Bölüm 25

33 1 12
                                    


BÖLÜM 25

MUCİZELER

Bu akşam yılbaşı akşamıydı. 2025 yılına giriyorduk. Ancak bugün kendimi oldukça yorgun ve sıkıntılı hissediyordum. Midemin bulantısı asla dinmiyordu. Hatta bir an hamile olabileceğimi bile düşünmüştüm...

Test bile yapmıştım ancak sonuç tabii ki negatifti. Ne bekliyordum ki? Ama artık içinde bulunduğum durum dayanılmaz bir hal almıştı ve ben dün nöbetten çıkıp eve geldiğimden beri bu böyleydi. Uraz, Mete ve Bartu'nun yanına gitmişti. Hiçbir şeyim olmadığına onu inandırmıştım ve evden göndermeyi başarabilmiştim. Daha dayanacak gücüm kalmamıştı. Mideme saplanan garip hisler vardı. Kusmamı da dindiremiyordum.

Beş dakika önce zorlukla Aren'i aramıştım ve hemen geleceğini söylemişti.

Tam altıncı dakikada kapı çaldı. Aren gelmiş olmalıydı. Güçlükle yerimden kalktığımda, kapıya doğru ilerledim ve en sonunda kapıyı açtım.

"İnci! Neler oldu sana?" dedi Aren belimden tutup bana destek olarak.

"Bilmiyorum. Sadece hemen hastaneye gitmemiz gerektiğini biliyorum." Dedim ve bu sözlerim üzerine Aren hemen başını salladı.

"Kimliğini al haydi hemen hastaneye gidiyoruz. Hatta sen alma. Yerini söyle ben alayım." Karşıdaki demirde asılı olan çantayı gösterdim.

"Orada." Dedim. Aren hemen gidip çantayı aldı ve geri yanıma geldi. Beni arabasının ön koltuğuna bindirip emniyet kemerimi taktı. Kendisi de koşarak sürücü koltuğuna geçti. Arabayı neredeyse son hızla kullanıyordu. Ben kendimi daha iyi hissediyordum ama arabada sarsıldığımız için kusma hissim daha da artmıştı.

Sonunda hastaneye vardığımızda arabadan inip hastaneye yürüdük. Şansımıza hastane oldukça boştu ve sıra beklemeden doktorun odasına girdik. Şikayetimi tam olarak doktora tarif ettim.

"Hamilelik testi yaptınız mı?" diye sordu doktor hanım.

"Evet yaptım. Negatif çıktı." Dediğimde başını iki yana salladı.

"Bir de burada yapalım." Dediğinde kalbim güm güm atmaya başlamıştı. Elim karnıma gittiğinde ne yapacağımı bilmiyordum. Aren de endişe ve şok içerisinde olanları izliyordu. Doktor, elime benim yaptığımdan daha farklı bir test verdi.

Korkuyor muydum? Endişeleniyor muydum? Yoksa yine yanılmaktan mı korkuyordum?

Benim çocuğum olamazdı. Biliyordum. Ama beklemekten de vaz geçmiyordum.

Testi yaptım ve doktora götürdüm. Doktor garip garip fotokopiler çıkardı ve beni bir şeyler çektirmeye gönderdiler. O görüntüleri de çıkardı ve bizi tekrar odasına çağırdı. Şok olmuş bir şekilde elindeki fotokopilere ve görüntülere bakıyordu.

Yine başlıyorduk. Ölecek miydim? Amansız bir hastalığa mı yakalanmıştım? Artık kabullenecektim. Başka çarem yoktu.

"İnci Hanım..." dedi doktor. "Diyeceklerimden dolayı lütfen endişelenmeyin ve sakin kalmaya çalışın." Dedi. Aren anlamaz gözlerle doktora bakarken ben oradaki sandalyelerden birine oturmuş, kaderimin açıklanmasını bekliyordum. "İnci Hanım. Siz, hamilesiniz."

Midemin bulantısı kesildi. Baş dönmem durdu. Bacaklarım beni yukarı kaldırdı. "Hamilesiniz." Dedi bana. "Hamilesiniz." Ben hamileydim. İçimde bir can vardı. Hayallerim imkanız kalmayacaktı. İmkansızları imkanlarımıza dahil etmiştik. Tam bitti dediğimde başlamıştı hayatım. Ben anne olacaktım. Mucize gerçekleşmişti ve imkânsız dediğimiz şey imkanlara dönüşmüştü. İçimdeki hislerin kelime anlamı yoktu. Belki annelik içgüdüsü denirdi beldi de başka bir şey...

ÇARDAKTAKİ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin