xx
xx
xx
Ayten teyzenin elinde yaprak sarması dolu tencereyle geri gelmesi pek mutlu etmişti beni ama paylaşmam gereken birisinin olduğunu unutmuştum.Elimdeki büyük ve bir o kadar ağır olan tencereyle küçücük evde dolanıp duruyordum "Sarma için olan aşkımı kimseyle paylaşmam,git başka bir şey bul!" ben sinirle ikinci katta başka girmediğim oda var mı diye düşünürken Kuzey arkamdan bağırıp duruyordu "Koskoca tencere,gel buraya Nergis!" bir üst katın merdivenlerine yöneldiğimde durdurdu "Birlikte yesek?" ay birde soruyor "Allah Allah,kardeşim git yiyecek bir şey bul kendine." Üst kata zor bela çıkarken kapalı olan odanın kapısını açtım,ee burada yatak var "Kuzey!" korkuyla odadan çıkarken burada kimin yatmış olabileceğini düşündüm,kim yatar ki burada "Kuzey,gel bak sarma vereceğim." Ayak sesleri duyduğumdan saniyeler sonra yanımda biten Kuzey'den kaçırdım tencereyi ve gözlerimle yatağı işaret ettim "Burada hırsız olabilir mi,bak camda açık." Kısık sesle konuşmama rağmen o her zamanki kart sesiyle yanıtladı,sesi de biraz boğuk çıkıyordu "Annemlerdir,annemler." Parmaklarını yaladığını gördüğümde ilk başta anlamasam da yatağa otururken tencerenin üzerindeki boşluğu fark ettim "Sen,sen,sen!"
"Ben,ben,ben?" ay birde dalga geçiyor "Sen nasıl yersin benim yemeğimi?" kaşlarını yavaşça kaldırdığında anlamazca baktım,yahu benim işte bu tencere "Ben uyandırmasam senin olabileceğini mi düşünüyordun ?" evet neden düşünmeyeyim ki ,Bu Tarz Benim yarışmasındaki kız gibi 'So,yani?' diyip suratına bakmak geldi içimden "Bir iki tane yemene izin mi versem acaba?" kendi kendime konuşmamdan yararlanıp elini tencereye tekrar daldırdığında aç olduğunu düşünüp-çocuk zaten açım diyerek uyandırmıştı beni-yemesine izin verdim ve yatakta oturması için yer açtım.
"Müğkemmel,müğkemmel!"
"Ne diyoğğsun?"
"Ağzındaki lokmanı yut Nergis." Şaşırarak baktım daha demin 'Müğkemmel,' diyen o değildi sanki,göz devirip tencereye bakmaya başladım.Allah'ın nimeti işte baksanıza bir tencere bu kadar mı güzel görünür ?
Yatağın üzerinde duran tencereyi annem görse evde büyük bir kovalamaca başlar herhalde ama şuan düşüneceğim şey o değil,karnımızda doydu çok şükür,cadı gülüşlerimden birini sergileyip aşağıdan hafifte olsa melodisi duyulan telefonumu almak için aşağıya inerken gözüm üzerinde demek amacıyla orta ve işaret parmağımı bir kendime bir ona gösterdikten sonra çalan telefona koştum.
Hayrola Tutku beni aramaz,biz telefonla konuşmayız ki hep mesaj hep mesaj.Aramayı sonlandırıp cancağızımın parası gitmesin diye geri aradım "Bebeğim." Bebeğin yesin seni ya "Oo,canısı ne haber?"
"Onu bırak şimdi neredeyim bil bakalım!" Tutku'nun olmasının en garip olacağı yer evi olurdu herhalde,şaka.
"Nereden bileceğim Tutku'm ya?" sıkıntıyla nefes verdim "Çandarlı'da!"
Telefonu kapatmadan önce nasıl ve ne zaman buluşabileceğimiz hakkında tartışırken arkamda öksüren Kuzey'in sesini duyup ona döndüm,hafifçe sırıtırken Tutku son noktayı koyarak iki gün içinde buluşacağımızı söyleyip telefonu kapatmıştı.
"Ben buradayım diye kısıtlama kendini." Kısıtlamakla alası falan yoktu ben gezmeyi seven biri değildim ki "Yok,ne diye kısıtlayayım." Saçlarını karıştırırken kafa salladı "Sende gelirsin benimle,problem olmaz." Tek problem Tutku'nun beni öldürmesi olur diye düşünüyorum,o da yani çok acı vermeden olur.
Kuzey oturmuş televizyonu açarken gelen mesajlara baktım ama mübarek bir mesaj bile mi olmaz? İnsan merak eder nerede bu kız diye,şom ağzımı açmamla birlikte annemin araması bir oldu "Anne?"
"Evde yangın,sel,heyelan gibi bir şey oluştu mu ?" sağ ol bizde iyiyiz anne "Yok bir şey anne."
"İyi o zaman ver bakayım Ege'yi telefona,şarjı bitti herhalde kapalı." Acaba anneme Ege'nin onu engellediğini söylemeli miyim "Anne aslında.." anneme her şeyi açıklayacağım sırada Ege bitti yanımda pörtlek gözlerle ona bakarken telefonu alıp konuşmaya başladı "Annem." kim bilir neler uyduracak şimdi ! Ne ara gelmişti ve neredeydi umurumda olmasa da Şimal'i bulan Kuzey nutuk çekerken dinledim "Neredeydin?"
"Buradaydım abicim ." bende öyle düşünüyordum zaten "Nereye gittiniz Şimal?"
"Siz eve geç gelince,Ege dışarıda kahvaltı yapalım dedi." Acaba hangi parayla,meraktan duramayacağım için sordum "Hangi parayla?" bilmem dercesine dudağını sarkıtıp omuzlarını kaldırıp indirdi,İnşallah benim paramı almadın Ege !
Hışımla mutfak ve salonu bağlayan tezgahın altındaki dolabı açıp cüzdanımı çıkarttım,gördüğüm boşlukla var gücümle bağırınca korkan Kuzey şaşkınlıkla bana baktı.
"Ege,yedim oğlum seni!Kaç bakalım elimden!"
"Ablam ya vallaha kız şey etsin diye şey ettim." On beş dakikadır o parayı ne yaptığını soruyordum ve o da bana bir şeyler uydurup duruyordu "Ege!" cebinden çıkarttığı bir lirayı elime verdi "Abla bak üzeride kaldı."
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun Ege?" kafasını hayır anlamında hızla sallayınca daha da sinirlendim "Ege,bana bak Ege!"
"Bakıyorum." Birde cevap veriyor "Orada kırk lira vardı Ege!" Ege şaşırmış gibi baktı "Yok abla vallahi otuz sekiz lira vardı."
"Bugün gözüm görmesin Ege seni!" dibimdeki merdivenlerden tatlı tatlı gülerek geçerken duraksayıp beni öptü "Sağol ablam,kızı tavladık."
Bayadır kimseyi şikayet etmiyorum acaba etsem mi bunu Kuzey'e?
Sinirden tüm kaslarım ağrımış bir şekilde aşağıya indiğimde Kuzey'inde aynı şekilde olduğunu gördüm.Baş ağrısından ölmemek adına ağrı kesici içmek için mutfağa yönelirken Ege ve Şimal'in nerede olduğunu düşündüm,aman bananeyse?
Ağrı kesicinin etkisini göstermesi için ayakta beklemek yerine Kuzey'in uzandığı koltuğun karşısında olan koltuğa uzandım ve açık olan televizyondan gelen müzik seslerini dinlerken gözlerimi kapattım,gerçekten çok uykum vardı.Ben uyumak için savaşırken çalan telefon sesinin benimkinden gelmediğini anladığım için sadece dinlemeye başladım "Efendim baba?" demek Serdar amca,koltukta yan dönüp elimi kafamın altına koydum "Hayır bakmadım,oturuyoruz." Sıkıntıyla nefes verdiğinde ne olduğunu merak edercesisne baktım "Nerede olduğunu bilmiyorum," belki kızarlar diye tahminimce gittikleri yeri fısıldadım "Çarşıdalar." Kafa salladı "Çarşıdalar,yeni gittiler." Birden esnemeye başlayınca gözlerimin ağırlaştığını fark ettim "Bakarız baba." Ne kadarda bakarızcı bir erkek diye düşünüce kahkaha atmaya başladım sonra nende güldüğümü düşünüp tekrar kahkaha attım "Niye gülüyorsun?"
"Hiç,öylesine."
"Anan za baban za,kardeşin Abaza falan mı?" her zamanki 'Ha?' larımdan bir tane gönderince göz devirdi
"Olabilir bilemem,sormak lazım."
xx
xx
xx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
What Is The Next?
Fiksi Remaja-What Is The Next?- Onu hayata bağlayacak hiçbir şeyin olmadığını düşünen Nergis yıllar önce hazırlamaya çalıştığı 'Ölmeden Önce Yapılacaklar' listesini şans eseri bulur ve gözden geçirip bunları uygulamaya başlamanın zamanı geldiğini düşünür. Ailes...