Bölüm 21

9K 671 58
                                    

ilahi bakış açısı 

Bütün Atay ailesi ve Yüzbaşı ameliyathanenin önünde bekliyordu. Savcıyı en yakın hastaneye getirdikten sonra yarım saat içinde Güney Atay hariç bütün Atay ailesi hastaneye gelmişti.

Binbaşı Cenk Atay gerçekleri öğrenince resmen yıkılmıştı, delirecek duruma gelmişti. Savcıyı hastaneye götürdükten hemen sonra gelen ekipler tarafından tutuklanıp nezarete atıldı.

Baran Atay'ın kafası karışmıştı. Zihnini toparlıyamıyordu , bir türlü kendine gelip gerçekleri kabullenmek istemiyordu. Kafası karışık , kendini bir çıkmazda hissediyordu.

Barlas Atay resmen yıkılmıştı, kardeşinin kollarına yıkıldığı anı unutamıyordu. Resmen piskolojik çöküşe geçmişti.

Eslem Atay perişan haldeyken Mustafa Atay kendini suçluyordu. 

Çağan her ne kadar ameliyata girmek istesede yakınlıktan dolayı ameliyatı izleyemiyordu bile.

Arda Atay ise sadece susuyordu. Bazen susmak insan için çok şey ifade ederdi...

Bora her ne kadar kardeşi için endişelensede ayakta durmaya devam ediyordu çünkü babasının ayakta durmaya mecali (gücü) yoktu , bu görevi kendisi devralıp aileyi ayakta tutmalıydı. Kardeşi ameliyata gireli 4 saat oluyordu. İlk önce ağlamaktan harap olmuş annesine sakinleştirici yaptırıp bir odada kalmasını sağladı ve babasını yanında gönderdi. Kardeşlerini her ne kadar eve göndermek istesede hiçbiri gitmek istemedi.


Arda Atay'dan devam

Ablam ameliyata alınalı yaklaşık 8 saat oluyordu. Sadece iki kez bizden kan almak için bir kaç hemşire gelmişti. Annem ağlamaktan harap olmuş babam ise sebebini bilmediğim bir şey yüzünden resmen yıkılmıştı.

Barlas abimin tekrarda ayağa kalkıp volta atmasıyla gözlerim onu buldu. Bir şeyler sakladığına, bildiğine o kadar emindim ki ne zaman bir şey sormak istesem sanki dilim lâl oluyordu. Birde şu adam sanırım rütbesi yüzbaşıydı saatlerdir bizimle birlikte ablamı bekliyor , benim gibi sessizlik yemini etmiş tam karşımda oturuyordu.

En sonunda bulduğum son güç kırıntısıyla ayağa kalkıp Barlas abime hesap sorarcasına "abi neler oluyor , nasıl ablam bu hale geldi. Kim bunları ablama yaptı , ne saklıyorsun" dedim haykırırcasına. Barlas abim sanki gözlerindeki hüzünle 'yapma , hazır değilim' der gibi bakıyordu ama benim gerçekleri öğrenmeden duracak bir saniyem bile yoktu. Baran abime baktığım sırada gözlerini yerdeki fayanslara indirdi onun konuşmayacağını anladığım zaman bu sefer Yüzbaşıya döndüm "sen söyle yüzbaşı , kim yaptı bunu benim ablama , kim ablamı bu hale getirdi,  söyle, söyle , söyle..."

Baran ve Barlas abim beni tutmaya çalışırken ellerinden kurtulmaya çalışıyordum. Kendimde değildim ama bu durum benim elimde olan bir şey de değildi. Bir süre sonra koluma giren sızıyla bütün gücüm bedenimden çekildi , ağırlaşan göz kapaklarıma ne kadar karşı koymaya çalışsamda savaşı kaybedip kendimi karanlığa bıraktım...


Barlas Atay'dan devam

Kardeşime söyleyecek tek bir lafım bile yoktu. Nasıl söylerdim ablanı vuran , onu bu hale getiren senin şehit sandığın öz kuzenin , nasıl derim her şey bir yanlış anlaşılmadan dolayı oldu...

Arda kriz geçirdikten sonra onuda bir odaya yatırıp Çağan'a başında beklemesini söyledim. Ameliyathanenin önüne geldiğimde Bora abime "annemler nasıl oldu" diye sorduğumda abim "iyi olacaklar , iyi olucaz" dediğinde kendimi bulduğum ilk yere attım.

Baran'nın bakışlarından ne demek istediğini anlayıp derin derin nefesler alıp verdim , kendime bir süre vakit tanıdım, hazır hissedince konuşmaya başladım "abi , hani Cenk abim şehit olmuştu ya" dedim, Bora abim bana anlamsızca bakıp onaylayınca devam ettim "işte şehit olmamış bir görev için öyle gösterilmiş" dediğimde ikiside şok oldu.

Gözlerimi yere sabitleyip konuşmaya başladım "Defne savcı abi hemde çok iyi , başarılı bir savcı. Size bahsetmiştim ya bir savcı var Albayın hain olduğunu tespit edip yakaladı demiştim sonrada size onu nasıl sorguladığından bahsetmiştim... İşte o savcı Defne abi , hayran kaldığınız savcı Defne. O gün sizin gözlerinizdeki o gururu görünce içimden keşke anlatmasaydım dedim. Bizim kardeşimiz olduğunu kabullenemedim abi." dedim kendimle hesaplaşırcasına.

"Abi ben atlatamıyorum yaşadıklarımı , unutamıyorum abi" dedim yalvarırcasına , bir süre sakinleşmeye çalışıp devam ettim " işte bi özel görevde Cenk abimle birbirlerini terörist olarak görmüşler. Onu bu gün görünce beni aradı abi, benden yardım istedi. Sanki içimde bir şeyler koptu ilk kez güvenmeyi seçerek amcama , bir üstüme karşı geldim ben. Ceza alıcağını bile bile gittim yanına abi , BEN ONU KABULLENDİM ABİ AMA ONU KORUYAMADIM. Kuzenimin silahından çıkan bir kurşundan koruyamadım abi" dedim kalbimi söküp çıkarmak istercesine.

Bende kendimi kaybederken ameliyathanenin kapısı açıldı ve doktor çıktı. Hepimiz ayağa kalkarken doktorun ağzından çıkacak o kelimeleri bekliyorduk. Doktor sonunda konuşmaya karar vermişken sesi kulaklarımda yankılandı "maalesef..."  


Pamuk eller yıldıza :)

Umarım bölümü beğenirsiniz :)

İyi kalın hoşçakalın :)

Sayın SavcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin