Selaam henüz sınır dolmamıştı lakin 10 bin okunma olmuşuzz💕
10 bin okunma olmamız şerefine uzunn bir bölüm sizinle keyifli okumalar diliyorumm oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ✨
İlkin'den
"İlkin'im, güzelim hadi uyan." gözlerimi zar zor açabildiğimde de Barış elinde benim bilmem kaçıncıya çalan telefonumla bana bakıyordu.
"Günaydın güzelim benim, en güzel anlarımın katili Elif arıyor baya da ısrarcı." daha kendime gelebilmiş sayılmazdım Barış'ın elime tutuşturduğu telefonu aldım, telefonun hoparlörünü açıp konuştum.
"Kargalar şeyini yemeden ne var Elif?"
"Sanada günaydın İlkincim anca uyu zaten, senin olanlardan haberin var mı kızım."
"Off banane ya sabah sabah dedikodu havamda değilim. Sal beni uyuyayım ya."
"Aynen kanka kesin uyursun, eniştemle magazine düşmüşsünüz tüm sosyal medya sizi konuşuyor. Dün maç çıkışı sarılırken fotoğrafınız düşmüş. İlkin bak stres oldum zaten sabahtan beri sana ulaşamayan herkes beni arıyor. Babanın aramalarını açamadım o kadar aramış ki şuan Almanyaya gelse şaşırmam. Sadece o da değil herkes arıyor. Vekilin miyim kızım ben senin?"
"Ne! Nasıl olabilir ya? Elif bak şaka dimi?"
"Aynen İlkin, sabahın köründe hiç işim gücüm yok şaka yapasım geldi." telefonu elimden bırakıp telaş içinde ayağa kalktım. Odanın içinde bir sağa bir sola bilmem kaçıncı kez gidip gelirken Barış kolumdan tuttu.
"İlkin'im, bir sakin olur musun?" kolumu elinden kurtarıp dolanmaya devam ettim. "Nasıl sakin olayım? Herkes öğrenmiş." Barış en sonunda beni durdurmak için ayağa kalkıp kollarını sıkıca sardı. Normalde çok huzurlu hissetmem gerekiyorken şuan çok tedirgin hissediyordum.
"Öğrensin herkes ne olacak yani? Koca koca insanlarız kimse bizim özelimize karışamaz, kimse benim sevgilime laf edemez. Hem ne güzel sonunda herkes öğrenmiş oldu." şaşkınlıkla ona döndüm. Tam bir şey söyleyecekken sıkıca sarılmasıyla gözlerimin dolmasına engel olamadım. Yine de şuan ağlamamalıydım.
Kollarından sıyrılıp yatağa oturdum. Barış da hemen yanıma oturup elimi tuttu. Gözlerime bakarken ben kafamdaki düşünceleri toparlamaya çalışıyordum. "İlkin'im, bu kadar düşünmene gerek yok aklından ne geçiyorsa söyle. Her neyse aklına takılan söyle bileyim." derin bir nefes alıp ona döndüm.
"Sen böyle çok şey olmadın ama sorun olmaz mı Barış? Yani çok iyi ilerlediğin bir kariyerin var milli takımın maçları devam ediyor sonra ailen bel-"
"Kimsenin ne düşündüğü umurumda değil güzelim. Ben seninle olmayı ne kadar hayal ettim haberin var mı senin? Kerem bizi zorla cumaya götürünce ben hep dua ettim bizim için. Şimdi başkalarının diyecekleri ile senden vazgeçmem. Ucunda ne olursa olsun senden gidemem." gözlerim dolu dolu boynuna sarıldım sıkıca. Telefonumun zil sesi tekrar odayı doldurduğunda telefonuma baktım.
"Kardeşim arıyor ama ne diyeceğimi bilmiyorum. Off Allah'ım ne yapacağız Barış? Ben hiç böyle bir durumda olmadım ki ne diyeceğimi bilmiyorum." telaş içinde odanın bir başından bir başına yürümeye yeniden başlamıştım ki Barış elini uzatıp elimi tuttu. Sıkıca tuttuğu elimi dudaklarına götürdü ve beni yanına çekti.
"Güzelim şu an açmak zorunda değilsin. Gel bir sakinleş sonra herkese dönersin. Kimse bizden, bizim mutluluğumuzdan kıymetli değil." bu tatlı sözleri gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Yüzümü avuçları içine alıp alnıma bir öpücük bıraktığında biraz olsun sakinleştiğimi hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPTANIM
Teen FictionAh güzel İlkin'im, bir gün söyleyeceğim sana içimden geçen her cümleyi, tam da o güzel kahvelerinin içine bakarak.