4

2.5K 99 23
                                    

Barış'tan

İstiklal Marşı için sahaya çıkarken ayaklarım resmen titriyordu. Evet, bu maç takım için çok önemliydi ama İlkin'in tribünde olduğunu bilmek içimde büyük bir heyecan uyandırıyordu. Isınma esnasında güzel kahvelerinin sıcak tebessümünü görmüştüm ve içimden bir ses buraya sadece tuttuğu takımı desteklemek için gelmediğini söylüyordu.

Maç oldukça tempolu başlamıştı ve hızlı bir ataktan dakikalar yaklaşık otuzu gösterirken ilk golü yemiştik. Okan hoca takıma güven vermek istercesine bize sorun olmadığını söylüyordu. Bu maçı kaybetmek gibi bir lüksümüz yoktu ve bu gole hemen cevap vermek zorundaydık.

Pozisyon incelenirken içgüdüsel olarak tekrar İlkin'in olduğu tarafa bakışlarımı çevirdim. Yüzündeki tatlı tebessüm kendimi daha iyi hissetmemi sağlamıştı. Sanki bir ay öncenin tekrarını yaşıyor gibiydik. Hakemin düdüğü ile gözlerimi İlkinden ayırdım. Hakem golü vermişti.

Bu gole en hızlı şekilde cevap vermemiz gerekiyordu. Kaan'dan aldığım topu hızlıca Kerem'e attım. İcardiye destek için ileri çıktım. İcardi, Kerem'den aldığı pası ceza sahasına doğru ortaladığında topa yaptığım dokunuşla top kalecinin parmak uçlarından ağlarla buluşmuştu. Bu gol benim için, takım için çok kıymetliydi. Gol sevincimi İlkin'in olduğu tribüne doğru koşarak yaptım.

Attığım golle birlikte ilk yarı bitmişti. Soyunma odasına Keremle yan yana gidiyorduk. "Valla seninki her maç gelse gol kralı olursun." Kerem'in koridoru inleten kahkahası benimle daha çok uğraşacağına işaret ediyordu ama bu şu an umrumda değildi. İlkinle yaşadığımız anlar aklımdan çıkmıyordu. Okan hocanın tebriğinden sonra dediklerine odaklanamıyordum bile. Onu uzaktan çok kez izlemiştim ama bu defa yaşadıklarımız çok başkaydı. Hayat bana bu sefer korkak olmamamı söylüyordu resmen.

"Barış sen beni dinliyor musun?" Okan hocanın seslenmesi ile hemen kafamı salladım. Okan hocanın son direktiflerinden sonra sahaya tekrar dönmüştük. İlkin arkadaşı ile bir şeyler konuşuyordu. Onun orada olduğunu bilmek bile çok başka hissettiriyordu. Tek bir gülüşüyle bana güç olmayı başarmıştı. Üzerimdeki etkisi beni artık şaşırtmıyordu bile. Bakışlarımı sonunda ondan çekmeyi başarabildiğimde herkes yerini almış ikinci devrenin başlamasını bekliyordu. Hakemin düdüğü ile ikinci yarı başladığında tek amacımız bizi şampiyon edecek gole ulaşmaktı.

***
Maç son hızıyla devam ediyordu. Tüm takımın elinden geleni yaptığını görebiliyordum. Ataklar üst üste geliyordu, maçı kazanacaktık. Bundan hiç bir şüphem yoktu. Muslera'nın uzun gönderdiği topu Kerem yakalamış ve icardi'ye bir pas göndermişti. İcardi kenardaki torreira'ya pas atıp kendini hemen ceza sahası içine attı. Ve sonunda Torreira'nın açtığı orta sonucu golü bulmayı başarmıştı. Tüm stadda Aşkın olayım çalmaya başlarken koşarak İcardi'nin üzerine atladım. Bu golden sonrası hızlı geçmiş, son düdük çaldığında tüm stadyum sevinç içinde kalmıştı. Herkes meşalelerini yakmış, göz gözü görmez bir ortam içinde kalmıştık. Şampiyonluk gelmişti, kupa her zaman ki gibi Galatasaray'ındı.

**

Sarılışlardan ve kutlamalardan biraz olsun sıyrılıp su içmek için köşeye doğru gittim. Su şişesine ulaşıp kana kana su içerken üzerimde bir bakış hissettim. Şişeyi bir köşeye fırlatıp bakışlarımı İlkin'e çevirdiğimde onun da bakışları benim üstümdeydi. Yerimde buz kesilmiştim adeta bakışlarından ötürü.

Allah'ım bu nasıl bir ödüldü bana böyle. Son zamanlarda bir iyilik mi yapmıştım ki beni böyle ödüllendiriyordun? Hangi sevabımın karşılığıydın sen İlkin? Bana niye bu kadar güzel gülüyorsun, niye böyle güzel bakıyorsun? Daha fazla aşık olamazdım ki sana. İçimden geçenleri anlasaydın, bilseydin hala aynı güzellikte mi bakardın bana?

Ah güzel İlkin'im, bir gün söyleyeceğim sana içimden geçen her cümleyi, tam da o güzel kahvelerinin içine bakarak. Düşünceleri dağıtmam lazımdı, yoksa şu an utanmadan ağlayabilirdim. Tam da kendime düşüncelerimi dağıtmam gerektiğini söylerken İlkin ağzını aralamış ve bana tebrikler diyerek fısıldamıştı. Şok içerisinde bir gülme ile ona doğru baktığımda yine beni yerlere düşürecek bir gülücük atıp arkadaşıyla gitmişti.
Arkasında ise mahvolmuş bir ben bırakmıştı.

**

İlkin'den

"Nolur sus, yalvarırım bana bir müsade et. Ne yapayım dizlerine mi kapanayım susman için canım arkadaşım ha?" diyerek dakikalardır arabanın içinde beynimi dürtükleyen Elif'e isyanımı dile getirmiştim.

"Maçtan çıkınca dedin çıktık, anlat nolur patlamak üzereyim. Beni biliyorsun zor bile dayandım. Ortadan ikiye patlayayım da Türkiye en iyi pasörlerinden birini mi kaybetsin istiyorsun? Bu mu amacın, hic yakıştı mı sana? Olacak iş mi bu İlk-"

Konuşmasını çığlık atarak böldüğümde amacına ulaşmış gibi araba koltuğuna yaslanmış, anlatmamı beklemeye başlamıştı. Derin bir nefes alıp aslında çokta fazla olmayan olayları anlatmaya başlamıştım.

"Daha önce onu maçlarımıza gelirken görüyordum zaten. Galatasaraylı olduğu için geldiğini düşünmüştüm yani çok üzerinde durmadım belki cidden öyledir bilmiyorum. Gerçekten hiçbir şey bilmiyorum ben. Kafam o kadar karışık ki." dedim ve arabayı bir sahil kenarına doğru park ettim. İndiğimde Elif'te hiç bir şey demeden ardımdan inmiş ve anlatmamı beklemeye başlamıştı.

"1 ay önceki şampiyonluk maçımıza yine geldi. Zaten a takımdan bir kaç kişinin destek olmak için geleceğini biliyordum. Her şey normaldi aslında, ta ki onunla göz göze gelinceye kadar. Yemin ederim o bakışlar hiç normal değildi tamam mı? Abartmıyorum ben. Bu derece yoğun bakışlarla ilk defa karşılaştım. Bir kaç defa oldu bu bakışmalar o gün içinde." İçimi bir anda dökmemin rahatlığıyla derin bir nefes alıp Elif'e döndüm. Alaylı tavrı gitmiş yerine ciddi bir Elif gelmişti.

"Peki bu bakışlar karşışında ne hissettin İlkin? Bugün bambaşka bir kız gördüm ben karşımda. İlk defa böyle gördüm seni ve sen kesinlikle normal değildin." dediklerine hak vererek kafamı salladım.

"Normal olmadığımı bende biliyorum işte. Beni korkutan da bu. Bakışları bende çok tuhaf bir etki bırakıyor. Biliyor musun, 1 ay önceki gün bu bakışmalar olduktan sonra arkadaşıyla beraber aşağı indiler tebrik etmek için. Orada bana kaptanım diye hitap etmişti. Ve bu aklımdan çıkmıyor bile. Kendimi ben de tanıyamıyorum." diyip Elif'e sarılmıştım. Bir aydır aklımdan çıkmayan düşünceleri ilk kez birisi ile paylaşmıştım. Elif teselli edercesine saçlarımı okşadığında bana dönerek beni gerçeklerle yüzleştiren o cümleleri kurmuştu.

"Aşıksın diyemem ancak emin olduğum tek bir şey var. Sen bu çocuktan fena hoşlanmaya başlamışsın kardeşim, geçmiş olsun."

Bölüm Sonu

Sen aşıksın arkadaş🎶

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın💖

KAPTANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin