8

2.5K 86 22
                                    

İlahi bakış açısı

Ortamda duyulan derin nefes sesleri az önce yaşananları ortaya döker nitelikteydi. Adamın büyük elleri kadının kıpkırmızı olmuş yanaklarını okşuyordu. İlkin'in elleri ise Barış'ın kaslı kollarına tutunmuş, az önceki öpücüğün etkisiyle titreyen dizleri ayakta kalmasını zorlaştırıyordu.

Bunu fark eden Barış belindeki eliyle kızı iyice kendine çekmiş, tüm yükünü ondan almıştı. "Sakinleş, çok hızlı nefes alıp veriyorsun güzelim. Derin nefesler alıp ver haydi." Verilen komutla derin nefesler alıp veren İlkin, burnuna dolan Barış'ın kokusuyla daha da heyecanlanıyordu.

Titreyen ellerini Barış'ın omzuna çıkarıp gözlerini zorlukla bir araya getirmişti. İlkin zihninden defalarca çığlıklar atıp, Barış'ın kendisine kullandığı hitapları düşünüyor ve kalp krizi geçirmemek için kendini tutuyordu. Bu sırada ise onun gözlerine bakıyor olmak işini hiç kolaylaştırmıyordu.

İlkin'in konuşmak için hazır olmadığını anlayan Barış, kızı tekrar kollarının arasına çekip onu sıkıca sarmıştı. Zamanın ilerlemesiyle soğuyan havanın İlkin'i üşüttüğünü İlkin'in soğumuş kollarıyla anlayan Barış İlkini hafifçe geriye doğru çekti. Sadece ona sarılmak isteyen İlkin bundan memnun olmadığını hafifçe çattığı kaşlarıyla belli ettiğini düşünüyordu. Barış kızın bu halini güler gözlerle izlerken, koltuğa bıraktığı ceketini alıp İlkin'e giydirmek için yaklaştı. İlkin istemsizce kocaman gülümsediğinde Barış ceketi giydirmeden önce büyük bir iç çekti.

"Beni nasıl mahvettiğinden haberin bile yok." Aldığı iltifatla başı öne düşen İlkin'e ceketini giydirdikten sonra yine sıkıca sarılmıştı Barış. Tek eliyle İlkin'in saçlarını okşuyor, diğeriyle belini ufak dokunuşlarla okşuyordu. Kendi kendine aldığı cesaretle öne doğru eğilip İlkin'in saçlarının bitiş, alnının başlangıç noktasına derin ve kokulu bir öpücük bıraktı.

Bununla birlikte içi mutluluk ve huzurla dolan İlkin, derin bir iç çekmesine engel olamadı. Ne ara bu denli bağlanmıştı bu adama? Ne ara bu denli sevgi dolmuştu içi? Çektiği derin iç Barış'ın hoşuna gitmiş olacak ki o da güzel sesiyle kıkırdayarak İlkin'e sesiyle çok başka şeyler yaşatmıştı. Konuşmaları gerektiğini biliyordu kadın ancak kolları arasında bulunduğu adam ona daha önce tatmadığı bir huzuru bahşederken ona daha sıkı sarılmaktan başka bir şey yapamadı. Buna dünden razı olan Barış, İlkin'in sıkı sarılışına aynı şekilde karşılık vermişti.

***

Dakikalarca o şekilde kalan ikili en sonunda Barış'ın konuşmasıyla ayrılmıştı.

"İlkin, güzelim, konuşalım mı biraz? İster misin? İstemezsen bu şekilde istediğin kadar kalabilirim." İlkin adamın hitaplarına ne zaman alınacağını merak ediyordu. Her seferinde böyle midesine kramplar girecekse işi zor gözüküyordu. Bu adam, kalbinin sınırlarını oldukça zorluyordu.

"Konuşalım Barış. Ama burada olmasa olur mu? Sahile gidebilir miyiz?" Dedikleri kulağına dolduğunda panikle Barış'ın konuşmasına izin vermeden yine konuşmaya başladı. " Ama olmaz ki Barış. Bu senin doğum günün. Çıkışta konuşuruz o zaman, aşağıdaki insanlara ayıp olmasın." İlkin tüm mahcubiyetiyle başını yere eğerken Barış gülümsedi. Onunla baş başa kalmak için canını isteseler canını verirdi.

Parti mi, parti kimin umrundaydı ki? Barış'ın tek isteği güzel İlkiniydi.

"İlkin, sen istersen her yere gelirim tamam mı? Parti çoktan bitmiştir bile. Kerem aşağısını halleder. Gel arka kapıdan çıkalım." Barış söylediklerinden sonra kıza fırsat vermeden elinden tutmuş arka kapıdan arabasına ulaşmalarını sağlamıştı. Arabaya bindiklerinde Barış hızlıca Kerem'e mesaj atmış, İlkin'le partiden ayrıldıklarını söylemişti. Kerem'in vereceği tepkileri beklemeden telefonunu kapatmış arka koltuğa fırlatmıştı.

KAPTANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin