Selaam biraz beklettik kusura bakmayın. Malum sınav sonuçlarına az kaldıkça farklı duyguların içinde buluyoruz kendimiziBölüm çok içime sinmedi ama umarım beğenirsiniz
İlahi bakış açısı
Barış odaya döndüğünde biricik oda arkadaşı ve bir numaralı kankası Kerem'i odadan kovmuş, üzerini değiştirmiş şimdi de saçını düzeltiyordu.
Bu hazırlık biricik sevgilisi ile maçtan önce görüntülü konuşmak içindi. Nasıl çok özlemişti güzelini... Sarılıp sarmalamayı, öpüp koklamayı çok özlemişti. Hoş, İlkin'de ondan farksız sayılmazdı. Üstünde sevgilisinin formasıyla telefonun başında sevgilisinin aramasını bekliyordu. Odasındaki aynadan saçını başını kontrol ederken beklediği çağrı ekrana düşünce heyecanla telefonu açtı.
"İlkin'im, canımın içi seni nasıl özledim bir bilsen... Napıyorsun güzelim?"
İlkin telefonu sabitlediğinden emin olduktan sonra ayağa kalkıp etrafında bir tur döndü ve sonra yerine oturdu. "Maçı bekliyorum özellikle çok sevdiğim bir beyefendi var, onun için bütün dualarım ile maçı bekliyorum." dedi. Barış yüzünde kocaman bir gülümsemeyle dinledi sevdiğini. Forması öyle güzel yakışmıştı ki güzeline dili lâl olmuştu. İlkin'in seslenmeleri ile kendine gelebildi.
"O kadar güzelsin ki canımın içi, formam çok yakışmış tabi senin bu güzelliğine ne olsa çok yakışır orası ayrı." dedi. İlkin utandığını hissetti. Barış her zaman ona iltifatlar ederdi ama o her seferinde çok utanırdı. Barış, İlkin'in utandığını anlayınca gülerek devam etti. "Maç öncesi seninle konuşmak bana o kadar iyi geliyor ki İlkin'im. Bütün stresim en azından seninle konuşurken uçup gidiyor, rahatlamış hissediyorum. İyi ki varsın bir tanem."
"Sende iyi ki varsın balım. Benim sana olan inancım tam elinden gelen her şeyi fazlasıyla yaptın, yapmaya devam ediyorsun zaten. Bugün sonuç ne olursa olsun günün sonunda yine çok gurur duymuş olacağım." Barış yüzünde kocaman bir gülümseme ile baktı sevgilisine. En büyük iyikisi tam karşısında oturuyordu.
İlkin hatırladığı bir şeyle sözlerine devam etti. "Ama sana çok kızıyorumda. Ne kadar istediğini biliyorum, hayallerini biliyorum. Ama yarın yokmuşcasına mücadele ediyorsun kendini sakatlayacaksın diye çok korkuyorum. Ne olur biraz kendini de düşünsen? Beni düşün, aileni düşün hepimiz seninle gurur duyuyoruz."
Barış hafifçe başını salladı. "Senin dudaklarından dökülen her söz benim için emirdir hatun, dikkat edeceğiz mecbur." dedi Barış ve yüzüne o arsız sırıtışını yerleştirdi. Sevgilisini utandırmaya bayılıyordu. "Ne o İlkin'im? Utandın mı sen?" dedi gülerek.
"Kim? Ben mi? Ne utanması canım, hava çok sıcak" dedi İlkin utandığını gizlemeye çalışırken. Hoş, Barış onu daha da utandırmanın peşindeydi. "Senin ateşinde olabilir o güzelim." dedi ve kocaman bir kahkaha attı.
"Utanınca bir elin saçına gidiyor ve saçlarının ucu ile oynuyorsun, gözlerini kaçıyorsun ve öpmelere doyamadığım dudaklarını ısırıyorsun."
İlkin sevgilisinin onu bu kadar iyi tanımasına artık şaşırmıyordu.
...
İlkin'den
Maçın başlamasına artık sayılı dakikalar vardı ve ben yerimde duramıyordum. Hande ve Elif atıştırmalık bir şeyler hazırlamış masanın başında kendi aralarında sohbet ediyorlardı.
"Ay İlkin başım döndü daha maç bile başlamadı otursana şuraya." Handeyi umursamadan salonda volta atmaya devam ettim taa ki Elif üzerime minder fırlatana kadar. Reflekse minderi tutabilmiştim ve tuttuğum gibi tekrar Elif'e fırlattım. Elif minderi bertaraf edip elindeki paketi gösterdi. "Tüh, bende sen seversin diye soğuk baklava almıştım İlkin." dedi elindeki paketi özerek açıp gözüme sokmak suretiyle göstererek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPTANIM
Teen FictionAh güzel İlkin'im, bir gün söyleyeceğim sana içimden geçen her cümleyi, tam da o güzel kahvelerinin içine bakarak.