xx
xx
xx
Havalı ve uykulu diye bir film çıkartabilirim diye düşünüyorum,son sözlerimden sonra merdivenleri yarılamış neredeyse sevgili yatağıma kavuşacaktım ki arkadan fon müziği olarak Cool For The Summer çalınca şaşkınlıkla durdum ve etrafa baktım o kadar mı havalıyım yahu ? Ben düşünürken devam eden melodiyle kollarımı sallamaya başlayınca Kuzey şortumu işaret etti,anlamayarak kaşlarımı kaldırsam da biraz geç de olsa hissettiğim telefonumu elime aldım.Evet,evet o çalıyor sabahın bu saatinde kim ne diye beni arar ne için amaç –annem arıyor!
Sesimi düzeltmek için hafifçe öksürdüm ama öksürdükçe öksüresim gelince kendimi zorlada olsa durdurdum "Anne?"
"Hiç açmayabilirdin,bunu biliyorsun değil mi?" yalnız sabahın kör vaktinde nereden geliyor bu kızgınlık "Uyuyordum." Birden tekrar öksürmeye başlayınca annem endişeli sesiyle sordu "Hasta mısın sen?" yok canım değilimdir herhalde "Yoo,yani bilmem."
"Ay senin hastalığından bıktım,sürekli hastasın!" gelen öksürüğü tutup dinlemeye devam ettim "Burak,hasta bu kız.Evet yine,hayır yok!"
"Anne?"
"Sus Nergis! Evet bıraktım,alsın kendisi." Telefon açık ama babamla konuşuyor ben kapatsam mı acaba "Nergis,parayı al eczaneye git her zaman içtiğin ilaçlarını al kızım." Ağzımı her zamanki gibi eğip taklit ettikten sonra toparlandım "Tamam,alırım." Söylenmeye devam ediyordu ama benimle konuştuğunu düşündüğüm söylenemez,sesi iyice boğuk geldiğinde telefonu kapatmayı unutup cebine koyduğunu anladım ve biraz dinlemekten zarar gelmez değil mi?
Her zaman düşüncelerimin gerçekleşmesinden pek hoşlanmam,canım annem telefonun açık olduğunu anladığında onları dinleyip dinlemediğimi öğrenmek için kapatıp tekrar aradı ve bende haberim olmadığını söyledim.
Pembiş pembiş ,tatlı mı tatlı yalanlar...
Anneciğimle konuştuktan sonra birden gelen öksürük krizim durunca rahatça nefes verip kimseye bir şey anlatmadan yukarıya çıktım,canım odamı özlemişim.
Ne yazık ki odama çıkmış olmam Ege'nin söylediklerini duymuyor olduğum anlamına gelmezdi "Abim ne ayaksın?" Ege kimi kimden koruyor anlamış olduğum bir şey değildi tabi. Gözlerimi kapatabiliyordum ama kulaklarımı kapatmam mümkün değildi,elbette kulaklarımı kapatmaya çalışma deneyimimi sizinle paylaşmayacağım boşuna okumayın.
"Vallaha ben kırkayak,ya sen?" Kuzey'den gelmesini hiç istemediğim ses kulaklarıma dolunca ilk başta kafamı kaldırım 'E yuh ama!' diye söylensem de onun bir ilah olmadığı geldi aklıma,daha yarım saat önce U dönüşü için yaya yolu arayan birinden ne beklersiniz ki ?
Tamam ben çok şey beklerim ama konumuz bu değil.
Aşağıda ne konuşmalar döndüğünü anlayamayacak kadar uykunun esiri olduğumda hiçbir zaman yanımdan ayırmadığı küçük yastığıma sarılıp huzura ulaşmaya çalıştım.
Ama sadece çalıştım,bilirsiniz ben sadece bir şeyler için çalışırım!
"Uyusun da büyüsün neni okullara gitsin neni.." sesinin ninni söylemeye hiç uymadığının farkında olmasını umduğum bir kişi saçlarımla oynayıp bana ninni söylüyor ama bu hiç de uyumadan önce düşündüğüm huzur değil!
Hem ben okula gidiyorum.
Ve kazık kadar oldum!
Mırıldanarak başımdaki kişinin gitmesini sağlamaya çalıştım eğer gözlerim açılsaydı onu kovabilirdim,ağzımda açamayacağım kadar kuruydu. "Nenni diyorum okul diyorum!" doğru bunların hepsini söyledi "Uyan diyorum Nergis!" bağırmasıyla uyandığım kişinin Kuzey olduğunu anlamamak için aptal olmalıydım,belki ilk başta anlamamıştım ama bağırınca gayet de anlaşılıyordu kim olduğu.
"Kaç saattir uyuyorsun haberin var mı ?" ne kadar içimden 'haberin var mı yar yar haberin var mı?' demek geçse de gerçekten çok yorgun olduğum için sadece zar zor açtığım gözlerimle ona baktım "Sus." Kaç saattir uyuduğu umurumda değildi eğer ev örümcek istilasına uğramadıysa kalkmaya hiç niyetli değilim "Nergis,ben acıktım." Ağzımdan saçma sapan bir 'Ha?' çıkınca omuz silkip beni dürtmeye başladı,ne olur yani uyutsa?
Sadece biraz daha.Acaba 'Anne beş dakika daha'dersem ne olur?
Dayanamadım ve dürtmeyi bıraksın diye "Anne beş dakika daha,lütfen." Annem misali saçımı çekince çığlık atıp doğrulmaya çalıştım keşke doğrulmasaydım,Kuzey'in korkunç suratını görmektense çığlık atmayı tercih ederim.
"Ne oldu böyle sana?" gözlerimi ovuşturup tekrar suratına baktım,gözleri kıpkırmızıydı ve kapanmak için büyük bir kuvvet uyguluyorlardı "Uyuyamadım." Öyle dediği zaman esneyesim gelince öküz misali bir esneme koydum ortaya Kuzey'de esnemenin bulaşıcı olduğunu kanıtlamak istercesine esneyince gülmeye başladım.
"Ya,ben acıktım galiba ve birazda uykum var."
"Mutfak aşağıdaydı en son ne olmuş kayıp mı olmuş?" yapay bir şaşkınlıkla suratına bakıp esnedim,uykusuzluk kötüdür arkadaşlar "İnanır mısın dolap boştu!" ay şaka mı yapıyorsun,dünkü yemeklerim nerede "Dünkü tavuklar ?Hayır,şaka yaptığını söyle." Gözlerini devirip ayakucuma oturduğu gibi kafasını bacaklarıma koyup esnedi "En son tavuk falan kalmamıştı,hani sen son kalanı da yemiştin ama tabi sen bilirsin." Gözlerini kapattığını görmemden saliseler sonra tekrar açtı "Yemek yapabiliyorsun değil mi ?"
"Yemeklik var mı?Eğer varsa yaparız bir şeyler." Ağlama sesleri duyduğumda şokla kafasını kaldırdım "Dolap boş!" aman bende ağlıyor sanmıştım.
Ne demek dolap boş ?
Kuzey'in dolap boş demesinden on dakika sonra kendime gelip aşağıya indim ve dolabı açtım,cidden boştu.
Dolaba 'Acaba sihirli sözcükler işe yarıyor mu sende?' diye bakışlarımla sorup tekrar kapattım kapağını,açtım ve kapattım bunu sürekli tekrarlarken dolabın kapağı açılmayacağım dercesine sıkı sıkı kapanınca yere çömeldim.Annem yemek olduğunu ve yiyebileceğimizi söylemişti "Kuzey!" biraz hizmet ettirmekten bir şey olmaz "Telefonumu getiriverde bir Ege'yi arayayım." Hayır dedikten sonra bana bağırmaya başlayacağını düşündüğüm sırada arkamdan telefonu uzatınca çömeldiğim yerden doğrulmadan ayaklarımla yürümeye çalıştım "Ay çok sağol." Dudağının birazını gülmekten alakasız şekilde yana kıvırdı ve kafa salladı,bu bir şey değil demek falan mı?
Her neyse.
Gelen mesajlara bakma işini karnımı doyurduktan sonra yapabilirim diye düşünüp Ege'yi aradım "Yavrum siz dolabı mı boşalttınız?" alo demek kabalıktır,bizim kitabımızda yazmaz mantığımla devam ettim "Ne yani aç mı kalalım?" tam konuşacağı sırada açık olan kapıdan içeriye giren Ayten teyze'ye bakmamaya çalışarak göz devirdim "Çocuğum,ne meyve ne sebze var burada!" Ayten teyze eliyle bir şeyler anlatmaya çalışsa da asıl konu o değildi "Abla salak mısın Allasen? Ben ne edeyim senin yiyeceğin şeyleri?" çocuk haklı diye düşünmeden edemesem de haksızda olabilir.Tam ağzımı açmış saydıracaktım ki Ayten teyze 'Off'ladı,sinek ilacı mübarek.
"Nergis annen al dedi dolaptakileri,bozulmasın diye." Ya biz aç kalsak da problem yok haklılar "Ee biz?" Ege kulağımda konuşmaya devam edince telefonu kapatıp tezgaha koydum "Ben size şimdi dolma getirecektim,seslendim o kadar ama ruh gibisiniz." O da doğrudur teyzem ya "Ne dolması Ayten teyze?"
"Ayol ne dolması olacak yaprak dolması!"
Yalnız o sarma,bildiğin yaprak sarma,hani zeytin yağlı olan!
xx
xx
xx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
What Is The Next?
أدب المراهقين-What Is The Next?- Onu hayata bağlayacak hiçbir şeyin olmadığını düşünen Nergis yıllar önce hazırlamaya çalıştığı 'Ölmeden Önce Yapılacaklar' listesini şans eseri bulur ve gözden geçirip bunları uygulamaya başlamanın zamanı geldiğini düşünür. Ailes...