BÖLÜM 6
Bugün işimde ilk günüm. Formalarımı giydim, eşyalarımı aldım, saçlarımı taradım... Tamamım, artık çıkabilirim. Ah! Nöbet listesine bakmayı unuttum! Acaba kiminle nöbet tutacaktım? Telefonumu açıp nöbet listesine baktım. NE! Ya hayır ya! İlk günden istemiyorum! Uraz ne alaka? Oflayarak evden çıktım ve sitenin bahçesine indim. Bugün gerçekten iğrenç geçecek gibiydi. Sonuçta Uraz'la aynı ortamda bulunmak, bir vahşi aslanın yanında durmaktan daha beterdi. Sitenin kapısına doğru ilerlerlerken birden arkamdaki siyah arabayı görememiştim! Araba dizlerime değdiğinde hayatım bir an gözlerimin önünden geçti. Sıkıca gözlerimi kapattım ve güçlü bir çığlık attım. Üzerime son hız gelen arabanın hızla durmasıyla yere yığıldım. Hızlı hızlı nefes alıyor, ancak gözlerimi açamıyordum. Açmak istemiyordum, çünkü göreceklerimden korkuyordum. Arabanın kapısının açılma sesi duyuldu ve birisi koşarak yanıma geldi.
"İNCİ! İYİ MİSİN?" diye bağırdı birisi. Bu ses? Bu Uraz'ın sesiydi. Yavaşça gözlerimi araladım. İlk gördüğüm şey dibimde duran araba oldu. Korkuyla kendimi geri ittim. "İnci! Çok özür dilerim. Bir yerine bir şey oldu mu?" dedi Uraz, telaşla yanıma çömelirken.
"Allah'ın cezası! Yettin canıma Uraz. Yettin!" dedim ve tek elimi başıma vurdum. "Bir de bir şey oldu mu diye soruyorsun! Eziyordun beni eziyordun. Hem de hastaneden çıkalı bir gün oldu daha!" dedim bağırarak.
"Haklısın. Çok haklısın. Senin oradan çıktığını görmedim. Biraz daha soldan yürüseydin görürdüm." Dediğinde hayretle yüzüne baktım.
"Şimdi ben mi suçlu oldum? Nasıl işi bana çevirdin ki?" dedim ve sinirle güldüm. Uraz derin bir nefes verdi ve ayağa kalkıp bana elini uzattı.
"Tamam, gel kalk hadi." Uraz'ın uzattığı eli tutmadım ve destek almadan ayağa kalktım. "Sana yardım etmeye çalıştım sadece." Dedi Uraz.
"Beni düşürenin elini tutmak aptallık değil mi? Ben senin o pembe ve tatlı dizilerde karşılaşabileceğin masum yardıma muhtaç ve güçsüz kız karakter değilim. Aksine tek başıma her şeyi başarabilecek bir kadınım." dedim ve gülümseyerek tek gözümü kırptım. Uraz arkamdan şok geçirmiş bir şekilde bakakalmıştı. Zafer kazanmış bir şekilde otobüs durağına gittim ve her zaman olduğu gibi otobüsü beklemeye başladım. Evet, havalı cümleler kurmam, arabam olmadığı gerçeğini değiştirmiyordu ne yazık ki. Ancak en kısa zamanda altınlarımla araba da alacağım. O zaman her şey tam olacak.
*
Noktamızın kapısının önüne gelmiştim. Sonunda işe başlıyordum. Noktamızın dış görünüşü küçük bir evi andırıyordu. Tabii gören ev olmadığını anlardı ancak benziyordu. Noktadan içeri girdiğimde ilk karşıma çıkan eski ama samimi bir mutfak ve oradaki tezgâhta kahve yapan bir adam oldu.
"Günaydın." Dedim adama. Adam arkasını döndü ve bana gülümsedi.
"Günaydın. İlk iş günün mü?" dedi
"Evet. Ben İnci." Dedim ve elimi uzattım. Adam uzattığım elimi tuttu.
"Bende Erhan. Ambulans şoförüyüm." Dedi.
"Memnun oldum. Peki ben şimdi ne yapmalıyım?" dedim.
"Bak, bu tabletten vakayı alıyoruz. Gelen vakalar buraya düşüyor ve ne vakası olduğu falan görülebiliyor." Dedi yan tarafta duran tableti işaret ederek. "Bu arada tablete vaka düşünce çıkan ses gerçekten iğrenç. Güzelim uykusundan kaldırıyor insanı. Aramızda kalsın." Dedi gülerek. Aynı şekilde gülerek kafamı salladım. "Şimdi bir ambulansa bak, sonra da vaka çıkana kadar kafana göre takıl." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇARDAKTAKİ KIZ
Teen Fictionİnci'nin en büyük hayali, üniversiteden mezun olup işinde iyi olan bir paramedik olmak. İnci'nin babası Murat, yakın bir arkadaşının ölümü sonucunda çok değişmiştir ve kimseye tahammülü kalmamıştır. ölen arkadaşı Kadir ve ailesi, Murat ve ailesiyle...