Leo Aralık kapıdan dikkatlice hocasını dinleyen kardeşine bakarken yüzüne ufak bir tebessüm yerleştirdi. Daha sonra da adımlarını bahçeye yöneltti çocuk biraz hava almak istiyordu.
Hava da güneşliydi ama yine de ağaçların arasından esen rüzgar kendini belli ediyordu.Leo gözlerini kapattıp derin bir nefes aldı fakat Dilşup'un bağırmasıyla hızla o tarafa döndü.
Dilşup bir yandan yardım istiyor bir yandan da koşarak ona doğru geliyordu. Hemen genç çocuğun arkasına geçerek nefes nefese konuştu:- Kazlar, kazlar bir anda saldırdılar bana.
Leo kızın bu haliyle kaşlarını çatı.
- Etrafta hiç kaz yok?
Dilşup kümesin oradan geldiği için kazlar da orada kalmıştı.
- Ya saklandılarsa? Ya bizi çembere aldılarsa. Dedi genç kız eliyle de bir yandan daire çizip etrafı gösteriyordu.
- Kazlar o tür planlar yapamazlar Dilşup.
Dilşup tek kaşını kaldırarak küçümsercesine oğlana baktı.
- Nereden biliyorsun?
- Aynı zamanda kuş oldukları için hepsi birer kuş beyinli de ondan.
Tıpkı senin gibi.- Sen ne dedin? Dedi kız.
Fakat o sırada kanatlarını açıp kendilerine doğru bağırarak gelen kazla bir çığlık atıp koşarak içeri kaçtı.Leo giden kızın arkasından kendini tutamayıp gülmeye başladı. Ve bu gülüş pekte uzun sürmedi çünkü kaz ona doğru geliyordu.
Leo, Dilşup’a her ne kadar belli ettirmemeye çalışsada kendisi de kazlardan ölesiye korkardı.
Çocuk yavaşça geri geri giderken bir yandanda üzerine gelen kaza hitaben:
- Üzerine alınma ben kuş beyinli diye sadece Dilşup’a söyledim.
Ne yazık ki kazı ikna edemedi genç çocuk.
O sırada gördüğü bedenle ilk defa bu kadar sevindi.
- Güralp Beyim!
Güralp Bey kendisine seslenen çocukla adımlarını durdurarak o tarafa doğru döndü.
Çocuğun bulunduğu durumla ne olduğunu anlamıştı adam kendisini gülmemek için tutarken bir yandanda tek kaşını kaldırarak oğlana baktı.- Bir gelebilir misiniz acaba?
Adamın çocuğun kendisiyle ilk defa bu kadar kibar konuşmasıyla kaşları havalandı biraz eylenmekten zarar gelmezdi yüzünde tutamadığı alaycı gülümsemesiyle çocuğun yanına ilerledi.
Kaz kendilerine doğru gelen koca cüssesli adamla kümesine doğru tombul bedeni ve kısa bacaklarıyla koşmaya başladı.
Güralp Bey de giden kazın arkasından bakarken konuştu:- Umarım beni önemli bir şey için çağırmışsındır?
Leo bir süre ne diyeceğini bilemedi fakat adama cevap vermesi gerektiği için başını adama doğru kaldırıp saçmada olsa cevabını verdi
- Kazlara baksanıza Beyim ne kadar da güzeller.
Bu akşam yemeğinde sizin için Kaz pişirmemizi istermisiniz?Güralp Bey oğlanın bu aceleci konuşması ve tatlı halleri ile dudaklarını birbirine bastırdı bu çocuk onun sınırlarını zorluyordu.
- Sen de sever misin kazları Leo?
- Bayılırım. Dedi çocuk yüzündeki kocaman yapmacık gülümsemeyle.
- İyi o vakit. Bugün Marco ile beraber bana akşam yemeğinde eşlik et. Dedi fırsattan istifade Güralp Bey.
- Olur. Dedi Leo giden adamın arkasından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAŞAM B×B
Historical Fiction(1486 yıllarında) Osmanlı'nın en korkulan ve saygı duyulan paşası Cemal Paşanın, biricik oğlan kölesine olan aşkı. ( kitap tarihten bağımsızdır)