Bölüm 7

12.9K 731 68
                                    

Başsavcıdan 4 gün izin alıp eve geçtim. Hızlıca kendime küçük bir çantayı hazırladım . Gece içinde bir ihtiyaç çantası hazırlayınca arabama bindim , ne kadar bu kolumla zorlanacak olsamda sık sık mola vere vere giderdim artık.


İlahi bakış açısı

Genç adam telefonla konuşan kadını izliyordu. Bu kadında onu kendine çeken bir şeyler vardı sürekli kendini ona bakarken buluyordu...  kadın birden donunca kısa süre içinde o ifadesiz maskesine geri büründü ve telefonla başka birini aradı. Genç adam onun kimi aradığını merak etsede kendisine merak ettiği için kızıyordu. 

Adam arabasına binip giden kadını gözden kayboluncaya kadar izlemeye devam etti.

Diğer yandan Atay ailesi aldıkları haberle mahvoldular. Mustafa Atay  ve Eslem Atay kızlarını merak ederken evin kalanı bu durumdan hiç de memnun değildi.

Genç kadın Ankara'ya vardığında saat sabahın 6'sıydı. Kadın hastaneye yakın bir otele gitti ve 7 saat sonraya alarm kurup yattı.


Defne Türkeri'nden devam 

Yanımda uyuyan Gece'ye baktım çok tatlı uyuyordu zalımın kızı. Onu uyandırmayacak şekilde öpüp hazırlanmaya başladım. Ne çok resmî ne de çok günlük olan rahat bir takımımı giydim. Gece'ye mama koyup odaya kahvaltı çağırdım.

Kahvaltıdan sonra geceyi bir veterinere götürüp çoklu bakıma verdim ve hastaneye doğru yol aldım. Kısa süre içinde danışmadan odayı öğrenip asansöre bindim. 4. Kata gelince başhekimin odasını bulup kapıyı çaldım ve içeri girdim. İçerdekilere küçük bir baş selamı verip kendimi bulduğum ilk boş yere oturdum. İçeride orta yaşların sonunda bir adam , kadın , benim yaşlarımda bir kız ve benden küçük görünen ama boyu benden uzun olan ve resmen kopyam olan bir çocuk vardı. 

Onları süzmeye başladığımda zaten onlarda beni inceliyordu, hanımefendiyle birbirimizi andırsakda adamdan aldığım kahverengi gözlerim kabak gibi ortadaydı ayrıca o çocuklada baya bi benziyorduk ikimizi yan yana görenler ikiz bile sanabilirdi. Benle yaşıt kıza bakınca annemin kopyası olduğunu farkettim. Çok güzel bir kızdı ve makyaj yapmak ona çok yakışıyordu ama makyajı çok ağırdı nasıl desem fazlaydı işte. Kafasını telefonundan kaldırıp 1-2sn bana alayla bakıp tekrar telefonuna döndü.

İçeriye gelen doktorla ona döndüm. Bize karşı "geç kaldığım için özür dilerim" dedi ben ise otomatikten saate baktım sadece 3dk gecikmişti . Sıkıntı yok anlamında başımı salladığımda kız keyifle "bir daha olmasın Çağan" dediğinde benim bile sinirlerim bozulmuştu. Kızı takmayarak adını çağan olduğunu öğrendiğim doktora dikkatimi verdim. Doktor bana bakarak "aileniz nerde hanfendi" diye sordu, sesi  biraz sabırsız ve sert çıkmıştı sanki bir çocuğu azarlar gibi onun bu tavırlarına karşı hissiz bir şekilde "yaklaşık 20-21 yıl önce araba kazasında vefat ettiler" dedim sert ama düz bir sesle. Sesi içine kaçmış gibi "anladım" dedi ve ardından toparlanarak "kanları alalım yaklaşık 2 saatte çıkar" dedi ve bizi kanların alınacağı odaya götürdü.

Kanlar alındıktan sonra  hızlıca otoparktaki arabama binip bir alışveriş merkezine doğru sürmeye başladım. Yani ne yapabilirim ki Hakkari'de benim tarzım olan kıyafetler pek yoktu ve geldiğimden beri hiç alışverişe çıkmadığımdan dolayı eksiklerim hayliyle artmıştı. 

2 saat kadar alışveriş yaptıktan sonra hızlıca güzel bir yemek yemiştim ve maalesef şimdi hastaneye dönme vaktiydi. Hastaneye varınca bildiğim yolları geçip odanın kapısını çalıp içeri girdim. Geçen oturduğum yere oturunca odadakilere baktım doktor hariç dördü de burdaydı.

Çantamdaki telefonumu çıkartıp ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerlemeye başladım kadın telaşla "nereye gidiyorsun kızım" dedi , "önemli bir telefon görüşmem var efendim" dedim sınırlarımızı hatırlatarak ve odadan çıktım . Odaya çok uzak kalmayacak şekilde Caner'i  aradım . Taksi olayından sonra onun ve albayın numarasınıda almıştım . "Efendim savcım" dedi , ona "senden istediğim belgeleri hazırladın mı" diye sordum.

Dün yola çıktıktan 2 saat sonra Eren savcıyı araştırmasını istemiştim. Caner "nerdeyse istediklerinizin hepsi tamam savcım ..." omzuma birinin dokunmasıyla telefonu kulağımdan çektim , refleksle konu bükerken dokunan kişinin o çocuk olduğunu göründüm ve kolunu rahat bıraktım, ona tamamen dönüp ne yaptığını sorarcasına tek kaşımı kaldırdım "sonuçlar açıklanmış" dedi ve arkasını dönüp odaya girdi.

Hâlâ telefonda olan  Caner'e "Tüm belgeleri hazırlayınca bana atarsın. Kapatmam lazım" dedim ve telefonu biraz! yüzüne kapatmış gibi olarak kapattım. Caner'den Eren savcının bu güne kadar baktığı tüm askeri dosyaları ve onu araştırmasını istemiştim. Odaya girildiğimde kalktığım tekli koltuğa yeniden oturdum. İçeri o girince doktor bey "Hakan bey de geldiğine göre sonuçları açıklayabiliriz" dedi. Ben ise şokla ona bakıyordum yani hayatımın katiline... ona en soğuk ve sert sesimle "niye geldin" diye sordum . Bana alayla karışık "dedilerki o senin yeğenin değil bende geldim" dedi pis gülüşüyle ve yanımdaki koltuğa oturdu. Ona iğrendiğim Bakışları atıp ayağa kalktım, doktor beye bakıp sinirle"okurmusunuz şu aptal sonucu" dedim hiddetle.

Doktor önemsiz yerleri geçip "Defne Türkeri %99 oranla Mustafa Atayın kızıdır . Sena Atay'la Hakan Saral'ın genleri %32 uyuşmaktadır"  dedi şaşkınca .

Hakan iti Sena'ya sarılınca ve "benimle kalmak istermisin" diye sorunca olduğum yerde dona kaldım. Sena'da kabul edince odadan çıktılar. Kadın yani biyolojik annem ağlayarak bana sarılınca refleksle geri çekildim , kadına "pardon temas sevmem" dedim. Kadın dolu gözlerle "lütfen bize bir şans ver" dediğinde "sizinle tanışırım elbette , belki yemeğede çıkabiliriz ama benden fazlasını beklemeyin" dedim umutlanmasın istemeyerek. 

Adam yani biyolojik babam "Ben baban Mustafa Atay  , eşim Eslem Atay ve en küçük oğlum seninde kardeşin Arda Atay "dedi Arda'ya küçük bir baş selamı verdim ve "Defne Türkeri" dedim , soyismini bilerek söylemiştim benim bu hareketime çocuk sırıtmaya başladı.

Mustafa bey"Kızım biz işim gereği Hatay'da yaşıyoruz istersen yarın akşam seni Hatay'daki evimize davet etmek isterim "deyince "müsaitim" demekle yetindim .Numaralarımızı birbirimize verip ayrıldık. Gece'yi bakımdan alıp kaldığım otele geçtim . Kendimi mental olaraktan çok yorgun hissediyordum . Güzel bir duş alıp Akay ailesini araştırmaya çalıştım , çalıştım diyorum çünkü hepsinin dosyası gizliydi. Bu durumu rafa kaldırıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Saat sabah 4 gibi kalkıp otelden ayrıldım ve Hatay'a doğru sürmeye başladım. Saat öğlen 12'de Hatay'a varınca bir otele yerleştim. Bu yolculuklar beni yormaya başlamıştı ki tek kolla olunca baya bi yorulmuştum. Sıcak bir duş alıp kendimi uykunun o muzip kollarına bıraktım.

Saat 17 gibi uyanıp hazırlanmaya başladım , şık ama sade siyah bir takımımı giydim. Silahımı belime takıp çantamın içine yedek şarjörlerimi koydum. Gece'yi tek bırakmak istemediğim için ona iyi bakacak bir bakım evine götürdüm. Bir tatlıcıdan ne çeşit tatlı sevdiklerini bilmediğim için birkaç çeşit tatlı alıp evlerine doğru sürmeye başladım.

Evleri içinde lüks bahçeli evleri olan bir sitedeydi. Zar zor evlerini bulup bahçesinde korumaları es geçip evin kapısını çaldım. Kapıyı evin hizmetlisi açınca elimdeki tatlıları ve kabanımı ona verdim ve bana tarif ettiği odaya doğru gittim , içeri girince  küçük çaplı bir şok yaşadım.


Pamuk eller yıldıza :)

Umarım bölümü beğenirsiniz :)

İyi kalın hoşça kalın :)




Sayın SavcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin