~Garezci Kuzey~ 5

30 8 0
                                    

xx

Annemin ve daha sonra da anneme biraz da olsa katılan diğerlerinin uyarılarını dinledikten yarım saat sonra etraf toplanmıştı ve kahvaltı masasında oturuyorduk,annemin hala kızgın olduğu belliydi ama Serdar amca ve babam birbirlerine bakıp bıyık altından gülüyorlardı. Komik olduğunu göremeyen bir tek benim sanırım!Birde Zeynep teyzenin ima dolu bakışları vardı. Sürekli üzerimde gezinen bakışlara aldırmamaya çalışıyordum ama annemin bakışları resmen ateş püskürüyordu birden masada ağlayacağımı düşününce yavaşça kalktım "Ben hazırlanayım denize gideceğim." aslında açıklama yapmayı düşünmemiştim ama annemin sürekli daha da yakıcı olmayı başaran gözleri buna zorlamıştı beni,kalktığım sandalyeyi düzeltip elimde tabakla içeriye girdim,tabağı bangoya bırakıp ilacımı içecektim ki arkamda Kuzey'in sesini duydum "Küs değilsin ?" sesi biraz endişe ve dalga barındırıyordu,anlamamak için aptal olmak gerekliydi "Uhm...Hayır,değilim." insanlarla küs kalmakla uğraşamayacak kadar yoğunum (!) Ne yoğunluk ama! Benim cümlemin sadece ufak bir kısmını duyduğu için gülümsedi mutfakta bir yarım saat daha geçirirsem kafayı yerim korkusuyla etrafa son kez bakış atıp her hangi bir yerde salatalık kabuğu,domates parçaları kalmış mı diye bakındım.Her yer temiz gözükse de eve hakim iğrenç domates kokusu vardı,ellerimde de öyle,denize giderken onu da alsam mı diye düşünürken dayanamayıp "Benimle gelecek misin ?" diye sorunca cebinden telefonunu çıkartıp saatte baktı-tahminimce öyle-daha dün 'saati problem etme Nergis' havalarındaydı ne oldu birden,gülmemek için tuttun kendimi "Gelirim,nerede giyineyim ?" merdivenlerden çıkarken beni takip etti,odamda ki kapının arkasında asılı olan bikinimi alıp banyoya ilerledim "Sen odamda giyin ben banyodayım."

Tabi banyoda giyineceğimi söylerken kapatmayı bir türlü beceremediğim kapıyı hesaba falan katmamıştım,tek amacım rahatça giyinip şu evden biran önce çıkmaktı.Kapıya sabır dilercesine baktım ve arkasından yaslanarak kapansın diye bekledim,korkuyla geri çekildiğimde açılmayınca iki kere zıplayıp kapıyla konuşmaya başladım "Canımsın sen ya! Nasılda söz dinliyor,yerim yerim." Kapıda 'Bende tavan' diyecekmiş gibi bir ifade olsa da konuşmaya devam ettim "Sen ne akıllı,ne güzel,bir o kadar yakışıklı,zeki..." ben aklıma gelen her şeyi sayarken kapı "Teşekkürler küçük hanım." Dedikten sonra kahkaha atınca şokla bakakaldım,ne yani kapıyı kapatan ben değilmiydim?Hayallerim,kendime olan gururumla birlikte yere düşünce neden sesli düşünüyorum diye kendime kızdım.Sesli düşünmeyi bırakın kapıyla konuşmuştum,tahta beyaz üstelik kapamakta güçlük çektiğim kapıyla!Kahkaha seslerini hala duyuyordum Kuzey'in,kapıyı hışımla açtım ne de olsa ben kapatmamıştım "Senin ne işin var burada?" gözleriyle baştan aşağıya beni süzünce bende onun süzdüm,tam denize gidecek gibi şortu vardı altında ve-ah,tabi ya ben daha giyinmemiştim "Çok mu uzun sürüyor şu saçma şeyi giymek?" evet ve özellikle kapıyla uğraşınca daha da uzun sürüyor "Eh ama kapıyı kapatmakla uğraştığım için daha da uzun sürdü."

"Kapıyı ne diye açtın ki?"

Birde hesap soruyor "Çok konuşmada ben içeriye girince kapıyı kapat!" sinirle kapıyı çekip içeriye girdiğimde kapı kapandı,evet ben kapıyı kapatmıştım "Sakın açma,asla kapatmam!" pekala,elim tam kapı kolundaydı ki geri çekmek zorunda kaldım "Açmıyorum!" tabi ki açacaktım ama şuan değil.

Sonunda giyinmeyi başarıp çıktığımda Kuzey'in en üst kata çıkan merdivenlerde oturduğunu gördüm,benim rahatlama efekti olarak verdiğim nefesi duyunca bana baktı ve telefonunu kaldırdı "Ne?" kronometre açıktı ve 12 dakika 58 saniye yazıyordu "Kaç dakikadır bekliyorum gördün mü? On üç dakika,on üç."

"On üç falan değil bak orada ne yazıyor."

On iki yazan yeri gösterdim o da bana saniyeyi gösterdi,ee kim kazandı şimdi? "Of,beklemeseydin." Ayağa kalkıp aşağıya inmeye başlayınca iki gündür sürekli yaptığım gibi dil çıkarttım "Dilin pek uzun olmasa gerek." Arkası dönüktü "Burnuna değdirebilir misin veya dirseğine?" dalga geçmediği sadece dilim kalmıştı sağ olsun onunla da dalga geçti "Cidden çok konuşuyorsun." Dil çıkarttığını görünce gülmeye başladım ama sabah masada görmediğim Ege ve Şimal'i görünce sinirle bakmanın daha doğru olacağına kanaat getirdim "Sabah kahvaltı yapmak için sizi bekledik!" sinirle soluduğumda daha deminki gülüşümü taklit etti "Hadi hadi duymadık sanma neler olduğunu." Görende mahallenin dedikoducusuyla konuşuyorum sanır,

"Siz gelmediğiniz için oldu."

"Haydi yavrum,çekil de geçelim seni mi dinleyeceğim şimdi?" daha önce kimsenin beni takmadığını söylemiş miydim ama doğru ya ben küpe miyim ki taksınlar?

Günün iğrenç başlaması ve sabah olanlardan dolayı yorgundum,bedensel yanı bir yana psikolojik açı da vardı.Zordu elbette bu durum,üç dört gün önce aklım o kutuyu ne yapacağımdaydı ama şuan onu çoktan unutmuş havasındaydım.Birden aklıma üşüşen düşünceleri gelmeye bir kenara itmeyi başarıp bisikleti kilitledim ve sıcak kumların üzerine elimde eşyalarla gömülerek ilerledim "Biriniz dursa da yardım etse?" Şimal'in hemen yanıma koştuğunu gördüğümde elimde olan çantalardan birini verdim "Beyler?" onlarında gelmesi hatta elimizdekilerin hepsini alması gerekmez mi,hem ne diye herkes yanına çanta almıştı ki?Erkek olacak insanlardan yarar görmeyince denizin kıyısına en yakın olan yere çantalaı bırakıp tişörtümle şortumu çıkarttım ve çantanın en başında olan havlumu sıcak kumların üzerine serdim, yüz üstü bir şekilde uzanıp gözlerimi kapattım.

Sıcak,aşırı sıcaktı ama bu iyi hissettiriyordu,bacaklarımın yarısı kumda kalacak şekilde uzanmıştım böylelikle şu meşhur 'kuma bas,elektriğini alır.' inancını gerçekleştirdiğimi düşünmeye çalıştım,tamam,pek inandığım bir şey değil sadece denemeye çalışıyorum.

Suratımı yan çevirip havluya koyunca tamamen rahatladığımı hissettim,diğerleri nerede,ne yapıyor,açıkçası umurumda değil... "Ağğhh !?" düşüncemi bölen buz gibi suyla ayaklandım "Allah aşkına ! Ne yapıyorsun sen ?" umurumda değil derken bana dokunmadıkları sürece umurumda değil anlamına geliyor bu,kahkaha atan Ege'ye yan gözle baktım ve Kuzey'e döndüm "Açıkla!" etraf çok kalabalık değildi zaten burası gençlerin yeri de değildi,genellikle yaşlılar gelirlerdi ve güneş batmasına yakın burada olurlardı o yüzden rahatça bağırıp çağırıyordum yoksa asla! "Gelir gelmez yattın,bu şekilde bronz tene kavuşamazsın. Sadece biraz tuzlu suyla bronzlaşmana yardım ettim." haklıydı,bunu babamda sürekli söylerdi,birden tüm kızgınlığım gitti ama onu ilgilendiren bir şey yoktu yinede ortada "Haa, haklısın. Ben biraz yattıktan sonra bronzlaştırıcı krem sürecektim zaten." kafamı mahcupça eğdim "Tamam,gel biraz serinle hava fazla sıcak." her seferinde haklı olmak zorunda değildi ama o hep haklıydı tekrar sinirlenmeye başlıyordum ki arkasını dönüp denize girdi ve ben ayakta salak gibi kaldım.Genelde böyle ortada bırakılmak ve kimsenin beni dinlememsi alıştığım şeylerdi.

Elime, yattığım havlunun yanında duran bronzlaştırıcılardan ikisini alıp karıştırarak vücuduma sürmeye başladım,ellerimin yettiği yerlere kadar.Sırtıma sürmeye çalışırken bir iki defa vücudumdan kütleme sesleri gelince pes edip bıraktım,yazın ortasında bir yerlerimi kıramam. Yavaş yavaş kumlara bata çıka denizin dibine kadar geldim ve soğuk suyu hissettim,acayip derecede hissettim hemde.Bu su neden her zamankinden soğuk Allah aşkına?

Ben yavaş yavaş ilerlerken yanımda biten Kuzey sağ olsun neredeyse korkudan düşüyordum,suya düşüyordum,korkudan ! Bu kadar korkak olmaktan nefret etsem de suya odaklandım ve hiçbir şey demedim"Yavaş yavaş gelmen işe yaramaz." tövbe tövbe "Olabi..." yine cümlem tamamlanamadan suyla buluştum,ne mükemmel! "Senin bana garezin falan mı var?"bu çocuğun kesin garezle bi akrabalığı falan var hem filmdeki gibi saçları da benziyor,tamam kısa ama olsun benziyor işte.

Tok bir kahkaha attı bende saçlarımı gözümün önünden çekip topuz yapmaya başladım "Senin uyuşukluğunu beklemek eğlenceli değildi ." topuz yapma-daha doğrusu yapmaya çalışma -işlemim sona erdiğinde kafamı ona doğru kaldırdım ve 'Öyle mi?' demek adına tek kaşımı kaldırdım "Ya kalp krizi geçiriyor olsaydım?" şaşkınca baktığında gülmemek için zor durdum,hava sıcaktı ama su kalp krizi geçirtecek kadar soğuk değildi "Sağlık okuduğuna emin misin?" ağzımı eğerek taklidini yaptığımda gülerek yüzemeye başladı,gerçekten ortalıkta kalmayı sevmiyorum!


xx
-teras mıdır balkon mudur nedir buda o işte-

What Is The Next?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin