20. BÖLÜM

3.7K 381 391
                                    

Keyifli okumalar...

Lorde~ Team

Kemeri taktıktan sonra hemen kapımı kapatarak hızlı adımlarla kendi tarafına geçerek hızla arabayı yola çıkarttı.

İlk defa hızlı giden bir arabadan korkmadım.

İlk defa bu hızda yolu kontrol etmedim.

Cihangir'e bıraktım kendimi.

Hem kendimi hem de kalbimi Cihangir'e bıraktığımı yakın zamanda anlayacağımı bilmeden yol boyunca ona bakmaya devam ettim.

                           *********************

Hastaneden çıktıktan sonra kolumun ezildiğini öğrenmiştik. Cihangir doktora sürekli bu kadar morarmasının normal olup olmadığını sormuştu.

İki kere röntgen çekilmiş Cihangirin ısrarı yüzünden.

Sonuç yine aynıydı.

Ezilmişti. Çatlak ya da kırık yoktu.

"Ağrımıyor değil mi.?" Şu an eve dönüş yolundaydık ve Cihangir arabaya bindiğimizden beri yedinci kere aynı şeyi soruyordu.

"İyiyim Cihangir ağrımıyor merak etme ilaçları da içtim zaten sabaha kadar ağrımazmış söyledi ya doktor sende duydun." Ben konuşurken başını sallayıp arada bir bana bakıyordu.

"Morluk bileğine kadar inmiş." Onun gibi bende bakışlarımı koluma indirdim.

Gerçekten de sol kolum komple mordu.

Bandaj vermişlerdi ama kolum hala şişmeye devam ettiği için takmamıştım.

"Ağrımıyor ama merak etme." İçini rahatlatmak için söylediğim cümleyle iç çekti.

Sigarasına uzanıp yaktığında camlarıda aralamıştı.

O sigarasını içerken ben de ilaçlardan dolayı mayışmış bir şekilde başımı cama yaslamıştım.

"Sabah neden hepiniz gittiniz...aynı anda." Cevap vermeden sigarasını içine çekti.

Sağ kolumla moraran kolumu tutarak tekrar cama yaslandım.

Gözlerimi kapatıp yolculuğun bitmesini bekliyordum ama Cihangirin susmayan telefonlarıyla başım çatlamak üzereydi.

Bir kaç kişiyle konuşup benim için çıktığı toplantıyı telafi edeceğini söylemişti.

Sanırım önemli kişilerdi ve Cihangir bugün toplantının ortasında çıkmak zorunda kalmıştı.

Tanıdık evi görmemle başımı camdan çektim.

Bahçeye girdiğimizde korumalar hemen ikimizinde kapısını açmıştı ama Cihangir benim kapımın açılmasına rağmen olduğum tarafa gelip inmeme yardımcı olmuştu.

"Gel bakalım." Eli tekrar belimi kavradığında kendimi ona bıraktım. Tekrar.

Dış kapıdan çıkan kişilerle görmek istemediğim kişiyle göz göze gelince hemen önden koşarak gelen Sıla'ya baktım.

"İyi misin eve yeni geldim dedem anlattı geçmiş olsun ağrın var mı şu an...kırılmış mı ne olmuş abi." Cihangir ona cevap vermemişti.

"İyiyim Sıla kırık değil sadece ezilmiş." O hala kaşlarını çatarak koluma bakıyordu.

"Çok kötü olmuş nasıl sadece ezik emin misiniz.?" Başımı salladığımda bu sefer karşımda Saffet bey duruyordu.

VURGUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin