Bölüm 5

15.5K 947 64
                                    

Yüzbaşı Efe Öztürk'den devam

Etrafa yayılan ambulans sesiyle turnikeye "Anahtar , imha ve ben hastaneye geçiyoruz. Jandarma gelince sizde gelin" emrini verdim ardından "Anahtar ve imha , diğer ambulanslar da yakında gelir itlerin başından ayrılmayın" diyerek eklediğimde 'emredersiniz komutanım' cevabını aldım.

Görüş açıma giren ambulansla savcıyı kucağıma alıp ayağa kalkarken diğer yandan "frekans silahımı getir" dedim. Savcıyı gelen ambulansa bindirip silahımı aldım , hemşireye dönerek "sol kolundan vuruldu , kurşun içeride , yaklaşık 4-5 dk önce bilincini kaybetti , kan grubu bilinmiyor" diye savcının durumunu belirttim .

Hemşireler savcıya müdahale ederken yaklaşık 7 dakika içinde hastaneye vardık .Ameliyathaneye alındı kısa süre içinde timde gelince, frekansla ve  imhaya bakmaları için mikroyu gönderdim. itlerden biri hastaneye yetişemeden kan kaybından gebermiş , diğerinide zar zor yetiştirmişler . 


Defne Türkeri'nden devam 

Gözlerimi yavaşça açtığımda ışıktan rahatsız olup gözlerimi kıstım. Başımı yan tarafa çevirince bir hastane odasında olduğumu farkettim , yerimde dikleşicekken bir kolumda takılı olan serum ve diğer kolumun askıya alınmış olması beni bu fikrimden vazgeçirdi . 2dk olmadan içeri biri girdi , serumumu kontrol etti ve odadan çıktı. Sanırım gelen hemşireydi.

Klasik bir muayeneden sonra doktor çıktı, hemşire çantamın sağımdaki dolapta olduğunu ve bir şeye ihtiyacım olup olmadığımı sorduğunda çantamı isteyip  "Sizden rica etsem buraya yeni atandım ve kimseyi tanımıyorum size kartımı versem bana kıyafet alabilirmisiniz" dedim mahçupça. Tebessüm ederek "tabi ki yarım saate getiririm" dedi .Dolapta ki çantamdan kartımı verdim ve odadan çıktı. Ardından içeri 3 yapılı adam girdi, onlara 'siz kimsiniz lan' bakışı attım.

İçlerindeki en uzun ve yapılı olan " Yüzbaşı Efe Öztürk" dedi kendini tanıtarak diğer ikiside esas duruşa geçip kendilerini tanıttılar "Teğmen Ali Aslan" , "Üsteğmen Yavuz Erdem". Yüzbaşı solumdaki  tekli koltuğa oturunca Ali ve yavuzda sağımdaki çiftli koltuğa geçti. Yanlış hatırlamıyorsam karargahdaki sancak timindendiler .

 Zihnim çok bulanıktı sanırım düzgün düşünemeyordum... , doktor hanıma sorduğumda ise çok kan kaybettiğim için olduğunu söylemişti, kısacası olanları tam hatırlamıyorum ve düzgün düşünemiyorum. Yüzbaşı'ya dönerek "kaç ölü , kaç yaralı var" diye soru yönelttim.

"7 ölü 1 yaralı " dedi kısaca ,kendi kendime 'nasıl lan, hiçbirinin ölümcül yarası yoktu' dedim. Ali ve yavuz gülünce yüzbaşıda hafif sırıtarak "zaten hiçbirinde ölümcül yara yok, hepsi kan kaybından ölmüş" dedi . Şokla onlara baktım tabi ki bu sefer yüzümü sabit tutarak "ben onları içimden söylemedim mi" diye saçma bir soru sordum.

"Hayır" dedi Ali sırıtarak. Neden sırıttıklarını anlayamadığım için hafif kaşlarımı çattım, çatık kaşlarımı görünce ciddileşip sustular. Bende insanım küfredebilirim savcı olduğum insan olmadığım anlamına gelmez. Ortaya "Siz neden gelmiştiniz" diye soru attım . 

Yavuz "siz hastaneden çıkıp güvenli bir şekilde evinize varana kadar sizi korumakla görevlendirildik savcım" dedi bende "gerek yok ben kendimi koruyabilirim" dedim ara vermeden "bir tim gelmişti sanırım , ben bayılmadan önce" dedim hem konuyu değiştirmeye hem de timi hatırlamaya çalışarak ardından "çok kan kaybettiğim için olanları yarım yamalak hatırlıyorum" diyerek kendimi açıkladım , Ali "Evet savcım , siz bayılmadan bir kaç dakika önce biz gelmiştik, gerçi bize gerek kalmamış siz her şeyi halletmiştiniz" dedi hafif bir hayranlıkla .

Yüzbaşı "Emir aldık savcım , belki bilirsiniz bizde emir demiri keser" dedi sert sesiyle , "biliyorum yüzbaşım lakin bende böyle bir korumaya gerek olmadığını söylüyorum" dedim sertçe . O da bana aynı sertlikle "bizde emir aldığımızı söylüyorum savcım , bizi de anlayın" dedi. (Çok kan kaybettiği için düzgün düşünemiyor)

Uzatmanın bir faydası olmayacağı için sustum ve komidin üstüne koyduğum çantada telefonumu aramaya başladım, yüzbaşı cebinden telefonumu çıkartıp verince "takside düşürmüşsünüz" ded açıklayarak.

Telefonumu açıp saate baktığımda saatin 23.08 olduğunu gördüm. Ali'ye dönüp "doktor hanımı çağırırmısın ismi Ela... Ela Güntekin" dedim.

Ali doktor hanımla geri döndüğünde doktor hanıma "taburcu olmak istiyorum" dedim. "Tabi , ağrınız var mı" diye sorduğunda "biraz başım ağrıyor" dedim kısaca. "Başınızın ağrıması normal daha öncede dediğim gibi fazlada kan kaybetmişsiniz" dedi ve ardından "Hemşireye serumunuza ağrı kesici yapması için göndereceğim , serumunuz bitince çıkabilirsiniz geçmiş olsun" dedi , bende kısaca teşekkür ettim , kısa süre içinde bir hemşire gelip serumuma ağrı kesici ekledi.

...

Serumun bitmesine az kala kıyafet istediğim hemşire geldi . Kartımı ve kıyafetlerimi verdiğinde tekrardan teşekkür ettim , bana  sorun olmadığını söyleyip biten serumumu çıkardı ve odadan çıktı .

Ayağa kalktığımda Ali "nereye savcım" dedi anlamsızca . Elimdeki poşeti gösterip "banyoda üstümü değiştireceğim" dedim ve banyoya girdim . Kısa sürede hemşirenin aldığı kıyafetleri yani siyah , üstünde iki kedi olan bir sweet  , siyah eşofman  ve montu giydim. Kıyafetler tam olmuştu.

Banyodan çıktığımda çantamı aldım. Yavuz "savcım komutanımın arabasıyla sizi bırakacağız" dedi açıklayıcı bir şekilde . 

Çıkış işlemlerini halletikten sonra otoparktaki siyah doblo'ya  arkada Yavuz ve Ali , önde ben ve yüzbaşı olucak şekilde bindik. Telefonumdan evin konumunu yüzbaşıya gösterince 1-2 saniye bakıp telefonu bana geri verdi. Ve arabayı çalıştırdı.

Binanın girişine geldiğimizde Ali gülerek "aaaa bizim şu gizemli komşu sizmiydiniz savcım" dediğinde kaşlarımı çatarak "ne gizemli komşusu" dedim. Bu sefer yavuz "Biz karşı apartmanda oturuyoruz savcım , geçen hafta görev dönüşü nakliyat kamyonunu görmüştük ve küçük bir iddiaya girmiştik de" dedi Ali'yi açıklayıcı bir şekilde , kaşlarımı çattım ve uzatmayarak "yarın karargahda görüşürüz" dedim . Yüzbaşı "1 hafta raporlusunuz savcım" dediğinde 'tamam' diyip evime çıktım.

Ne kadar aç ve yorgun olsamda çok uykum olduğu için direk kendimi odama attım. Sabah 6 ya alarm kurup yattım .


Pamuk eller yıldıza :)

Umarım bölümü beğenirsiniz :)

İyi kalın hoşçakalın :)







Sayın SavcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin