Niko sağ eliyle kalemini tutuyor sol eliyle de alnını ovuşturuyordu.
Ne zamandır derslerini saldığı için ödevleri birikmişti ve yarına hocasının önünde rezil olmamak için
şimdi cılız mum ışığında uykulu haliyle gecenin bir yarısı yazı yazıyordu.Daha sonra boğazının kuruduğunu hisseden Niko dalgın bir şekilde odasından çıktı sürahisini almayı
unuttuğu için mutfaktan su almaya gidiyordu tabi dalgınlıkla giderken yanında kaleminize
götürüyordu.Niko’nun yarı kapalı gözleri koridorun sonundaki seslerle hızla açıldı.
Bu seste neydi?
Bu saatte kimse ayakta olmazdı?
Niko ilk başt pek önemsemesede daha sonra sese doğru birkaç adım attı. Karanlıkta da bir şey
görünmüyordu ki.Arkasından birinin ona dokunmasıyla yerinden sıçradı çocuk.
Hızlıca arkasına döndü.
- Gülizar? Ne işin var senin bu saatte ayakta?
Gülizar elinde tuttuğ kandille çocuğun sorusunu yanıtladı.
- Su içmek için kalkmıştım sesleri duyunca da merak ettim. Ya sen?
- Bende. Diye cavap verdi Niko.
Gülizar başını uzun koridora çevirerek çocuğun kolunu tuttu.
- Baksak mı?
Niko korkuyordu fakat bu konakta bekçilerin olduğunu bildiği için kedidir diye düşündü.
Hem bu yanındaki kıza korkuyormuş gibi görünmekte istemiyordu.Yoksa asla dilinden düşmezdi.
Beraber birbirlerinin kollarına girerek yürümeye başladılar ikiside korkuyor fakat birbirlerine
belli etmemeye çalışıyordu.Onlar yavaşça yürürken arkalarından gelen sesle ikili neredeyse korkudan çığlığı basacaktı.
- Ne yapıyorsunuz siz?
Cüce Rıdvan ellerini arkasından bağlamış uzun beyaz entarisiyle ikiliye bakıyordu.
- Sen miydin Rıdvan Ağa. Korkuttun bizi. Dedi Gülizar bir elini göğsüne getirerek.
- Gecenin bir vakti ne ararsınız?
Niko derin bir nefes vererek tam konuşacakken tıkırtılar yine duyuldu.
- Sesi sende duydun mu Rıdvan ağa belki hırsızlar dadanmıştır. Dedi Gülizar.
Cüce Rıdvan ona sanki söyledikleri çok tuhaf bir şeymiş gibi baktı.
Daha sonrada Niko’ya elindeki
kalemi göstererek sordu.- O elindeki ne?
- Kalem. Diye cevap verdi Niko.
Bunun üzerine Rıdvan küçük elleriyle karnını tutarak gülmeye başladı.
- Onunla hırsızlara kınama fermanı mı yazacaksınız. Dedi dalga geçerek.
Gülizar bu duruma sinirlenmiş olacak ki kaşlarını çatarak konuştu.
- İstersen sende gel Rıdvan ağa. Hırsızları kalemle korkutamazsak senin sıfatını gösteririz.
Rıdvan Ağa sinirle etrafında dönerek fırlatacak bir şey aradı.
- Sen elimde kalacaksın Hatun. Diyerek tehditkar bir şekilde parmağını Gülizar’a doğru salladı.
Tekrar tıkırtılar gelince Niko ve Gülizar korkudan birbirlerine sarıldılar.
Rıdvan Ağa onların bu haline sırıtarak küçücük boyuyla bir kahraman gibi yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAŞAM B×B
Historical Fiction(1486 yıllarında) Osmanlı'nın en korkulan ve saygı duyulan paşası Cemal Paşanın, biricik oğlan kölesine olan aşkı. ( kitap tarihten bağımsızdır)