4.

4.1K 279 27
                                    

-Abi bana yardım et.

Niko kıkırdayarak kız kardeşinin bir türlü çözemediği ipleri onun elinden alıp çözmeye başladı.

- Al bakalım.

Küçük kız kardeşi abisine teşekkür ederek yanağına minik bir öpücük kondurdu.
O sırada içeri gelen anneleri onlara gülümseyerek yemeğe çağırdı.

Niko nefes nefese uyanmıştı etrafına baktı burasıda neresiydi?
Bir süre öylece düşündü sonra hafızası yavaş yavaş yerine gelmeye başladı.

Bunun bir rüya olduğunu anlayan Niko gözlerinde akan yaşları tutamadı.

Daha sonra hızlıca yatağından kalktı, sahi o dersten sonra biraz gözünü kapatmak için uzanmıştı.
Ama şimdi etrafına bakınca havanın karardığını görüyordu

Odasından çıktı gerçektende akşam olmuştu.

Niko diğer hizmetlilere bakayım derken Nilüfer Hatunu görmesiyle durakladı.
Nilüfer Hatun oğlanın yanına gidip gülümseyerek konuştu.

- Oğlum yemeğini yemiş miydin?

- Hayır efendim daha yemedim. Dedi Niko.

- İyi o zaman, hayde gel beraber yiyelim.

Niko hanımının isteğine uyarak onu takip etti.
Beraber kandiller tarafından aydınlatılmış yerde sofranın kurulduğu bir odaya girdiler.
Nilüfer Hatun sofraya oturduktan sonra Niko'ya da oturmasını söyledi. Beraber sessizce yemeklerini yerken Niko, Nilüfer Hatunun birşey söylemek istiyormuş gibi göründüğünü fark etti.

Yemeklerini bitirdikten sonra Nilüfer Hatun kapının önündeki halayıklara seslendi.
Halayıklar sofrayı topladıktan sonra çıktılar.
Niko'da onlara uyup çıkacağı sırada Nilüfer Hatun genç oğlana seslendi.
- Niko.

Niko hanımına dönüp başını eğdi

- Buyrun Efendim.

Nilüfer Hatun biraz durakladı ağzını açıp geri kapattı daha sonra da derin bir nefes vererek konuştu;

- Allah rahatlık versin oğlum.

- Sağolun Efendim.

Niko, Nilüfer Hatunun odasından çıktıktan sonra öbür cariyeler ve hizmetçilerinde odalarına döndüklerini gördü.
Kendisinin hiç uykusu yoktu.

O sırada aklına cüce hizmetçi Rıdvanın bahsettiği teras geldi.
Rıdvan oradan manzaranın çok güzel göründüğünü söylemişti.

Niko hazır etraftakiler çekilmişken terasa çıkmaya karar verdi.

Bahsedilen terasa geldiği zaman biraz etrafına bakındı terasın gölgelik tarafında minderler ve küçük bir masanın üstüne koyulmuş büyük bir tepsi gördü.

Koskoca terası sadece ayışığı aydınlatıyordu.

Niko korkulukları olduğu tarafa yöneldi dirseklerini korkuluklara dayadı ve çenesinden ellerinin üzerine koydu.

Ve öylece, parlak ışıklarını etrafa yayan ayı izlemeye başladı.

Köyünü düşünüyordu güzel oğlan.
Köyünde yaşadığı güzel anları, inekleri, domuzları, tavukları.
Sohbet eden çiftçileri, şarkı söyleyen tarla işçilerini.

Ah doğru ya şuan hasat mevsimi kesin tarlalar ekilen başaklar sayesinde altın gibi gözüküyordur.

Niko çok severdi tarlada babasına yardım etmeyi. Onlar tarlada çalışırken annesi ve kardeşide yanlarına gelir beraber sohbet edip gülüşürlerdi.

PAŞAM B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin