16.

2.5K 174 18
                                    


Mustafa Paşa en güzel haliyle gülen çocukla adeta büyülenmişti.

Bir oğlan bu kadar güzel olabilirmiydi?

Yanına gelen Cemal Paşanın adamıyla istemesede gözlerini çocuktan çekip yanına gelen adama baktı.

- Hoş geldiniz Paşa hazretleri. Cemal Paşamız henüz teşrif etmediler.
Buyrun.

Mustafa Paşa ona yol gösteren adamın peşinden giderken arkasından güzel çocuğa bakıyordu.

Fatma Hatun aceleyle cariyler ve Niko’nun yanına geldi.

- Aman Mustafa Paşa gelmişler. Hayde biriniz şu ikramlıkları alın da götürün. Dedi.

- E bu işleri kim halledecek o zamana zaten yeterince işimiz var. Dedi Gülizar.

- Ben götürürüm zaten pek işimde yok.

- Sağ ol Niko. Dedi Efsun Hatun.

Niko mutfaktaki şerbet ve yemişlerin olduğu tepsiyi alarak Mustafa Paşanın bulunduğu misafirhaneye geldi.

İçeri girdikten sonra hafifçe eğilerek Paşanın önündeki alçak masaya tepsidekileri yerleştiriyordu.

Şuanda oda da sadece Niko ve Mustafa Paşa vardı.

Niko sessizce işlerini bitirdikten sonra ellerini önünde birleştirdi ve Paşaya bir isteği olup olmadığını sordu.

- Adın neydi senin güzel oğlan.

Paşanın bu hitabı ve bakışları çocuğun hiç hoşuna gitmemişti.

- İsmim Niko. Paşa hazretleri.

- Ne güzel. Dedi Paşa sonrada derin bir iç çekerek devam etti.

- Senin gibi güzel bir köleye kim hizmetcilik yaptırır. Eğer bana ait olsaydın seni sultanlar gibi yaşatırdım.

Paşanın sözleri çocuğu resmen şok etmişti.

Paşa nasıl böyle şeyler söyleyebiliyordu kendisine?

- Seni beğendim Niko eğer kabul edersen seni kendime almak isterim.
Yeter ki iste seni azat edip nikah bile kıyarım.
Paşa hiç lafı dolaştırmadan içinden gelenleri söylemişti.
Ömründe hiç bu kadar güzel çocuk görmemişti.

Mustafa Paşa kırklı yaşlarının sonundaydı ve oğlancıydı o yüzden de bu sarışın çocuğu kaçırmak istemiyordu.

Niko bu sözlere daha fazla tahammül edemedi.

- Ben Cemal Paşamın kuluyum. Paşa hazretleri o istemediği müddetçe asla onun yanından ayrılmam. Dedi net bir şekilde. Bu durum onu çok kötü hissettirmişti.

Çocuğun teklifini reddetmesi Paşayı önce şaşırtmış sonrada öfkelendirmişti.

O nasıl kendisini reddedebilirdi.
Ona hayatının fırsatını vermişti.
Hiddetle tam doğrulup konuşacakken Cemal Paşanın içeri girmesiyle tekrar eski haline döndü.

Niko Cemal Paşayı görür görmez kollarına atılmak sarılmak istemişti.

Paşa Niko'ya kısa bir bakış attıktan sonra çattı kaşlarıyla Mustafa Paşanın yanına geldi.

- Bu teşrifinizi neye borçluyuz Mustafa Paşam?

Onlar konuşurken Niko sessizce selam vererek dışarı çıktı.

- Sizinle konuşmam gereken bir mesele var Paşam şu hain meselesi ile ilgili.

Cemal Paşa, sakallarına yavaş yavaş aklar düşmeye başlamış adamın yanına oturdu ve konuşmasını dinlemeye başladı.

PAŞAM B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin