Herkese selam iyi okumalar diliyorum. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💕
İlkin'den
"Elif'im, canım arkadaşım, bir tanecik arkadaşım." Elif'e elimde tuttuğum üç üstle döndüğümde bana ters bir bakış atmıştı ardından ayağa kalkıp üzerime doğru bir iki adım attığında istemsiz geriledim.
"Yazıklar olsun İlkin. Birlikte o kadar antrenmana çıktık, o kadar antrenman yaptık bir kerecik olsun böyle özendiğini görmedim ama o yürüyen perma için düştüğünü hallere bak." Elif tripli şekilde saçını savurduğunda tam karşısına geçtim. "Aşkım bak açıklayabilirim, hiç beklemediğin anda oluyor." dememle aynı anda büyük bir kahkaha attık. Gülerken Elif'in yataktan düşmesi ile daha büyük bir kahkaha attık.
Korna sesiyle ayağa fırladım. Barış gelmişti ve ben daha ne giyeceğime bile karar verememiştim. Elif telefonumu uzattığında sevgilimin aradığını fark ettim.
"Güzelim benim, geldim ben seni bekliyorum."
"Şey, zaten bende hazırım. Geliyorum hemen öptüm kocaman." Barış'ın cevap vermesine izin vermeden hemen telefonu kapattığımda Elif elindeki siyah spor takımını aldım ve üzerime kırmızı Galatasaray üstünü aldığımda hazırdım. Elifle vedalaşıp hemen aşağı indim.
Barış arabanın kaputuna yaslanmış, kollarını birbirine kenetlemiş etrafı izliyordu. Şu an ne kadar yakışıklı göründüğünden haberi var mıydı acaba? Sonunda beni fark ettiğinde adımlarımı hızlandırdım. Hiç çekinmeden kollarının arasına girdiğimde saçlarıma büyük bir öpücük kondurup sıkıca sarıldı, neredeyse kemiklerimi kıracak kadar sıkıca hemde.
"Bu ne güzellik yahu? Her seferinde daha çok bayılıyorum, daha çok sarhoş oluyorum güzelliğiniz karşısında sevgilim hanım." utandığım için başımı boynuna gömdüm. Her şey çok hızlı olmuştu ve ben hala bazı durumlara alışamıyordum. İlk kez yaşadığım bu hisler oldukça yabancı gelirken, Barış evimdeymiş gibi hissettiriyordu.
"Deve kuşu mooduna geçildi hemen, benim güzeller güzeli sevgilim hemen utanır mıymış?" hafifçe omzuna vurduğumda çok canı yanmış olmalı ki(!) acıyla kolunu tuttu. "Ama çok acıdı bence hemen öpmelisin ki geçsin sonra sakat kal-"
Barış'ın cümlesini dudaklarına çok hızlı bir öpücük kondurarak kestim ve hemen ardından kaçar adımlarla arabaya bindim. Kapıyı biraz hızlı kapatmış olacağım ki arka koltukta uyuklayan Barış'ın köpeği Pablo bir anda havladı. Beni fark edince üzerime atlayıp elimi yalamaya başladı. Barış hemen onu kucağından aldı. "Oğlum o senin yengen yengen. Hiç yakışıyor mu böyle şeyler? Ben senin manitalarına yürüyor muyum oğlum?" Barış'ın, Pabloyla ciddili konuşmasına kocaman bir kahkaha attım.
"Sen beni el kadar köpekten mi kıskandın?"
"Ne var canım, kıskanamaz mıyım? Bu kadar güzel olmak senin suçun güzelim." utanarak başımı çevirdim. Beni böyle güzel sevmesi kalbimin teklemesine sebep oluyordu.
...
Barış tüm yakışıklılığı ile tam karşımda üst vücut çalışıyordu. Üzerindeki siyah kolsuz atletle ne kadar mükemmel göründüğünden haberi var mıydı acaba?
"Manzara güzel galiba sevgilim."
"İlkin'im, kime diyorum ben." Barış'ın beni dürtmesiyle kendime geldim. Allah'ım yer yarılsada içine girseydim yarabbimm. "Şey.. ben biraz dalmışımda." dedim utanarak.
"Normal canım normal. Kaç kız kaslarıma ölüyor kim bilir? He-" sözünü bitirmeden omzuna bir tane yapıştırdım. Başka kızlar ölüyor muymuş hıh.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPTANIM
Teen FictionAh güzel İlkin'im, bir gün söyleyeceğim sana içimden geçen her cümleyi, tam da o güzel kahvelerinin içine bakarak.