Leo konağın bahçesinin önünde gizlice babasını bekliyordu.
Babası olacak adam bugün geleceğini söylemişti Leo ise ne yapacağını bilmeyerek onu bekliyordu.
Belki de her şeyi Güralp Beye kendi ağzıyla söylese daha iyi olabilirdi.
Güralp Bey.
Onu aklına getirmesiyle gözleri dolmuştu genç çocuğun Güralp Bey o son söylediklerinden sonra artık yüzüne bile bakmıyordu.
Titrek bir nefes aldı oğlan.
O sırada kendisini her zaman izlediği gibi yine izleyen adamdan habersiz.
Güralp oğlanın yanına giden adamla kaşlarını çatmış dikkatini daha çok onlara vererek izlemeye devam ediyordu.
Babası yüzünde ki sırıtmaya oğlana bakarak:
- Eee getirdin mi? Dedi.
Leo hiç bir şey demeden adama baktı elinde sadece Güralp Beyin ona hediye ettiği safir yüzük vardı fakat onu bu adama verecek değildi.
Çünkü o durumunun o kadar da kötü olmadığını düşünüyordu yani düşünmeye çalışıyordu.
Gidip her şeyi kendi ağzıyla Güralp Beye anlatacaktı bu saatten sonra kovulsa da onun için bir önemi yoktu artık. Ne de olsa artık Güralp Bey onu görmeye bile tahammül etmiyordu.
Adam çocuğun bu suskunluguna karşı sinirlenmiş Leo'nun kolundan tutarak canını acıtacak şekilde sıkmıştı.
İşte Güralp Bey bunu görüp de yerinde duramazdı.
- Cevap versene! Çıkar anlatırım yoksa her şeyi. Bundan önce de olduğu gibi sürünürsün sokaklarda.
Leo kolunu adamdan kurtarmaya çalışarak konuştu.
- Bırak beni. Zaten her şeyi gidip bizzat kendim anlatacağım.
- Neyi anlatacaksın? Dedi Güralp Bey. O sırada mavi gözlü adamın kolunu sertçe tutup çekerek Leo'dan uzaklaştırdı.
Leo gördüğü adamla bir süre ne diyeceğini bilemedi. Acaba vaz mı geçseydi söylemekten. Bu konaktan atılmak demek Güralp Beyi bir daha görememek demekti.
Leo'nun babası adamın kıyafetlerini süzerek hınzır bir şekilde gülümsedi.
- Bu çocuğun nasıl bir sahtekar olduğunu söyleyince beni hediyelere boğacaksınız. Dedi.
Leo bir şey demek için öne atilacakken babası her şeyi ortaya dökü verdi.
- Bu çocuk bir hünsa! Hepinizi kandırdı. Bunun olduğu yerde bereket olmaz.
Güralp Bey bir süre öylece kala kaldı.
Demek Leo çift cinsiyetliydi.
Demek çocukları olabilecekti.
Güralp Bey hemen askerlerini çağırarak:
- Alın götürün bu şerefsizi! Bir güzel dersini verin. Bundan böyle evimin yakınında bile görmeyeyim onu! Dedi.
Leo o an şaşkınlık içinde Güralp Beye baktı.
Güralp Bey çocuğa kısa bir bakış attıktan sonra konuştu:
- Daha fazla durma bahçede. İçeri geç Marco seni arıyordur şimdi.
Leo giden adamın arkasından bakarken gülümsemesini tutamadı.
Güralp Bey onu kovmamıştı tam tersine babası bunu söyledikten sonra kendi kendine düşünürken gülümsemişti.
Leo kesin kes kararlıydı söyledikleri yüzünden ne yapıp edip Güralp Beyin gönlünü alacaktı.
Cemal Paşanın konağı bu gün dolu doluydu. Eh ne de olsa bugün Paşanın düğünü vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAŞAM B×B
Historische Romane(1486 yıllarında) Osmanlı'nın en korkulan ve saygı duyulan paşası Cemal Paşanın, biricik oğlan kölesine olan aşkı. ( kitap tarihten bağımsızdır)
