Ben geldiiim. Hoşgeldiniz ve selamunaleykümmmmm. Vay be 40.bölümlere kadar geldik..
Kendimden beklemediğim bir başarı jwbsjsbzndbxjwbdl
Yorum yapın diye zırlamam mı lazım ya embsmwbxnwvxmsbsk bir de oy🥺
Yanlış anlamayın dilenci değilim kebxjwvxmbsksk
Bölüm şarkısı: Mavi Gri-Dünyanın En Güzel Kızı
○●○●○●○●○●○
Üniversiteden çıkarken yanıma Gül gelmişti. Çok tatlı ve eğlenceli bir kızdı Gül. Üniversiteyi de birlikte okuduğumuz için belli bir yakınlık vardı aramızda. Benim aksime yeri geldiğinde içinden gelen her şeyi diline de dökerdi. Sanırım zıt yönlerimiz de benzer yönlerimiz de vardı.
"Ya çıkışta sinemaya felan mı gitsek? Lisansı tamamladık be kızım. Biraz kafa dağıtalım?" Önüme geçip bana bakarak yürüdüğünde bu heyecanlı hâline gülmüştüm.
"Bilmiyorum ki. Gidebiliriz herhalde sinemaya ama hangi filmler var?" Gül aldığı onayla zafer kazanmış gibi sırıtırken önümden çıkıp yanıma gelerek düz yürümeye başladı. Elindeki telefonu açıp bana gösterince üniveristenin kapısına yakın bir yerde durup telefonuna baktım.
Ben filmlere bakarken Gül heyecanla yeni vizyona giren filmlerden bahsediyordu.
"Ya abi Allah aşkına gidin işinize. Şu arap ne anlar psikolojiden. Acıyorum onun hastalarına." Duyduğum ses ile kalbim hızla çarpmaya başladığında istemsizce gerilmiştim. Gül kaşlarını çatıp dönecekken elini tutup durdurdum. "Alıştım."
"Oğlum bu insanı daha çok hasta eder asıl. Ucube gibi bir şey. Tamam güzel kız eyvallah abi ama suriyeli gibi resmen. Bir kez adam akıllı konuştuğunu duymadı kimse. Hastalarla telepati felan yapacak herhalde." Gür bir erkek sesi alayla konuştuğunda gözlerimi sıktım.
Bilmiyorlardı. Bilseler yapmazlardı. Şeytan onları kandırıyordu. Bilseler yapmazlardı. Kimse öğretmediyse veya toplumsal algıyı onlara böyle empoze ettilerse bu şekilde düşünmelerdi normaldi.
Derin bir nefes aldığımda gözlerim dolmasın diye uğraşıyordum. Lisansım bitmişti ve bu son günümdü. Zaten son seferdi artık bu.
"Bir daha de!" Çıkan sert ses ile gözlerim hızla telefondan konuşan gruba kaydığında üniformalı biri gözüme çarptı. Konuşan çocuğu yani Mert'i ensesinden tutan kişi ile gözlerim dolmaya başladı sebepsizce.
Gelmişti. Bana gelmişti.
"Abi ben sana bir şey demedim. Vallaha demedim." Mert hızla kendini savunmaya çalışırken bu hâli acınacak hâldeydi. Kendinden zayıf olan ve sesini çıkarmayacağını bildiği insanlar hakkında istediği gibi konuşurken kendinden güçlü olanlara karşı sessizdi.
Hızla adımlarım oraya doğru giderken benim onlara doğru gitmem ile kızlı erkekli grup bana mı yoksa Mert'in durumuna mı şaşıracaklarını bilmiyorlardı.
Elin hızla ensesindeki eline gittiğinde bileğini tutmam ile gözleri bana döndü. "Yapma." Fısıldar gibi çıkan sesim ateş saçan gözlerindeki kızgınlığı özleme çevirirken elinin gevşediğini hissetmiştim.
Merti hızla geriye doğru itip bıraktığında sadece bana bakıyordu. "Özür dilerim, ben böyle hayal etmemiştim." Suçlu gibi konuştuğunda etraftaki herkesin bize baktığının farkındaydım.
"Burada noluyor lan?" Mert garip bir ses tonu ile konuştuğunda yerdeki bedenini hiç umursamadan Kerem'e bir adım attım. Bir elim bileğindeyken diğeri yeni çıkmış sakallarına gitti. Gittiğinden beri o kadar uzun zaman geçmişti ki muhtemelen dağda sakalları tekrar çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime Hoş Geldin (Texting)
Ficção Adolescente0536****: "Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek." 0536****: Anlamı ise: "Bilmem gözlerime felek nasıl bir büyü yaptı ki ...