Barış'ın ağzından
Oturduğum yerden gözüme vuran aydınlatma ışığı beni çoktan rahatsız etmeye başlamıştı ancak yerimden kıpırdamama engel olan şey tam karşımda duruyordu. Hareket ettikçe kıpırdayan saçları beni her zaman olduğu gibi büyülemeyi başarmıştı. Her seferinde dengemi şaşırtmayı başarabiliyordu ve ben buna bir son vermeyi beceremiyordum. Doğruyu söylemek gerekirse buna bir son vermek istemiyordum bile.
Şu an Galatasaray voleybol takımının maçına gelmiş ve maçı takip edemeyecek kadar bir noktaya odaklanmış durumdaydım. Niye bu kadar özgüven yoksunu olmuştum bilmiyorum ancak ona asla gidemiyordum.
İlkin Aydın...
Galatasaray voleybol takımının kaptanı. Türkiye milli kadın voleybol takımının en iyi oyuncularından birisi. İkimizde aynı renklere gönül vermiştik. Birbirimize yakındık ancak bir o kadar da uzak. Asla yüz yüze bir iletişimimiz olmamıştı. Yüksek ihtimal benim ona bu derece takıntılı olduğumu bilse irkilebilirdi. Bu yüzden asla ona gidemiyordum. Çok fazla korkuyordum. Tamı tamına 3 yıldır seviyordum onu kendisi bilmeden.
Şu ana dönecek olursak, bugün onun için, tüm takım için önemliydi. Eğer takım bunu kazanırsa sezon sonu kupasını elde edecekti ve bu uzun süreden sonra aldıkları ilk şampiyonluk olacaktı. Servis sırası ilkindeydi ve atarsa kupa artık bizimdi. Uzun süredir bunun için çalışıyordu Galatasaray voleybol takımı ve bende arada sırada maçlarına geldiğim için buna çok yakından şahit olmuştum. Nefesimi tutup servisi atmasını beklerken koçları mola istemişti. Sanırım benim ilkinde gördüğüm heyecanı o da görüp onu ve tüm takımı sakinleştirmek için mola alma yoluna başvurmuştu. Takım kenara doğru geldiğinde beni de heyecan basmıştı. Yanımda oturan Kerem bu halime kıs kıs güldüğüne ona dönerek o an yapabileceğim en kötü bakışı atmaya çalışmıştım, bunu ne kadar başarabildiğim ise mumammaydi çünkü şu an ne halde olduğumu ben bile kestiremiyordum.
Önüme döndüğümde olmasını en son beklediğim şey olmuştu. Güzel kahveleri benim elalarımla buluşmuştu. Gözlerimi kaçıramıyordum bile, sadece ona bakmak ve bakmak istiyordum. Ne kadar geçmişti bilmiyorum. Gözlerimizi ayıran şey molanın bitişini bildiren sesti. Tekrardan sahaya geçtiklerinde tüm taraftar ile birlikte bizde ayaklanıp nefeslerimizi tutmuştuk. Diğerlerini bilmem ancak ben cidden nefesimi tutmuştum.
İlkin servisi kullandıktan 4 saniye sonra etrafı saran çığlık sesleri ilkin'in ace attığını söylüyordu. Heyecandan ne zaman kapattığımı bilmediğim gözlerimi açtığımda gözlerimiz bugün ikinci defa buluşmuştu. Daha önce gözlerimizi hiç buluşturmamış hayat bugün adeta bana bir hediye veriyordu. Tam düşüncelerimle konuşmama dalmışken bana ufak bir tebessüm göndermesiyle yerlebir olmuştum adeta. Bana neler yaptığından habersiz göz kontağımızı ayırdığında yanımdaki Kerem'in bana seslenmesiyle sonunda kendime gelebilmiştim.
"Aşağı inip tebrik etmeye gideceğiz, gel hadi." derken benim çırpınışlarımı görmekten oldukça keyif aldığını otuz iki diş sırıtışından anlamıştım. Diğer tarafımızda oturan Muslera ve İcardi de sahaya inmeye başladığında bundan kaçışım olmadığı çok net ortadaydı. Tamam onunla uzaktan bakışacak kadar cesaretim olabilirdi ancak yanına inmek çok baskaydı, özellikle senelerdir platonik olan ben için.
Sahaya indiğimizde önüne gelen oyuncuyu tebrik eden İcardi benim arkada kaldığımı fark edip beni yanına çektiğinde karşımda direkt olarak aşık oldugum kızı görmek beni kısa bir an dondursa da icardi'nin dürtmesiyle kendime gelmiş ve sonunda elimi uzatıp her şeyi başlatan o cümleyi kurmuştum.
"Merhaba ben barış Alper. Şampiyonluk için tebrik ederim, daha nice başarılara kaptanım."
Bölüm Sonu
Selaaam biz arkadaşımla anlık gaza gelip bir şeyler yazmaya başladık umarım seversiniz💛
Görüş, istek..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPTANIM
Teen FictionAh güzel İlkin'im, bir gün söyleyeceğim sana içimden geçen her cümleyi, tam da o güzel kahvelerinin içine bakarak.