Lütfen oy vermeyi unutmayın 🤍
♡♡♡
Hayatımın en garip günlerini yaşıyordum, her şey bir anda o kadar değişmişti ki. Koray geleli uzun bir zaman olmamıştı fakat başlarda birbirinden nefret eden Koray ve Dinçer, şu an çok sıkı iki arkadaş olmuştu. Belki de hayatımın en zorlu dönemiydi ama üzülemiyordum bile, yalnızca geceleri kabuslar görerek uyanıyordum. Dinçer yanımda olduğu için beni hemen sakinleştiriyordu. O da benim kadar etkileniyordu, her uyandığımda halim onu üzüyor ve sinirlendiriyordu. Ayağa kalkabilecek hale gelince, psikolojik destek alacaktım. Buna çok ihtiyaç duyduğum da söylenemezdi, yalnızca geceleri kabuslarım vardı gündüz ise adeta bir romantik komedi dizisinin içerisindeydim. Koray ve Ceylan iki haftadır bir ilişki içerisindeydi. Henüz ciddi değildi fakat evimi sinema ve kafe olarak kullanıyorlardı, Koray her gün mutlaka gelirdi. Biz Dinçer ile odamda vakit geçirirken, onlar salonda zaman geçiriyordu, Dinçer yanımdayken dışarı çıkabilirlerdi fakat Ceylan ailesinin öğrenmemesi için evimde buluşmayı tercih ediyordu. Baskıcı bir ailesi olduğunu söylemişti. Muhtemelen ben iyileştikten sonra da buluşma adresleri evim olarak kalacaktı. Civan şüphelense de kanıtlayamıyordu, Koray’a bakışları genelde sert olsa da bir şey yapamıyordu.
Hastaneden çıkmamın üzerinden üç hafta geçmişti, artık tekerlekli sandalye yardımıyla odamdan çıkabiliyordum en azından. Öğrencilerimi çok özlemiştim. Ferhat hariç, o her gün mutlaka okuldan sonra yanıma gelir, ödevlerini ise yanımda yapardı. Okulda ne yaşandıysa bana kısaca özetlemeyi ihmal etmezdi. Bugün ise farklı bir burukluk vardı üzerimde, karne günüydü ve ben ilk öğrencilerime ilk karnelerini veremeyecektim, Dinçer akşama doğru gelecekti, ben salonumun penceresinden dışarıyı izlerken kapı çaldı. Ceylan Koray geldi diye düşünerek hevesle koşup kapıyı açtı fakat karşısında Civan’ı görünce yüzü asıldı. “Hayırdır başkasını mı bekliyordun?” Civan tek kaşını kaldırarak sorgularken Ceylan ne diyeceğini bilemedi. Olaya müdahale etmem gerektiğini hissettim. “Tüm gün suratımı astım ya, Ferhat geldi sandı, beni güldürecek olan tek kişi sanarak, o yüzden böyle.” Ceylan bana minnetle bakarken, Civan cevabıma ikna olmuştu, kaşlarını çatarak yanıma geldi, “Neden asık peki suratın?” bakışlarımı kaçırdım. Omuz silkerek “Sıkıldım,” demeyi tercih ettim. Gerçeği söyleyerek sesli dile getirmek daha çok sıkacaktı canımı.
“O halde hazırlan bakalım çıkıyoruz,” kaşlarım sorgularcasına çatıldı. “Nereye?” beni baştan aşağı süzdü, üzerimde Ceylan’ın zorla giydirdiği, krem rengi, triko elbise vardı, saçlarımı toplamıştı. Sargıları bugün çıkarmıştık ve yaralarım çok kötü görünüyordu “Aslında hazırsın, bir mont alalım birde bacaklarının üşümemesi için şu ince battaniyeyi aldık mı tamamdır,” Ceylan’a başıyla işaret vererek istediklerini getirtti. Ben daha ne olduğunu anlamadan Celil’e montu vererek telefonumu ve evin anahtarını alarak tekerlekli sandalyemi ilerletti. “Nereye gidiyoruz ki? Bu halde kimseye görünmek istemiyorum.” Diye homurdandım, durup karşıma geçerek çöküp benimle aynı boya geldi. “Ne varmış halinde, hâlâ çok iyi görünüyorsun. Gideceğimiz yer ise sürpriz.” Bir şey söyleme fırsatı vermeden, asansöre girdik, bacaklarımı ince battaniye ile kapatırken açıkta kalan tek yaram boynumdakiydi. Sorgulamalarıma rağmen herhangi bir cevap alamamıştım, Celil bize arka kapıyı açarken Civan kaşlarını kaldırdı. “İzin verir misin?” nedenini anlamayarak “Ne için?” diye sordum. “Seni arabaya bindirmek için kucağıma almam gerekiyor,” hafif bir tebessümle izin verdiğimde beni kırılgan, narin bir bebekmişim gibi kucaklayarak yavaşça arka koltuğa oturtup, kendisi de yanıma oturdu. Ön koltukta poşetler vardı. Sorgulamam cevapsız kalacağı için sessiz kalmayı tercih etmiştim. Araç tanıdığım yollara girince yutkunarak Civan’a döndüm. “Nasıl? Beni okula mı getirdin?” dudağının bir köşesi kıvrıldı, buruk bir tebessümdü bu. “Onlar ilk öğrencilerin ve vereceğin ilk karneyi kaçırmak istemezsin diye düşündüm.” Bakışlarım kucağımdaki elime kaydı, “Beni bu halde görmelerini istemiyorum ki, ya korkarlarsa?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKER
General FictionMardin'de sınır köylereden birine atanan Eylül için her şey yeni başlıyordu. Kendisini tamamen çocuklara atayan yeni öğretmen köy halkı tatafından yadırganacaktı. Bu süreçte kendisine yalnızca amcasının askerleri ve köyün önemli aşiretlerinden birin...