~Sarhoş Kuşlar~ 9

48 6 0
                                    

xx

xx

xx

Konunun bana çekilmesi pek hoş olmasa da sessiz kaldım.Eğer şuan karşımda benim gibi biri oturuyor olsaydı soru yağmuruna falan tutar ve anlatmazsa da kendi kafama göre bir şeyler uydurup çözmeye çalışırdım,bu yaptığım gözüme korkunç görününce Kuzey'e baktım birasını yudumladıktan sonra kollarıma baktı "Hiç iz görmedim,görünmeyen yerleri mi tercih ediyorsun." Aslında çokta görünmez değildi,sol ayağımı uzattım "Bileğimi görüyor musun?Bunlar bir iki yıllık,başka yok." Eli ayak bileğime değince istemsizce suratına çevirdim gözlerimi,ayağımı inceliyordu ve büyük ihtimalle aptal olduğumu düşünüyordu pekala kim olsa öyle düşünürdü.Neden yaptığım hakkında en ufak bir fikrim yok diyerek saçmalamayacağım ama kimseye açıklamadığım bir şeyi neden daha yeni tanıştığım çocuğa açıklayayım ki.Sorusuyla toparlandım "Acımadı mı?" ikimizin arasında duran bira şişelerinden benim olduğunu tahmin ettiğimi aldım elime,umarım gecenin sonunda Ege gibi olmam "Uhm,pek değil.Daha doğrusu duyduğum kelimeler kadar acıtmadı." Suratıma bir iki saniye baktıktan sonra tekrar ayaklarıma baktı "Getir bakalım ayaklarını," bacaklarının üzerine koydurttu ayaklarımı "Unutturmada eve gidince kelebek çizelim kestiğin ve kesmeyi düşündüğün yerlere,ne dersin?" kelebek kampanya gibi bir şeyi sembolize ediyordu insanlar daha önce kestikleri yerlere kelebek çizip tekrar kesmek istediklerinde onlara bakarak vazgeçiyordu ama bende işe yarayacağını sanmıyordum "İşe yarar mı bilemem ama neden olmasın." Aslında aklımda kendime zarar vermek gibi bir düşünce yoktu şuan ama gecenin bu saatinde içki içerken daha da derin konulara girmek istemem.Biten cips paketini benimle konuşurken bitirdiği ilk birasını koyduğu siyah poşete koydu ve kendine yeni bir bira ikimiz içinde bir cips açtı "Uzun süre birlikte olacağız gibi görünüyor,kesebileceğini sanmıyorum." Omuz silkti "Sanmıyorum değil,kesemezsin."

"Kesmeyi düşünmüyorum bay ukala!"tekrar omuz silkip henüz bitmemiş biramı elimden aldı ve kumlara döktü " Ne yapıyorsun? Ya kuşlar gelirde onu su sanıp içerlerse!" az bir şey içmeme rağmen kafam dağılmışa benziyordu,ben ne diyorum "Nergis?" ciddi olup olmadığımı kontrol ediyormuş gibi bir hali vardı "Daha geçen gün haberlerde kumdan içtikleri bira dolayısıyla yoğun bakıma alınan iki kuşcukdan bahsettiler!"

"Gel Nergis,gidelim buradan." Hiçbir yere gitmem ben "Gitmiyoruz efendim,buraya gelecek olan kuşları kovalayacağız!" şaşkınlıktan mı yoksa benim gibi biriyle tanıştığından dolayı olan üzüntüsünden mi bilemedim ama suratı git gide değişik haller alıyordu.

"Ay kuş gördüm!" uçan kuşa doğru bağırmaya başladım "Hayır buraya konamazsın!" Kuzey ağlayacakmış gibi kahkaha atınca sinirle ona döndüm "Kalk da yavrucağızı koruyalım,senden baba falan olmaz!" tekrar güldüğünde yüzüne tükürmeye çalıştım ama rüzgarın yanlış tarafında durduğum için suratıma yapıştı tükürüklerim,peki şuan aldırmam gereken o muydu ? Hayır,bu kuşu kovmalıyım!

"Gel bili bili ."

"Cik cik de birde tam olsun."

"Ay doğru cik cik diyecektim ben kafamı kaldı?"

Kuşa bağırdıkça o da bana bağırıp duruyordu ve bir türlü konduğu biralı kumdan başka yere kovamadım 'Buraların adamı bizim güzelim' der bir ifadeye orada duruyordu görende bara gireceğim ama güvenliği almıyor sanır.

Ben kuşla kavga ederken Kuzey çöplerimizi atmış ve neredeyse doğmakta olan güneşi izliyordu,ay ne kadar romantik.Kuşla uğraşmayı bırakıp sadece güneşin doğuşunu izleyen Kuzey' ne yapsam diye düşünürken aklıma denizin dibinde olduğumuz geldi,eminim ki şurada ki poşetin içi boştur ve ben bekliyordur.

"Nergis!" hiç bu kadar sesini yükselttiğini görmemiştim tamam zaten iki gün olacaktı tanışalı hiçbir şeyini bilmiyordum ama bu kadarda bağıracak bir tipte değildi "Neden bağırıyorsun?" dudaklarımı büzüp nedenini anlatmasını beklerken kaşlarını kaldırmış üzerini gösteriyordu,ha şu mesele!

"Her yerim ıslandı,birde normal su olsa!" daha demin düşündüğüm şeyi yapmazsam içimde kalacaktı o yüzden yapmak en iyisi diyerek yapmıştım şuan tek isteğim gencecik ölmemekti "Öldürecek misiniz beni kumsal hazretleri ?"

"Salak salak konuşma be."

Eve dönüş yolu pek uzun değildi ama neredeyse uyuyacaktım ve Kuzey'in göğsü rahat yermiş. Ayakta giderken ne kadar zor olsa da fena sayılmazdı yine de.

"Uyudun mu?" esnerken bana bu soruyu sorması saçma çünkü o uyuyacak neredeyse "Hayıııır." Onun yüzünden bende esnemeye başlayınca saçma sesler çıktı ortaya.

"Of kayıp falan mı olduk nerede bu ev?" açmakta zorlandığım gözlerimi açınca etrafa baktığımda hiçte zorlanmadığı anladım "Sen buraya kadar nasıl getirdin beni?" evin on beş dakika ilerisindeki Migros'un oradaydık "Ne tarafa yürüsek acaba?" oldu canım birde tahminle yolu bul "Geri dön geri!" dediğimi anlamadığını belirtir şekilde ilerlemeye devam etti "Kuzey?"

"Dönecek yer mi var? U dönüşü yapmak için ilerlemek gerek eminim ki vardır dönmek için yer." Şaşkınca ona bakıp kolundan tutup geri döndürdüm "Gerek yok U dönüşüne falan."

"Ha desene arabayı ileride bıraktık diye!" sinirle bana bağırınca şaşkınlığım arttı

"Allah aşkına eve gidelim!"

Sonunda eve geldiğimizde saat neredeyse yedi olmuştu,sanki anne ve baba kılığına girmiş gibi bizi bekleyen Şimal ve Ege'yi takmamaya çalışarak içeriye yürüdüm "Hop,nereye?" nereye derken odaya tabi ki "Yatmaya canımcım!" gözlerim kapalı olarak Ege'ye döndüm "Gidemezsin,ne olduğunu açıkla." Geceyi mi hatırlamak istiyor yani "Sana nasıl rezil olduğunu anlatmayacağım."

"Beni uyutup evden kaçmak ne demek? Söylediği şeyle kahkaha atmam bir oldu "Salak mısın sen ?" düşünürmüş gibi sesler çıkarttığında son lafımı söyleyip odaya çıkmaya başladım "Anlatsın sevgilin ve sevgilinin seni öldürecek olan abisi."

xx

xx

xx

-sarhoş kuşlarımızın takıldığı yerler temalı-
-direğin olduğu yerde pek görünmesede oturdukları beton var.-😏

What Is The Next?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin