Bölüm 24

8.3K 569 21
                                    

"Hayır hayır bir daha olmazzzzz" çığlık atarak kabusumdan sıçrayarak uyandım. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken terden sırılsıklam olduğumu farkettim ve kendimi soğuk duşun altına attım.

Duştan çıkıp üstüme ne bulduysam geçirdikten sonra saate bakmak aklıma yeni geldi. Saat sabahın 4'üydü . Üstüme spor yaparken giydiğim gri eşofman takımımı giydikten sonra yanıma birkaç takım aldım ve Gece'yi öpüp arabama bindim , karargaha geçtim.

Kıyafetlerimi odama bıraktıktan sonra yüzbaşıyla eğitim yaptığımız ormana doğru tempolu bir şekilde koşmaya başladım.

Saatlerdir bu alanda koşuyordum, saatin kaç olduğundan haberim bile yoktu. Soluklanmak için bir ağacın altına attım. Bir süre dinlendikten sonra sancak timi bulunduğum alana doğru tempolu bir şekilde koşarak girdiklerinde beni görüp durdular.

İçlerinde Kara'yıda görünce sanki üstümden bir yük kalktı. Ali "günaydın" dediğinde "günaydın Ali günaydın" diyerek ayağa kalktım. Can çekinerek "bir sorun mu var?" diye sorduğunda başımı  hayır anlamında sallayarak yüzbaşıya döndüm ve "Yüzbaşım acaba saatin kaç olduğunu biliyormusunuz" diye sorduğumda kolundaki saate bakıp "5.42" dedi, kısaca teşekkür edip "içtimanın geri kalanında size katılabilirmiyim" diye sordum. Yüzbaşı kafasıyla onayladıktan sonra koşmaya devam ettiler, bende onları en arkadan takip etmeye başladım.

Alanın etrafında yaklaşık 10, 15 tur daha attıktan sonra yüzbaşı eğitim yaptığımız alanda durdu, tabi o durunca otomatiken bizde durduk. Ben ona anlamsızca bakarken "bu gün yakın dövüş eğitimi yapacağız" diyerek açıklama yaptığında onu başımla onayladım.

Yüzbaşı "tim ve savcım bir çember oluşturun daha sonra ellerinizi omuz hizanızda açıp uzaklaşın" dediğinde komutunu uyguladık. Herkes yere oturduğunda bende yere oturdum. Yüzbaşı "Anahtar ve frekans" dediğinde Ali ve Can ayağa kalkıp pozisyon aldılar. Yüzbaşı "pozisyon al ve başla" komutu verdikten sonra  Can ve Ali açtığımız alanın etrafında bir tur attıktan sonra ilk hamle Can'dan geldi.

Bir süre kendimi kafes dövüşünde hissetsemde ondan daha iyi olduğu kesindi. Uzun soluklu bir dövüşten sonra kazanan Ali olmuştu. Yüzbaşı "Turnike ve İmha" dedikten sonra Yavuz ve Yiğit ayağa kalktı. Onlarda etrafta bir tur atıp dövüşmeye başladılar, ilk hamle Yiğit'ten gelmişti.

Can ve Ali'ye göre daha uzun bir süre dönüştükten sonra Yiğit zaferle yerine oturdu. İkiside terden sırıl sıklam olmuşken Yüzbaşı bu sefer "Anahtar ve Mikro" dediğinde Ali ve Kara ayağa kalktılar. Bana ne zaman sıra gelicek diye düşünmeden edemedim ama yinede çekişmeli maçı heyecanla izledim.

Bu sefer dövüş daha kısa sürmüştü ve tahmin ettiğinize göre kazanan kara olmuştu. Yüzbaşı "Turnike ve ben" dedikten sonra ayağa kalkıp dövüşmeye başladılar. İlk hamle Yiğitten gelmişti, bir süre dönüştükten sonra yüzbaşının ani ve sert atağıyla kazanan Yüzbaşıydı.

Yüzbaşı ve Yiğit kalktıkları yerlere geri oturunduktan sonra bana baktığında ne demek istediğini anlayınca başımı onaylarcasına salladım. Yüzbaşı "Savcım siz ve Mikro" dedikten sonra ben ve Kara ayağa kalktık.

Diğerleri gibi alandan bir tur atıp ilk hamleyi yapmasını bekledim. Benden hamle gelmeyeceğini anladığı zaman ilk hamlesini yaptı. Sol yumruğundan kılpayı kaçarken sağ yumruğumla göğsüm boşluğuna sert bir yumruk attım. Kara hiçbir şey olmamış gibi sağ yumruğuyla atağa geçtiğinde kaçmaya çalışırken sol yumruğunu benim gibi göğüs buşluğuma vurdu. İntikamını alırken bende boş durmayarak sert bir tekmemi bahşettim.

Bir süre çekişmeli devam ederken çok yorulmuştum ama tek yorulan ben değildim, Kara'nında benden pek bir farkı yoktu. Kendimde topladığım son gücümle saldırdım, Kara afallayıp yere düştükten bir süre sonra elimi uzattım. Kara bir elime bir bana baktıktan sonra elimi tutup ayağa kalkınca geri yerlerimize oturduk.

Bi 5dk dinlendikten sonra yüzbaşı "savcım siz ve bende sıra" dedikten sonra ayağa kalktı. Hâlâ yorgunken yüzbaşıya karşı hiç şansım olmadığını bilerekten ayağa kalktım, bu idmanın beni geliştireceğinden bildiğim için gücümün son damlasına kadar devam edecektim.

Bir tur arttıktan sonra bu sefer ilk hamleyi ben yaptım. Sol yumruğumu kaldırdıktan sonra sağ ayağımla yüzbaşının kasıklarına bir tekme atarken yüzbaşı sağ eliyle yumruğumu tutarken gelen tekmeyele afalladı. Bir süre berabere devam ederken yüzbaşının saçımdan yakalamasıyla bileğini tersten tutup etrafımda dönüp diz kapağına bir tekme atıcakken yüzbaşı dirseğini karnıma geçirdi.

Çektiğim acıya rağmen göğüs boşluğuna sert bir yumruk attıktan sonra hızımı alamayarak birkaç tane daha atarken yüzbaşı biraz nefeslenip karşı atakta bulundu ve kolayca beni engelleyip yere atarken onunda tişörtünden tutup kendimle beraber yere düşürdüm.

Yüzbaşı kafamı yere vurmamam için beni kendine çekerken onun üstüne düştüm. Yerde acı içinde birkaç saniye soluklandıktan sonra yüzbaşı ayağa kalkıp elini uzattı. Hiç düşünmeden elini tutup ayağa kalktım. Bu güvenin kaynağını bilmesemde ona güvendiğimi biliyordum, yüzbaşının elini tuttuktan sonra sanki elim yanmışcasına hızla geri çekip kalktığım yere oturdum.

Yüzbaşıda yerine oturdu ve biraz soluklandıktan sonra konuşmaya başladı "Can nefesin yetersiz kalıyor bundan sonra koşuları arttırıyoruz aynı şekilde seninde abi, Ali geçen sefere göre iyiydin ama daha güçlü yumruklar atman lazım. Yavuz dikkatin çok çabuk dağılıyor ve dalıyorsun 2 saat sonra odama gel" dediğinde Yavuz 'emredersiniz komutanım' dedi.

Yüzbaşı tekrar söze başlarken dikkatle onu dinlemeye devam ettim "kara çok çabuk sinirlenip çok güç harcıyorsun, gücünü orantılı bir şekilde kullanmalısın" dedi ve birkaç saniye bekledikten sonra devam etti "Savcım size gelirsek en sonki çalışmamızdan bu yana güç kaybetmişsiniz bu durumu geçirdiğiniz ameliyata bağlıyorum onun dışında kafanız çok dolu sizde öfkenize yenilip aşırı güç kullandınız, anlatmak isterseniz dinlerim" dediğinde gözlerimi yere dikip başımı onaylar biçimde salladım. 

Bir süre tim oturduğumuz yerde muhabbet ettikten sonra yüzbaşının ayaklanmasıyla bizde yerden kalktık. Yeniden saati sordumduğumda mesainin başlamasına yarım saat kalmıştı. Timle muhabbet ede ede giderken yanımda artık daha rahatlardı en azında yüzbaşı dışında kimse cümlesinin sonuna 'savcım' ifadesini eklemiyordu. Bu durumu birazda Gece'ye bağladıktan sonra Güney'in odasında duş alıp yanımda getirdiğim takımlardan birini giydim, saçlarımı kurutmadan at kuyruğu yaptıktan sonra odama geçtim.

Yeni aldığım dosyayı incelemeden önce kendime kantinden çay ve tost söyleyerek kahvaltımı yaptım.

...

Eve geçtikten sonra hazırlanmaya başladım çünkü mesaimin bitmesine az kala Eslem hanımın davetiyle akşam yemeğine ve çaya onlara gidecektim her nekadar yorgun olduğumu söyleyip davetlerini reddetsemde şu an onlara gidiyordum. Giderken yine tatlı almak için uğradığım dükkandan soğuk baklava ve sevdiklerini düşündüğüm birkaç tatlı alıp evlerine doğru sürdüm.

Kapıyı açan görevliye tatlıları verdikten sonra bildiğim yolları geçerek oturma odasına ulaştım, beni gören Ayça 'halaaaaaa' diye bana sarılırken küçük bir hoşgeldin faslından sonra yemeğe geçtik.

Güzel bir akşamdan sonra eve geçtim. Onlara alışmaktan çok korkuyordum, nedenini bilmiyorum ama ben bir ailem olmasından çok korkuyorum. Beni birinin sevmesi ve sevgisini göstermesi çok değişik geliyor. Gözümden akan tek damla yaşı silip mutfağa girdim, ıslak kek ve kurabiye yaparken bir yandan spotifaydan hareketli şarkılar açtım. Modumu yerine getirmişken kapı çaldı.

Telefondan saate baktığımda saatin 11. 21 olduğunu farkedince istemsizce kaşlarımı çatıp kapı deliğinden baktığımda gelen kişiyle şaşırdım.

Kapıyı açıp "bir sorun mu var yüzbaşım" diye sordum kaşalarımı çatarak.


Pamuk eller yıldıza :)

Umarım bölümü beğenirsizniz :)

Bir sonraki bölüme kadar iyi kalın hoşçakalın :)

Sayın SavcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin