Nihayet beklenen gün gelmişti! Sabahın erken saatlerinden itibaren köşkte bir koşturmacadır gidiyordu. Birbgün öncesinden gelen gelinliğini giymiş, yukarıdaki geniş misafir odalarından birinde sabırla, saatlerdir saçlarının yapılmasını bekliyordu. Bu kadar uzun bekleyişler İpek'e göre değildi ancak, mecbur olunca insan her şeye katlanıyordu işte. Etrafında konuşan kalabalığa baktı göz ucuyla sonra, "Bugün evleniyorum!" dedi kendi kendisine. Sabahtan beri bu cümleyi kaç defa söylemişti, bilmiyordu! Gerçekliğine inanamaz gibiydi.Mine, yan tarafta saçını yaptırırken bir taraftan Rezoş'a laf yetiştirmeye çalışıyordu. Efemine kuaför, tüm ekibini toplayarak köşke gelmiş, etrafına emirler yağdırıp duruyordu. Gören de evin hanımını bu yerden bitme tuhaf yaratık sanırdı. Allahtan, onların varlığı genç gelinin kötümser bir ruh haline bürünmesine engel oluyordu.
Etraftaki telaşı izlerken kızın elinin altındaki telefon, bir "Bing!" sesiyle öttü. Ekranı kaydırıp gelen mesaja baktı, bakmasıyla yüzünün sararması bir oldu, hemen kapattı.
"Allah kahretsin! " dedi içinden. "Bir sen eksiktin!"
Gelen mesaj, Avukat bozuntusu Oktay'dandı. "Lütfen bunu yapma! Bana bir şans ver, yalvarırım!" diyordu.
Nişanlandıklarına ilişkin haberin medyada çıktığı günlerde adam, iki defa okula gelip İpek ile konuşmak istemişti. Uzun süredir kalbinde büyüttüğü aşkının ellerinin arasından kayıp gitmesine izin verme niyetinde değildi. Mutlaka İpek'i, o zengin züppe ile zorla evlendiriyorlardı, bu bir aşk evliliği olamazdı. Belki de ailenin malvarlığı bölünmesin diye, kızı zorlamışlardı. Ne olursa olsun, İpek ile konuşup duygularını ona anlatmalıydı. Eğer bir zorlama varsa, onun için her şeyi yapabileceğini bilmeliydi. Bu duygularla okula onu görmeye gitti.
İpek, ilk görüşmelerinde de negatif hisler uyandıran adamı karşısında görünce önce şaşırmış, sonra garip bir önseziyle canı sıkılmıştı. Durup dururken, bir samimiyetleri de yokken bu adam, iki de bir neden onu görmeye gelirdi ki? Arada, halini hatırını soran mesajlarına nezaketen cevaplar vermenin dışında herhangi bir şey de yapmamıştı.
"Oktay Bey? Hayırdır, yine aynı müvekkil mi?" demişti, bu sefer sesi soğuktu. Kızın, bu biraz da imalı, hoşnutsuz sözleri, genç adamın yüzünü kızartmıştı. Koyu gözlerinde anlayış bekleyen bir bakış vardı.
"Sayılır... İpek, bir yere gidip oturabilir miyiz? Seninle konuşmak istediğim şeyler var."
Genç kız, onun neler konuşmak istediğini aşağı yukarı tahmin etmişti. Böyle bir yaklaşıma vereceği cevap hazırdı, baştan engellemek istedi.
"Oktay Bey, lütfen! Ne hakkında konuşmak istiyorsanız, burada söyleyin. Malum, ben nişanlı bir insanım; davranışlarıma dikkat etmeliyim," dedi direnen bir sesle.
"Bir kafede oturmamız, ahlaka aykırı bir durum olmasa gerek, İpek.," dedi. Başka şeyler de söyleyecekti, konuşmamak için dudaklarını sıktı. Ancak söylemek istediklerini, karşısındaki zeki kız anlamıştı.
"Benimle bir kafede oturmak istemiyorsun . Ama, başkasının kollarında olup onunla ortalık yerde öpüşmeyi normal buluyorsun, öyle mi?" diyordu suskun, öfkeli gözler.
Okulun bahçesinde, girişte durmuş, gelen geçenin merakını çekmeye başlamışlardı. Biraz bundan rahatsız olarak, biraz da adamın konuşmadan gitmeyeceğini anlayarak, "Tamam ama lütfen kısa olsun, nişanlımla randevuma geç kalmak istemiyorum,." dedi. İki dakikada, nereden geldiğini bilmediği bir hazır cevaplılık ile yalanı kıvırıvermişti.
Tahmin ettiği gibiydi. Adam, İpek'e olan aşkını uzun, süslü cümlelerle anlatmış ve kızı evlenmekten vazgeçirmeye çalışmıştı.
"Bu kadar kısa sürede, bu evlilik! Seni zorlamalarına izin verme, ben ne olursa olsun yanındayım.," demişti. Onun gereksiz öz güveni, kızın ağzını hayretten açık bırakmıştı. Eğer müdahale etmezse karşısındaki adamın, işi daha ileri bir boyuta vardıracağını anlamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İpek Böceğim (KİTAP OLDU)
ChickLitRomantizm #1# İpek Böceğinin kozası mı yoksa çelik mi daha sağlamdı? Zorluklara en çok hangisi dayanırdı? Her şey zıddını içinde barındırır; varlık yokluğu, güzellik çirkinliği, güçlü zayıfı ve yaşam ölümü... Genç kızın hayatı tam da bunlardan ibar...