Bölüm 27

7.8K 576 41
                                    

Kapının alacaklı gibi çalmasıyla yerimden sıçradım. O kadar dosyaya odaklanmıştım ki kapının çalmasıyla resmen yerimden sıçradım. Sabah alarmın sesiyle uyandıktan sonra hazırlanıp adliyeye geçmiş ve çalışmalara kaldığım yerden devam etmiştim.

'Gel' komutunu verdikten sonra içeriye Caner girdi, konuşmasını beklerken elindeki dosyaları masaya koyarken "savcım istediğiniz belgeler" dediğinde teşekkür ettim. Caner tam çıkacakken "Caner sana gönderdiğim görüntüleri izlemeyi bitirdin mi?" diye sorduğumda Caner açtığı kapıyı kapatıp bana döndü ve "son 2 gün kaldı savcım" dediğinde teşekkür edip bitirir bitirmez gelmesini istedim.

Tam dosyalara geri dönecekken telefonun çalmasıyla oflayıp aramayı yanıtladım, telefondan Eslem hanımın sesi yankılandı "nasılsın kızım" dediğinde "idare ediyorum Eslem hanım, bir sorun mu vardı?" diye sorunca "yok kızım sadece bu akşam yemeğe gelirmisin diye soracaktım" dediğinde bıkkınca nefes verdim ve "maalesef Eslem hanım, ilgilenmem gereken önemli bir dosyam var onun üzerinde çalışmalıyım inanınki yemek yemeğe bile vaktim yok" dedim.

Gerçekten de bu dosyaya biraz takmıştım ve karargaha olan saldırıyıda üstün körü araştırdığım için yemek yemeğe bile zamanım yoktu. Eslem hanımın neşeli çıkarmaya çalıştığı üzgün sesiyle "o zaman başka zamana erteleyelim kızım, ayrıca yemek yemeği ihmal etmiyorsun güç toplaman lazım ki daha iyi çalışasın" dedikten sonra nezaketen evdekileri sordum , nasıllar diye. 

Biraz konuştuktan sonra telefonu kapatıp odanın camını açtım ve Atay'ları düşündüm;

 Bora Atay ilk geldiğimde kızına yani benim yeğenime onun halası olduğumu söylememe izinvermemişti ama sonrasında nasıl olduysa yeğenim bana 'hala' demeye başlamıştı.

Çağan Atay ilk geldiğimden beri bana iyi davranan veya iyi gibi davranan ,ki bunu ayırt edemiyorum, kardeşlerden tek kişi. 

Baran Atay ilk geldiğimde sessiz sanki nötür gibi davranıyor gibiydi ama içindeki nefreti görür görmez anlamıştım sadece Barlas gibi yansıtmıyordu sadece bir hatamı bekliyor gibiydi ki ilk hatam sadığı olayda patladı. Son zamanlarda içindeki enkazı toplamaya çalışıyor gibiydi.

Barlas Atay geldiğimden beri öfkesini bana kusuyordu ama son yaptıklarını unutacakta değildim. Onun işini ne kadar çok sevdiğini onlarda kaldığım zamandan ve gözlerinin içindeki ışıktan biliyordum ve benim için ceza alacağını bile bile gelmesi çok önemliydi , bu tabiki önceki sözlerini ve davranışlarını unutturmaz ama yaptığı bu şey benim için çok değerliydi.

Güney Atay ilk başlarda nötürdü sadece beni tanımaya çalışıyordu herkesin yapması gerektiği gibi. Bana ilk abi gibi yaklaşan oydu, benimle ilk uyuyan, bana gerçek sevgisini gösteren. Göreve gitmeden önce her ne kadar hızlı gittiğimizi düşündüğüm için mesafe koysamda şu zamanlarda pişmandım, keşke daha çok vakit geçirseydik onun şehit olma olasılı aklıma geldikçe deliriyordum resmen.

Arda Atay ilk zamanlarda aynı Barlas gibi davransada sonradan nötürleşmişti onun öfkesi Barlas'a göre korkuydu. O korktuğu için öfkesini kusarken Barlas herkese olan öfkesini bana kusuyordu. Sonradan her ne kadar iyi anlaşsakta insan unutamıyordu yaşananları.

Eslem Atay bir anne gibi davranmaya çalışsada yetersiz kalıyordu en azından bana karşı yetersiz kalıyordu. Bir anne gibi bütün evi ayakta tutamıyordu bir olay olduğunda ilk o yıkılıyordu. Bana göre Eslem Atay korkuyordu, evet korkuyor. Daha önceden başlarına ne gelmişse bir daha tekrarlanmasından çok korkuyordu.

Mustafa Atay ona göre her şeyin suçlusu o. Birinin ona suçlu olmadığını söylemesi ve yoluna bakmasını söylemesi lazımdı ama ne yazıkki bunu söyleyecek kişi ben değildim... şöyle düşünün Mustafa Atay bir araba kullanıyor ve önüne bakması gerekirken sürekli dikiz aynasına bakıyor, evet geçmiş önemlidir arada bakılması gerekir ama gelecek daha da önemlidir, geçmişe takılı kalırsa geleceğine yön veremez ve kaza yapardı.

Sayın SavcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin