Bölüm 21

27 2 34
                                    


Lanetimdi. İstanbul benim en büyük lanetimdi. Bulaşmamam gereken bir lanet. Kime güveneceğimi, kime güvenmeyeceğimi bilmiyorum. Bu yolda babam bile katil çıkmıştı.

Neler olduğunu kafamın içinde özetleyemiyordum. Hangi biriyle başa çıkmalıydım? Uraz'la evleneceğimize mi? Babamın katil oluşuyla mı? Beliz'in kleptomani hastası oluşuyla mı? Kadir amcanın aldatma olaylarıyla mı? Ahsen'in ölmesiyle ve ihanetiyle mi? Yoksa bıçaklanışımla mı?

Bıçaklandığım o saniyeden sonra başka hiçbir şey hatırlamıyordum. Hatta bıçaklandığım sahneyi bile zor hatırlıyordum. Babam Uraz'ın hangi Uraz olduğunu öğrenince onu öldürmek istedi. Çünkü Uraz onun hakkındaki her şeyi biliyordu ve anlatacaktı da. Babam korktu.

Garip bir baş ağrısıyla gözlerimi açtığımda hastanedeydik.

Gündüz vakitleriydi ama saat kaçtı bilmiyordum. Odanın içine bakındığımda kimsenin olmadığını gördüm. Ama dışardan sesler geliyordu. Ağlama sesleri. Bağırma sesleri...

Kapı büyük bir sesle açıldı. Bir hemşire birine bağırıyordu.

"Beyefendi! Şimdi onu göremezsiniz. Ne olur işleri zorlaştırmayın!"

"Görmem lazım onu. Göreceğim!" diye bağırdı bir adam. Bu ses? Uraz'ın sesiydi. Bir kapı kapanma sesi, ardından da kilitlenme sesi duyuldu. Hemşire derin bir nefes verdi ve bana doğru geldi. Uyandığımı gördüğünde gözlerini büyüttü.

"İnci Hanım! Uyanmışsınız. Nasılsınız?" dedi hemşire. Boğazımı konuşmak için hazırladım.

"İyi hissediyorum. Sadece karnım. Karnımda garip bir his var." Dediğimde hemşire gözlerini kaçırdı.

"Ben doktoru çağırayım." Dedi ve hızlı adımlarla odadan çıktı. İçimde garip hisler vardı. Benden bir şey saklıyor gibilerdi. Biraz sonra doktor geldiğinde bana gülümsedi.

"Merhaba İnci Hanım. İyi misiniz?" dedi doktor.

"İyiyim. Ama karnımda garip bir his var. Bana ne oldu? Anlatır mısınız?" dediğimde doktor derin bir nefes aldı ve:

"Size benim söylememi uygun bulmadılar. Yakınlarınız söyleyecekmiş." Dediğinde iyice tedirgin olmaya başlamıştım. Doktor yine konuşmaya başladı.

"Bunu size kim yaptı? Hatırlıyor musunuz?" dediğinde dün akşam yaşadıklarım gözümün önüne geldi. Tabii hatırlıyordum. Hem de en ince ayrıntısına kadar.

"Hatırlıyorum." Dediğimden biraz sonra kapı açıldı. içeri giren kişi babamdı. Doktor arkasını döndüğünde babamı gördü.

"Bende kızımı görebilir miyim?" dedi babam. Doktor onu onayladı.

"Şurada oturabilirsiniz." Dedi doktor. Babam masum bir yüz ifadesi takınıp cam kenarındaki koltuğa oturdu.

"Evet İnci Hanım. Hatırlıyorsanız size bunu yapan kimdir? Polisler bunu yapanın peşinde. Her şey sizin ağzınızdan çıkacak kelimelere göre şekillenecek." Dediğinde babama baktım. Babam doktorun söyledikleri üzerine gerilmişti.

"Ben? Bunu yapanı hatırlamıyorum. Unuttum." Dediğimde doktor dudaklarını birbirine bastırdı.

"Peki. Böyle aniden durumlar başınıza gelebilir. Sıkıntı değil. Siz sakin olun, kendinizi iyi hissetmeye bakın." Dedi ve odadan çıktı. Doktor odadan çıktığı gibi babam başıma geldi.

"Bana bak! Kimseye bundan bahsetmeyeceksin. Sadece dün görenler bilecek. Salaksın! Kendi kendini öldürüyordun." Dedi ve geri çekildi. "Susacaksın. Yaşananlar o bahçede kalacak." Dediğinde kaşlarımı kaldırarak yatakta dikildim.

ÇARDAKTAKİ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin