle eğme." Oğlan dudağının kenarını ısırdı, başını da şaşkınlıkla adama çevirdi.

"Ne? Ne diyor sen?"

"Senden başkası yok diyor ben."

📍

Evlendik ama tabii rodasın haberi yok

Bölüm nasıldı?

Sizi seviyorum ♥️🌼

sen benziyorsun hayvan!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin