BÖLÜM 17
-İstanbul Havalimanı-
Yalanlar ve gerçekler. Yalanlar iyi de gelse gerçekler önemlidir. Yalanla her şey düzelse de aslında düzelten gerçeklerdir. Gitmek veya kalmak tüm hayatımı değiştirecekti. Birinde sevdiklerim ve yalanlar. Diğerinde gerçekler ve ben.
Ben gerçekleri ve kendimi seçtim. Belki bencillik yapmıştım. Sevdiklerimi ardımda bırakmıştım ama sahtelerden arınmıştım.
Şu anda İstanbul havalimanındayım ve birazdan uçağım kalkacak. Hızla eve gidip tüm her şeyimi valize doldurmuş ve kimse beni görmeden buraya gelmiştim. Ben gidiyordum. Paris'e gidiyordum işimi ayarlamıştım. Yılda yirmi günden fazla izin vermiyorlardı. Bende işimi Fransa-Paris'e aktarmak için başvuru yaptım. Öyle şanslıydım ki hemen kabul edildi. O an dünyalar benim olmuştu.
08.40'da uçak kalkacaktı. Daha zaman vardı çünkü ben buraya gecenin bir yarısı gelmiştim. Uçağın kalkmasına daha altı saat gibi bir zaman vardı. Uyuyacaktım. Çünkü düşüncelerden uzaklaşmaya ihtiyacım vardı. Her zamandan çok...
(6 Saat Sonra)
"Sayın yolcularımız, İstanbul-Paris uçağı, on dakika sonra kalkmış olacaktır. Bu uçağı kullanacak yollarımızın, yerlerini alması, ricada bulunur." Bu anonsun sesiyle uyandığımda telaşla ayağa kalktım ve hızlı adımlarla kendi uçağıma doğru ilerledim. Kalkmasına beş dakika kala yerimi alabilmiştim. Özellikle cam kenarını seçmiştim. Gökyüzü belki içimdeki sıkıntıları alır götürür diye.
Annem duyarsa çok üzülecekti. Efsun teyzeden hesap sormak isteyecekti. Uraz'a bir şey demeyecekti belki ama Uraz da üzülecekti. Pişmanlıktan.
Benim üzüldüğüm gitmeleri değildi aslında. Bana aylarca yalan söylemesiydi. Ben ona çocukken onunla yaşadığım şeyleri anlattığımda beni dinlemesi ve hiçbir şey söylememesiydi. Oysaki ben ona alışmıştım.
Uçak kalkıyordu ve beni yaklaşık dört saatlik bir yolculuk bekliyordu.
(Uraz'ın Anlatımıyla)
"Allah kahretsin! Bartu ne yapacaksan yap ve bana İnci'nin nerede olduğunu bul!" dedim yanımdaki vazoyu yere fırlatırken. Bartu koltuğa otururken:
"Abi sakin ol. Nereye gidecek? İllaki sonunda eve dönecek. Sıkma bu kadar kendini. Rahat ol." Dedi ve dilini damağına vurdu. "Ama yani sende aylarca kızdan ne saklamışsın o da hakl-" derken sözünü kestim.
"Kes sesini!" dedim ve elimi boynuma götürdüm. "Neler olduğunu biliyorsun. Neden söylemediğimi de biliyorsun."
"Onun da öğrenmeye hakkı var Uraz. Bence iyi düşün yoksa kızı tamamen kaybedersin. Benden söylemesi." Dedi ellerini yana açarken. Şu anda Bartu'nun ofisindeydik ve ben sinir krizi geçiriyordum.
"Ben gidiyorum." Dedim ve masadan telefonumu alıp hızla ofisten çıktım. Bartu arkamdan seslenmeye bile vakit bulamamıştı. Aşağı indiğim gibi arabama bindim ve emniyet kemerimi taktım. Arabayı çalıştırdığımda radyodan kendi kendine bir müzik açıldı.
"Keşke hislerimi sana açıkça anlatabilseydim,
Sana deli gibi âşık olduğumu söyleyebilseydim..." radyodan çıkan şarkıyla birden frene bastım.
Oysa bütün cesaretimi toplayıp sana gelmiştim,
Senin için çarpan şu kalbi gör istemiştim,
Tam elini tutacakken, aşkımı itiraf edecekken,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇARDAKTAKİ KIZ
Teen Fictionİnci'nin en büyük hayali, üniversiteden mezun olup işinde iyi olan bir paramedik olmak. İnci'nin babası Murat, yakın bir arkadaşının ölümü sonucunda çok değişmiştir ve kimseye tahammülü kalmamıştır. ölen arkadaşı Kadir ve ailesi, Murat ve ailesiyle...