🫀 12

4.2K 476 84
                                    

Keyiflice okuyun la

Yorumlarınızı bekliyorum

📍

Askeri aracın önünde bekliyordu Rodas, Özmen komutanı gelmeden o araca binip Ankara'ya geçmek istemiyordu. Önce onunla vedalaşmalı, bir kerecik olsa bile ona sarılmalıydı.

Fakat diğer komutanlar öyle düşünmüyor olacak ki bir tanesi Rodas'ın kolundan tutup askeri araca doğru itti genci. Yunan kızgın bakışlarını komutana dikse dahi karşı çıkacak güce sahip değildi.

Şahin hala bekleyen yunanla ne yapacağını bilemeyerek Türker'e baktı. Dün gece Rodas'ın, komutanın odasına girerken gören bazı askerler üstlerine söylemiş bu nedenle de komutanları şimdi hesap veriyordu bir üste.

Bilgi sızdırdığını düşünüyorlardı Özmen komutanın. Öyle ki şimdi sıkı bir çapraz sorguya çekilmiş, karşısındaki rütbeli adamlar abiyane bir sekilde ondan hesap soruyordu. Türker bunu bildiğinden ötürü Rodas'ın yanına ilerledi.

"Komutan gelmeyecek, işi var."

"Hayir! Gelecek! Biliyor ben Tüker!" Türker hasbinallah diyerek hemen yandaki komutana bir bakış atıp oğlanın kolundan yakaladığı gibi kenara çekti. "Gece odasına girmişsin şimdi sorguda komutan, sesini çıkarmadan git yoksa kötü olacak Rodas!"

Çatılan kaşı, sinirli bakışları şuan Rodas'ı hiç etkilemiyordu, zira onu kalben etkileyen adam şimdi onun yüzünden soegudaydı. "Sorguda? Ben de girecek sorgu!" Bir adım attığı anda Türker beton gibi kesti önünü oğlanın. "Oğlum sen bela mısın? Var git evine köyüne uğraştırma bizi, adamın rütbesini yakacaksın."

Umrunda değildi, içeriye girecek kendisinin çift cinsiyetli olduğunu söyleyerek komutanını kurtaracaktı. "Ben girmek istiyor." Kolunu Türker'den kurtardı çabucak.

Çevik olduğu için aradan sıyrılırken peşine 4 adam takmış, içeriye uçarak koşuyordu. Koşmaktan ve efor sarf etmekten yanakları kızardı önce, komutanını kurtarmak için her şeyi yapmaya hazırdı kuşkusuz.

"Lan dursana zırdeli!"

"Banane!" Onlardan her zaman bir kaç adım öndeyken çabucak buldu odayı, içeriye fütursuzca dalarken Özmen komutanın dudağındaki yarayı görmesiyle panikledi ve kafasını vurdu.

"O ne komtan?" Kaşını tutarak içeriye geçerken Şahin ve Türker kapıda ardında da iki komutan bekliyordu. "Ne işin var senin burada? Çık git çabuk!"

"Hayir! Ben diyecek önemli bisiler." Hiç kimsenin bakışlarını umursamayıp Özmen komutanın yanına oturdu Rodas. "Acidi?" Komutan ona bakmıyor, sadece masaya odaklanmış halde duruyordu.

"Komtan? Acidi?" Adamın çenesinden tutup kendisine çevirdi.

"Lan çok git diyoruz sana." Sorgudaki komutanlardan biri tuttu Rodas'ı, bir an önce Ankara'ya gitmek zorundaydılar. "Hayir! Ben diyecek neden dün gece geldi girdi odaya." Oğlanın dedikleriyle durdu komutan. Biri kapıya ilerleyip Türker ve Şahin ikilisi itiraz etseler dahi üzerlerine kapattı.

"Dökül!"

"Sakın konuşma Rodas, çabuk çık git buradan." Özmen komutanın sesi pürüzlüydü, canlılığını kaybetmişti. "Sus sen, Ösmen komtanı bırakin." Komutanlardan biri güldü Rodas'a, ardından çenesinden tutarak ayağa kaldırdı. "Çabuk dökül."

"Lan dokunma ona!" Öbür komutan hemen Özmen'i tuttu ve oturttu, gücüne karşılık zor gelse de hakim olabilmişti. "Bugün buradan ölünüz çıkar, ne sen şehit olursun ne de o vatanına dönebilir."

Komutanın keskin sesine karşılık Rodas yutkundu. Karşısındaki adamlar hiç de iyi komutanlara benzemiyordu, fakat öncelik kendisi değil Özmen komutanıydı.

"Bende var iki cinsiyet! Kan geliyor benden, şeyden yani... Ösmen komtan yardim etti bana. Pansuman yaptı, krem aldı bisürü." Cebine koyduğu küçük merhemi çıkardı hemen. Valize koymayı unutup cebine sıkıştırmıştı iyi ki.

Rodas'ı tutan komutan kontrol etti kremi, vajinal bir şeyler olduğunu üzerindeki yazılardan anlarken anlamsızca baktı gence. "Sen nasıl asker oldun lan o zaman?"

"Ben yaptı torpil... Siz iyi bilir torpil." Tövbe estağfurullah çekti diğer komutan. "Yarım Türkçeyle laf da sokuyor Yunan, alırım lan ayağımın altına seni!"

"İyi bok yemişsin gerizekalı, ben bunu rapor etmek zorundayım. Sen de bu ülkeden ayrılamazsın artık, gerekirse sonra göndeririz. Sizi de rapor edeceğiz Özmen komutanım, mecburen." Her şeyi olduğu gibi öğrenip aktaracaklardı bir üste, askeriyede işler böyle yürürdü.

Sır yoktu, sır saklarsan infazını ansızın verirlerdi.

"Aktar... Zaten bu gerizekalı un çuvalı gibi döküldü."

"Ben cuval değil!"

Özmen başını diğer tarafa çevirdi sinirle, o saklamak için akla karayı seçmişken Yunan hemen dökülmeyi kendisini seçmişti, şimdiye dek tüm çabası boşa gitmiş oldu böylece.

Zaten erkek milletine ne yapsan boşunaydı.

"Çuvalı göreceksin sen, geç otur şuraya anlat her şeyi." Oğlan uslu uslu başını sallayıp oturdu Özmen'in karşısına. "Cay var mi?" Belki Özmen komutanı da içmek isterdi.

"Yok! Kahve var paşam ister misin?"

"Hmm yok almim."

"Lan sus!"

---------

"Aferin lan Yunan'a, işte sevdiğine böyle sarılacaksın." Türker içten içe tebrik ediyordu elbette, Yunan en doğru olanı yapıp kendisini amerkadan deport ettirerek Türkiye'ye sonsuz kapak atabilirdi. Bir Yunan mülteci eksikti zaten.

"Sen sarılıyor musun sevdiğine ?" Türker bu soruyu ciddi almak bir yana, Şahin'den böyle bir ciddiyet de beklemediği için adamın dibine yaklaştı. "Bir an bile bırakıyor muyum seni gülüm? Bak bi?"

Şahin kalbinin gümbürdemesini bastırmak adına Türker'in omzuna vurup itti. "Siktir git lan, dibime kadar giriyorsun. "

"Lan sen de ne emmeye geliyorsun ne gömmeye. İnsan ucundan verir bari, ulan en azından bir koklayayım?" Parmağının ucuyla ucundanı göstermesine güldü şahin. Orta parmağını gösterdi adama.

"Al bunun üstüne otur."

"Lan ona bile razıyım."

"Kuduruk piç ar namus kelimesinin zıt karşılığısın yemin ediyorum." Türker gülüp makas aldı adamın yanağından.

"Bu kelimelere layık olabilmek bir onurdur leydim."

"Leydin siksin seni."

"Yer zaman mekan her şeyi istiyorum."

"Ananın amı."

"Ayıp oluyo.."

📍

Bölüm nasıldı?

Sizi seviyorum ♥️🌼



sen benziyorsun hayvan!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin